Хелпикс

Главная

Контакты

Случайная статья





d) İşte güzellik 6 страница



Ö lü mle yeniden diriliş arası ndaki kabir hayatı nı n varlı ğ ı, diri oldukları

ve Rablerinin katı nda rı zı klandı rı ldı kları Kur’â nla aç ı klanan ş ehitlerin haya­

tı ile de belgelidir. 1

Bu hutbemizde akı l ve ilim gü cü yle ö ğ renilemeyecek olan kabir hayatı nı n kâ firler ve mü nafı klar iç in nası l gerç ekleş eceğ ini “Kabir azabı Hak’tı r. ”2 buyu­ ran Peygamberimizin hadisleriyle aç ı klamaya ç alı ş acağ ı z.

Hutbemizin tesirini cü mleniz ü zerinde halk buyurması nı Yü ce Rabbimiz­ den niyaz eder, kafaları nı zı ve kalplerinizi İ slâ m mantı ğ ı ile ayarlayarak dinle­ menizi dilerim.

(Allah’a,  kanunları na  veya  inanı lması  gerekli  İ slâ mî  esaslardan  birisine inanmayan) kâ fir (ve ş eklen inanı r gö rü ndü ğ ü halde kalben inanmayan mü ­ nafı k) kiş i, ö lü m koması na girip Ahirete yö neldiğ inde semadan siyah yü zlü melekler inerler. Beraberlerinde getirdikleri (can yakı cı ) elbise ile o kiş inin et­ rafı nda gö z alabildiğ ine bir topluluk halinde otururlar.

Ö lü m meleğ i de gelerek baş ucuna oturur ve ş ö yle der:

­ Ey Kö tü, Pis Ruh! Allah’ı n gazabı na doğ ru bedenden ç ı k.

 

 

1  Bakara 154, Â l­i İ mran 169.

2  Buhari Cenaiz 87


 

 


Kı zgı n ş iş in ı slak yü n iç inden ç ı karı lması gibi ö lü m meleğ i ruhu beden­

den  soyarak  alı r.  Ö lü m  meleğ i  canı  alı r  almaz,  semadan  gelen  melekler  bir lâ hza olsun ruhu ö lü m meleğ inin elinde bı rakmazlar. Onu alı rlar ve getirdik­ leri Cehennemi elbiseye sararlar.

(Bu inkarcı ve isyancı ) ruh’tan yer yü zü ndeki laş e kokuları nı n en kö tü sü gibi bir koku ç ı kar.

Melekler  bu  rû h’la  yü kselirler.  Karş ı laş tı kları  melekler  cemaatinin  her biri “bu kö tü ruh da kimdir? ” diye sorarlar. Refakatç i melekler de dü nyada isimlendirildiğ i adları n en kö tü sü ile “falandı r” diye onu tanı tı rlar.

Dü nya gö ğ ü ne geldiklerinde, melekler gö k katı nı n bu ruha aç ı lması nı is­

terler, fakat aç ı lmaz.

Peygamberimiz sö zlerinin bu kı smı nda A’raf Sû resi’nin ş u anlamdaki 40. â yetini okudu.

(“İ ndirdiğ imiz)  â yetlerimizi;  Kur’â n  yasaları nı  yalanlayı p  da  o  â yetler  (in kurduğ u dü zen)e baş kaldı ranlar iç in gö k kapı lan aç ı lmayacak, onlar Cennet’e gi­ remeyeceklerdir... ”

(Kâ fir veya mü nafı ğ ı n ruhunu getiren meleklere) Allah Zü lcelâ l ş ö yle bu­

yurur:

­ Bunun amel kitabı nı Siccine, yerin en alt tabakası ndaki (inkâ rcı ları n ve ş eytanