Хелпикс

Главная

Контакты

Случайная статья





d) Estağfirullah 9 страница



imalâ tta doğ ruluk, yö netimde adalet, akrabaya ziyaret ve komş ulara ikram ve benzeri bü tü n ameller ibâ det olur.

Ö zetle Allah’ı n rı zası olarak tanı mlanabilecek ihlâ s ö lç ü alı nmazsa aş ağ ı -

da aç ı klanacağ ı ü zere kı lı nacak namazlar, verilecek zekâ tlar ve yapı lacak hac- lar da verimsiz uğ raş ı lara, hatta Allah’ı n gazabı na neden olacak gü nahlara dö - nü ş ü rler.

İ hlâ slı lı k ve ihlâ ssı zlı k bö ylesine ö nemli neticeler verebildiğ i iç indir ki biz ilâ hî emir ve yasakları ve bu ç erç eve iç ine girebilecek amelleri ihlâ sla yapmak-

la emrolunduk.

Zü mer Sû resi  yet 3:

“... (Emirleri ve yasakları nı ) ancak ihlâ s ile uygulayarak Allah’a ibâ det et. ”

Kehf Sû resi  yet 110:

“... Kim Rabbin (in rı zası na ve O’nun nimetlerin)e kavuş mayı arzu ediyorsa ihlâ slı ameller yapsı n ve Rabbine ibadette hiç bir kiş iyi (ilkeyi ve kurumu O’na) or­ tak koş ması n. ”

Mü minler!

Ş anı Yü ce olan Allah. bizim yü celer yü cesi zatı na karş ı yaptı ğ ı mı z doğ ru- dan ibâ detlere, emirleri ve yasakları doğ rultusunda fertlere ve topluma karş ı yaptı ğ ı mı z ibadet nitelikli amellere muhtaç değ ildir.

Bu sebeple Rabbimiz, yü klediğ i kulluk gö revlerinin kendi rı zası iç in ya- pı lı p yapı lmadı ğ ı na bakar. “Ancak emirleri ve yasakları na verdiğ i değ er kadar kuluna kı ymet verir. ” Bu gerç eğ i Peygamberimiz ş ö yle aç ı klı yor:

[“Allah sizin suretlerinize ve malları nı za bakmaz. O, ancak kalplerinize ve iş ­

lerinize bakar. ”

“Ç ü nkü ameller; (sö zler, iş ler ve davranı ş lar) ancak niyetlere gö re değ er kaza­

nı r veya değ er yitirir. ”]2

Rabbimizin ve Peygamberimizin emri olan ihlâ sı kazanmanı n ş artı, amel- lerimizi Allah rı zası iç in yapmaktı r, Bir diğ er anlatı mla yalnı zken yaptı ğ ı mı z gü zellikte insanlar arası nda, insanlar arası nda yaptı ğ ı mı z gü zellikte yalnı zken

de yapmaktı r Ö lç ü budur.

 

 

2  C. Sağ ı r 1/74, R. Salihin B. İ hlas...


 

 


Peygamberimiz somut bir ö rnek ü zerinde bu ö lç ü yü ş ö yle aç ı klı yor:

“Bir kul insanlar arası nda namaz kı ldı ğ ı nda gü zelce kı lar, sonra yalnı z kaldı ­

ğ ı nda da aynı derecede itinalı ve huş u ile kı larsa Allah zü lcelâ l ş ö yle buyurur:

­ İ ş te bu kul, benim gerç ek ihlâ slı kulumdur. ”

Mü minler!

Allah  katı nda  amellerimizi  ibâ detlere  dö nü ş tü ren  ihlâ s,  ibâ detlerimizin kabulü ne de sebeptir.

Bu gerç eğ i aç ı klayan hadislerinde Peygamberimiz ş ö yle buyurur:

“Kı yamet Gü nü ’nde insanları n amelleri mü hü rlü â mel kitapları yla Allah’ı n huzuruna getirilir.

Allah zü lcelâ l (hakkı nda hü kü m verdiğ i bir kulla ilgili olarak vazifeli me- leklerine ş ö yle) emir buyurur:

­ Ş u, ş u, amelleri karalayı p atı nı z. Ancak diğ erlerini kabul edip mü kâ fat

iş lemi yapı nı z.

Melekler (hayrete dü ş erek) ş ö yle derler:

­ Ya Rab! Biz bu kuldan ancak hayı rlı ameller gö rdü k.

Rabbimiz de ş ö yle buyurur:

“­ Onun (hayı r gibi gö rü len bu) amelleri benim rı zam iç in değ ildi. (Mü kâ fat ve ceza vereceğ im) bu Yü ce Gü nde ancak ve ancak benim rı zam iç in yapı lan amelleri kabul edeceğ im. ”

Amellerimiz iç in yegâ ne değ er ö lç ü sü ihlâ s olduğ undan yapı lan az amel de insan iç in sebeb-i saadet olur.

Nitekim Peygamberimiz de ş ö yle buyururlar:

[“Amellerin en faziletlisi az da olsa devamlı (ve ihlaslı ) olarak yapı lanı dı r. ” “Dinî gö revlerini ihlasla yap. Bu takdirde az amel de sana yeter. ”]3

Yaptı ğ ı mı z aç ı klamalardan da anlaş ı lacağ ı ü zere sı rf Allah rı zası iç in değ il

de mal kazanmak, mevki edinmek, insanları n ö vgü sü nü sağ lamak ve ş ehevî emellere ulaş mak gibi gayelerle yapı lan ameller ç ok ç ok da olsa ö nemsizdir. Kulluk niş anesi olmaktan uzaktı r. Ö mü r sermayesinin kaybı dı r.

 

 

3  C. Sağ ı r 1/14.


 

747


 

 


 

748


Peygamberimiz bir hadislerinde ihlâ ssı z amellerin uğ rayacağ ı akibeti ş ö y-

le aç ı klı yor:

“Vuku  bulacağ ı nda  ş ü phe  olmayan  Kı yamet  Gü nü ’nde  Allah  insanları

toplayacak. Sonra bir vazifeli melek ş ö yle ilâ n edecek:

- Kim yalnı zca Allah iç in yapması gereken bir amele, (beğ enisini kazan- mak iç in) bir baş kası nı ortak kı larsa amelinin mü kâ fatı nı Allah’tan değ il, O’na ortak koş tuğ undan istesin. ”

Ş eklen meş ru ve gü zel gö rü nse de Allah iç in yapı lmayan iş Allah katı nda

değ ersizdir. O iş ten halk yararlansa da yapı cı sı faydalanamaz.

Evet yapı lan iş, vatan iç in, millet iç in, tarih iç in, haklar ve hü rriyetlerin

savunulması iç in de olsa Allah’ı n rı zası gaye edinilmiyorsa neticesizdir.

Ö ğ ü t vermek, nakdî yardı m yapmak, tevazu gö stermek hatta ç ocukları - mı zı n nafakası iç in ç alı ş mak gibi Allah’ı n rı zası kazanı labilecek her hangi bir

iş i Rabbimizin sevgisine ermek iç in yapmamak, bizleri yalnı z sevaptan mah- rum kı lmaz. Mevlâ mı zı n azabı na da sü rü kler.

Maû n sû resinde gö steriş iç in namaz kı lanları n Cehennemin Veyl azabı na

uğ rayacakları bildirilmiş tir.

Peygamberimiz  de  mevzuumuzla  alâ kalı  bir  hadislerinde  ş ö yle  buyur- muş tur:

“Kı yamet Gü nü ’nde insanlardan ilk sorguya ç ekilip hakkı nda hü kü m ve- rilecek ü ç kiş iden biri insanları n gerç ek ş ehid olduğ unu zannettikleri kiş idir.

Bu kiş i Allah’ı n huzû runa ç ı karı lacaktı r. Rabbimiz ona verdiğ i nimetlerini hatı rlatacak, o da hatı rlayacaktı r. Sonra da soracak:

- Bu nimetler karş ı lı ğ ı nda ne yaptı n? O da:

­ Allahı m! Senin uğ runda savaş tı m ve ş ehit dü ş tü m, diyecek.

(Diyecek ama) Rabbimizden ş u karş ı lı ğ ı alacak:

­ (Hayı r, hayı r, ) sen yalan sö ylü yorsun. Sen, ancak sana kahraman denilme­

si iç in savaş tı n. (Benim iç in savaş madı n. ) Nitekim sen, ­kahraman bir adamdı ­ de­

nilerek de anı ldı n.

Bu muhakemeden sonra Rabbimizin emri ü zerine bu kiş i yü zü koyun sü -

rü lerek Cehennem’e atı lacak. ”

Peygamberimiz bu hadislerinde gö steriş iç in harcama yapan mal sahibi-


 

 


nin ve ş ö hret yapmak ve mevki edinmek iç in konuş an, yazan ve okutan alimin

de aynı tarz muhakemeden sonra Cehennem’e atı lacakları nı bildirmektedir. 4

Mü minler!

Allah’ı n rı zası nı kazandı racak amelleri, insanları n takdirleri ve ö vgü lerini kazanmak iç in yapmanı n, Allah katı nda bö ylesine bir â kibete uğ ratması Alla-

ha ortak koş mak derecesinde bir gü nah/suç olması ndandı r.

Peygamberimiz bu gerç eğ i aç ı klamak iç in ş ö yle buyurmuş lardı r:

“Ü mmetimle ilgili olarak korktukları nı m en korkutucu’ olanı Allah’a ortak koş ­

maları dı r. Sö zlerimi iyi kavrayı n.

Ben size onlar gü neş e, aya ve puta tapacaklar demiyorum. Fakat Allah’tan baş kası nı n  (emirleri  ve  arzuları na  gö re;  onları n  beğ enisini  kazanmak  iç in)  iş ler yapacaklardı r…”5

Rabbimden, insanları n gö zü nde bü yü rken kendi nezdinde kü ç ü lmekten bizi koruması nı diler hutbemi ihlaslı kullara verilecek nimetleri mü jdeleyen bir Hadî s-i Kudsî ile bitiriyorum:

Rabbimiz ş ö yle buyuruyor:

“Ben, rı zamı gaye edinmiş kulları m iç in hiç bir gö zü n gö rmediğ i hiç bir kula­ ğ ı n iş itmediğ i ve hiç bir kalbin tasavvur edemeyeceğ i gö z aydı nlı ğ ı nimetler hazı r­ ladı m. ”6

 

 

4  R. Salihin, B. Tahrimir-Riya.

5  İ. Mace Hn. 4205.

6  Bu hutbede geç en ve kaynağ ı verilmeyen hadisler, İ bn-ü Kesir tefsirinin Kehf Sû resinin son â yetinin  izahı nda  ve  Gazalî ’nin  Î hyaü -Ulû m’ud-Din  adlı  eserinin  Kitabü l-İ hlası nda  geç - mektedir.


 

749


 

 

Bilgiye Muhtacı z

 


 

750


Ferdî ş ahsiyeti ş ekillendiren ö ğ retim/eğ itim mü esseselerinde, bası n radyo

ve televizyon gibi sosyal kurumları nda İ slâ m Kü ltü rü ’nü n verilmediğ i laik bir cemiyet dü zeni iç inde yaş ı yoruz.

Bu sebeple gerekli İ slâ mî bilgiden/bilinç ten yoksun bulunuyoruz.

Tanı tı cı,  sevdirici  ve  bağ layı cı  İ slâ mî  bilgiden,  yö netim,  eğ itim  ve  tica- ret gibi alanlarda gö rmeye muhtaç olduğ umuz bilgili ve olgun mü ’min ö rne- ğ inden mahrumiyet de Mü slü manca yaş amamı zı engellemektedir; insan ege- menliğ inin zulmü nden Allah hâ kimiyetinin adaletine yü celmemize mani ol- maktadı r.

Değ indiğ imiz elem verici durumumuzu dü zeltebilmek iç in birinci dere- cede vazifemiz bizi Yü ce dinimize bağ layacak bilgiyi sağ lamaktı r.

Bilgi ihtiyacı mı zı karş ı lamadı kç a İ slâ m Dini’nin aydı nlı ğ ı nda dü nyamı zı ve â hiretimizi mutlu edebilmek mü mkü n değ ildir.

Cuma Mesajı mı zda bu konu ü zerinde duracak, gerekli bazı bilgileri sun- mağ a ç alı ş acağ ı z.

Mü minler!

• İ lk emri “Yaradan Rabbinin adı yla oku” olan İ slâ m’ı n değ er ö lç ü lerine gö -

re “İ lim hayat, cehalet ö lü mdü r. ”

İ lim bizi Allah’a yaklaş tı racak, insanlarla kaynaş tı racak ana vesî ledir.

İ lim nurdur/aydı nlı ktı r. Rabbimizin yarattı ğ ı gö kler, dağ lar, denizler, bö - cekler ve bitkiler gibi tabî at varlı kları nı tanı mak gö zlemle elde edilir. İ nsan iç in konulmuş ö zel ilâ hî yasalar olan Kur’â n ve Sü nneti okumak, dinlemekle ö ğ renilir ve yaratı klardan yararlanma yolları nı ö ğ reten laboratuar ç alı ş maları

ile sağ lanı r. Muhtevası da insanı n ihata edemeyeceğ i kadar geniş tir.


 

 


Bu sebeple biz mü ’minlerin ö ğ renmesi gereken ilk bilgiler Kur’â n ve Sü n-

net’in iman esasları ile ilgili ve ilâ hî emir ve yasaklarla alâ kalı olarak sundu- ğ u bilgilerdir. Ç ü nkü bize Rabbimizi ö ğ retecek bu bilgilerdir. Kâ inatı mı zı /ev­ renimizi ve dü nyamı zı tanı tacak bu bilgilerdir. Niç in yaratı ldı ğ ı mı zı, vazife- lerimizin neler olacağ ı nı ve hangi amaca yö nelik olarak yaş ayacağ ı mı zı bellete- cek bu bilgilerdir. Ö lü mü, ö lü m ö tesi sorgulaması nı mü kâ fat yurdu Cennet’i, azab yeri Cehennem’i bildirecek bu bilgilerdir.

Bir daha vurgulayalı m: biz ö nce Kur’â n’ı n ve onun Peygamberimiz Hz. Muhammed tarafı ndan yapı lmı ş aç ı klaması olan Sü nnet’in sunduğ u î man bil- gilerini sağ layacağ ı z.

İ lk olarak Allah’ı ve O’nun sı fatları nı, melekleri ve ö zelliklerini, peygamber- leri  ve  onları n  vası fları nı  ö ğ reneceğ iz.  Peygamberlerin  ortak  teblî ğ i  olan  İ s- lâ m’ı n son ilâ hî kitabı

Kur’â n’a nası l inanı lması gerektiğ ini bileceğ iz.

Ayrı ca bü tü n varlı kları n Rabbimiz tarafı ndan bir program iç inde yaratı l- dı ğ ı nı, bir dü zen iç inde yaş atı ldı ğ ı nı, bü tü n oluş ları n Rabbimizin ayrı ntı lı bil- gisi altı nda ve O’nun yaratması yla vü cut bulduğ unu, insanlar arası ndaki fark- lı lı ğ ı n O’nun takdirinin sonucu olduğ unu ö z ifadeyle kadere î manı n bilgisi-

ni edineceğ iz.

Bu ö ncelikli bilgiler arası nda  hiret Hayatı na î man bilgileri ile de dona- nacağ ı z. Bö ylece kâ inat nizamı nı n yı kı larak yeni bir dü zene sokulacağ ı nı, vü - cutları mı zı n yeniden yaratı larak ruhları mı zla birleş tirileceğ ini, Allah’ı n huzu- runa ç ı karı larak amel dosyaları mı za gö re muhakeme olunacağ ı mı zı ö ğ renece- ğ iz. Sonuç olarak da Cennet’e ya da Cehennem’e konulacağ ı mı zı, Cennet ve Cehennem hayatı nı n ebedî olduğ unu, gü nahkâ r mü minlerin ancak belirli sü - relerde azaba uğ rayacağ ı nı ö ğ reneceğ iz.

Ö ğ renilmesi farz-ayı n olan bu ilk î man bilgilerinden sonra yapmakla mü - kellef olduğ umuz vazifelerin bilgilerini ö ğ renmeye ç alı ş acağ ı z.

Namazı n,  orucun,  zekâ tı n,  haccı n,  adaletin,  ana-babaya  itaatin,  Hakka ç ağ ı rı p  Batı l’lardan  sakı ndı rmanı n,  sö zlere  ve  sö zleş melere  bağ lı lı ğ ı n,  ancak gerç ek Mü slü manları yetkilendirmenin ve onlarla beraber olmanı n ve diğ er gö revlerin farz olduğ unu ve bu gö revlerle ilgili lü zumlu ayrı ntı ları ö ğ renece- ğ iz. Ayrı ca evlenirken evlilik ve boş anma ile ilgili bilgileri, ticarete atı lı rken de


 

751


 

 


 

752


ticaretle alâ kalı ilâ hî ö lç ü leri ö ğ reneceğ iz. Farz gö revleri yapmanı n Cennet’e

gö tü receğ ini bileceğ iz.

Bu bilgileri alı rken Allah’a ortak koş mak, kâ firleri ve mü nafı kları yü rek- ten sevmek/desteklemek, iç ki, kumar, zina, eş cinsellik, faiz, rü ş vet, karabor- sa,, yalan, israf kibir ve sö zleş meleri ihlâ l gibi fiillerin haram olduğ unu ve Ce- hennem azabı na uğ ratacağ ı nı ö ğ reneceğ iz.

Mü minler!

İ man esasları, farz gö revler ve kaç ı nı lması zaruri haramlarla ilgili bilgi- lerden hemen sonra ö ğ renilmesi lü zumlu bilgiler geç imimizi sağ lamaya, ilâ hî nimetlerden yararlanmaya vesî le olacak bilgilerdir.

Bu bilgiler bir sanatı n bilgisi olabileceğ i gibi, teknik bilgi de olabilir. Fizik, kimya, matematik, astronomi, tı p gibi bir bilim dalı ile ilgili de olabilir.

Burada bilvesî le bir defa daha bildirelim: Kur’â n ve Sü nnet’in sunduğ u ve ö ğ renilmesi gerekli bilgilerin her bir kiş i tarafı ndan ö ğ renilmesi farzdı r.

Mü min iç in matematik, biyoloji ve astronomi gibi insana Allah’ı n yarat- tı kları ndan yararlanma yolunu aç an bilgiler de Farz-ı Kifâ ye’dir. Yani bir top- lumda Mü slü manlardan yeter sayı da insanı n ö ğ renmesi ile diğ erlerinden dü - ş en gö revdir.

Dü nya ve â hiret saadetimizi sağ lamak istiyorsak baş ta Kur’â n ve Sü nnet bilgileri olmak ü zere bilgiye dost olmaya mecburuz.

Bu dostluğ u sü rdü rmek iç in de aş ağ ı da aç ı kladı ğ ı mı z usullere ve benzer- lerine baş vurmalı yı z.

a) Tü rkç e Kur’â n tefsirleri ve Hadî s kitapları ndan, Peygamberimizin ve as- habı nı n hayatı n konu alan eserlerden ve de muhtelif muteber ilmihal kitapları

ve dini mevzuları iç eren kitaplardan gü cü mü z ve imkâ nları mı z ö lç ü sü nde her gü n bir miktar okumalı yı z.

b) Cemiyetimizdeki geliş meleri zaviyemizden bakarak incelemeye ç alı ş an gazete ve dergileri takip etmeliyiz.

c) Ö ğ retici ve ş uurlandı rı cı vaaz, konferans ve panel gibi kü ltü rel aktivi- teleri izlemeliyiz.

d)  Pek  verimli  bir  usul  olarak  da  muhitimizdeki  mü ftü,  ö ğ retmen  ve imam-hatip gibi bir hocamı zı n baş kanlı ğ ı nda veya kendi aramı zda ü ç er-beş er

ve onar kiş ilik gruplar halinde kitap okumalı ve dinlemeliyiz.


 

 

e) Bize hizmet imkâ nı verdiğ i iç in mesleğ imizle ilgili eserlerle, genel kü l-

tü rle alâ kalı kitapları da ciddiyetle mü talaa etmeliyiz.

Mü minler!

Rabbimizin ilk emri Oku’dur. Allah’ı n her bir emrine itaat ibâ det olduğ u iç in “Oku” emrinin gereğ ini yapmak da ibâ dettir. Bu ilâ hî emir namaz ve zekâ t emirleri gibi de sü reklidir. Okuyarak, dinleyerek hem ibâ det edelim, hem de ibadet vasfı nı taş ı yan gö revlerimizi ö ğ renelim.

Aç ı klamaya ç alı ş tı ğ ı mı z zarurî bilgileri ö ğ renmedikç e akademik kariyer edinilse bile cehaletten kurtulmanı n mü mkü n olamayacağ ı nı bilelim.

Cuma Mesajı ’mı zı, amel etmek iç in bilmek gerektiğ ini duyuran bir hadis-

le bitiririm:

“İ limden dilediğ inizi ö ğ reniniz. Allah’a yemin ederim ki bilginizle amel

etmedikç e bilgi ç oğ altmakla mü kâ fatlandı rı lmazsı nı z. ”

 


 

Not: Birinci ciltteki ilimle ilgili hutbelerimizin/mesajları mı zı n okunması nı tav­

siye ederiz.


753


 

 

İ slâ mî  Birliğ e Muhtacı z

 


 

 

754


İ slâ m Dini, ferdî ve sosyal nitelikli yasaları ile bir bü tü ndü r. Onun insanlı -

ğ a mutluluk getirebilmesi ve geliş im sağ layabilmesi iç in bir bü tü n halinde ya- ş anması lâ zı mdı r.

Bü tü n halinde yaş anabilmesi iç in Kur’â n’a ve onun hayatla ö rneklendiril- miş aç ı klaması olan Sü nnet’e gö re yaş anı lması n sağ layan kü ltü rel ve de hukukî ortamı n oluş turulması gerekir.

Bu sebeple biz mü ’minler muhtaç olduğ umuz vasatı / ortamı oluş turabil- mek iç in cemaat birliğ ine yö nelmek mecburiyetindeyiz. Ç ü nkü bizler gerek-

li kü ltü rel, iktisadî ve siyasî gü cü ancak birlikle oluş turabiliriz. Birlikle birbi- rimize ö rnek ve teş vikç i olabiliriz.

Birlikle mü esseseler kurulabilir, olgun mü minler yetiş tirebiliriz.

Birlikte inancı mı zı yaş ayabilir, Hakk’a ç ağ ı rabilir ve Batı l’dan sakı ndı ra- biliriz.

Zaruretini  vurgulamaya  ç alı ş tı ğ ı mı z  birlik  değ inildiğ i  ü zere  kü ltü rel, iktisadî ve siyasî birliktir.

Rabbimiz ş ö yle buyurmaktadı r:

[“Allah’ı n ipi Kur’â n’a yapı ş ı nı z; Kur’â n’ı ortak değ er kabul edip birleş iniz ve parç alanmayı nı z... ”

“Allah’a ve Peygamberi Muhammed’e itaat ediniz. Birbirinizle ç ekiş meyiniz, yoksa  baş arı sı zlı ğ a  dü ş ersiniz  ve  kuvvetiniz  gider.  Sabrediniz.  Ş ü phesiz  ki  Allah, sabredenlerle beraberdir. ”]1

Yü ce Peygamberimiz de ş u buyrukları yla bizleri birliğ e yö neltmektedir:

 

 

1  Ali İ mran 103; Enfal 46.


 

 


[“Allah’ı n yardı m eli topluluk ü zerindedir. (Kur’â n ve Sü nnet ç evresinde topla­

nan) bü yü k kitleyi izleyin. ”

(Mü minlerin topluluğ undan) ayrı lan ancak Cehennem’e ayrı lı r. ”]2

“(Ey Mü minler! ) Allah’ı n bana emrettiğ i ş u beş gö revin yapı lması nı ben de si­

ze emrediyorum:

a) Cemâ at (birliğ i ve beraberliğ i ü zerinde olmak).

b) (Allah’ı n ve Peygamber’inin bü tü n emir, tavsiye ve yasakları nı can kulağ ı ile) dinlemek,

c) (Dinlenenlere) itaat etmek.

d) (Ş artlar gerektirdiğ inde) Hicret etmek.

e) Allah yolunda (mallarla ve canlarla) cihad etmek.

(Aman birlik ve beraberlik hususuna dikkat edin. ) Mü ’minlerin oluş turduğ u birliğ inin dı ş ı na ç ı kan kiş i birliğ e geri dö nü nceye kadar İ slâ m halkası nı boynundan ç ı karmı ş olur.

İ slâ m dı ş ı hayat ve kurumlar olan Câ hiliyete ç ağ ı ran kiş i de Cehennem’e ç ö rek­

lenmiş tir. ”3

Mü minler!

Bizler birliğ e muhtacı z ve mecburuz. Ama bunu nası l gerç ekleş tireceğ iz?

a) İ slâ m Dini’ne iman eden, O’nun esasları na ve. Hz. Muhammed’in ö n- derliğ ine gö re yaş anması gereğ ini kabul eden her bir mü min birliğ imizin ü ye- sidir. Bö yle kabul olunmalı dı r ve her bir ü yemize ş efkat gö sterilmelidir.

Ancak İ slâ m Dini’ni bir hayat dü zeni kabul etmediğ i halde ç ı karlar iç in aramı za katı lmak, gü cü mü zden yararlanmak isteyecekler olabilir. Bunun iç in

iş hayatı nda, iktisadî ortaklı klarda ve siyasî organizasyonlarda, birlik ü yesi ka- bul  edip  destek  vereceğ imiz  mü ’minlerden  birliğ imiz  ü yesi  olduğ unun  fiilî belgelerini isteyeceğ iz.

Bu fiilî belgeler namazdı r ve ş artları gerç ekleş tiğ in de zekâ ttı r.

Namaz kı lmayan veya zekâ t vermeyen hiç bir ferde gü venerek bizi temsil

ve adı mı za tasarruf yetkisi veremeyiz. Kaldı ki namaz ve zekâ t. asgarî ş arttı r. Ayrı ca İ slâ m’ı n, ortak aklı n ve ilmin gerektirdiklerine ç ağ ı rı cı ve kaç ı ndı rdı kla-

 

 

2  Keş fü l­Hafâ Hadis No: 3223; El­Camius­Sağ î r “Men Ferreka” 2/177.

3  M. İ. Kesî r, Bakara 21 (1/40).


 

755


 

 


 

756


rı ndan da sakı ndı rı cı olmak, her bir ilâ hî emri kabule ve ş artlar elverdikç e uy-

gulamaya hazı r olmak da gerekir. Ç ü nkü Rabbimiz bö yle bildiriyor.

“Sizin Velî ’niz dostunuz ancak Allah’tı r, O’nun Peygamberidir. Bir de namaz kı ­

lan, zekâ t veren ve diğ er kurallara da boyun eğ en mü minlerdir.. ”4

Mü minler!

b) Kurmaya muhtaç olduğ umuz birliğ in toplantı mahalli, gö rü ş me ve va- zife alma yeri camilerdir. Gü nde beş kez mahallî, haftada bir genel toplantı ana gö revlerimizdendir..

Bildiğ imiz gibi hayatı İ slâ m’a gö re yaş ama ş uuru, andı ve enerjisi olan na- maz, dinimizde kurulması zarurî olan birliğ imizin kaynağ ı kı lı nmı ş tı r.

Cemâ at  namazları yla  birliğ e  fiilen  adı m  atamayan  ve  camileri  buluş ma merkezi  edinemeyen  mü minler  baş kaca  zeminlerde  birleş emezler.  Nitekim birleş ememektedirler.

Ö nce cami, camiden hareketle de her alanda kurulmaları farz-ı kifaye olan sivil toplum ö rgü tleri birleş me yerlerimiz olacaktı r.

Cemaat namazı na gelmek iç in atı lan her bir adı mı n bir gü naha kefaret ve bir sevaba erme olduğ unu bildiren Peygamberimiz, bu gerç eğ i aç ı klayan bir diğ er hadî slerinde ş ö yle buyurmuş tur:

“Cemaatle kı lı nan namaz, tek baş ı ma kı lı nan namazdan yirmi yedi derece da­

ha fazî letlidir. ”5

Bu hadî sin iş aret buyurduğ u ana nü kte ş udur:

“Cemaat namazları yla sağ lanacak birlik; tanı ş ma ve kaynaş ma, diğ er sos- yal zeminlerde sağ lanacak birlikten; tanı ş ma ve kaynaş madan en az yirmi ye-

di kat daha verimlidir. ” Mü minler!

Cami ve cemâ at namazı birliğ imizin merkezi ve toplantı ş eklidir. Bu ş ek- liyle de birliğ imizin temelidir.

c) Birliğ imizin birlik ü yesi olan bizlere yü klediğ i gö revlerden biri de ca- mi iç i toplantı ları nda tanı ş tı ğ ı mı z mü minleri, hayatı mı zı n her an ve safhası n-

da ve ö zellikle de oluş turulacak sivil toplum ö rgü tlerinde tercih etmektir. Ter- cih İ slâ mî gö rev, demokratik haktı r.

 

 



  

© helpiks.su При использовании или копировании материалов прямая ссылка на сайт обязательна.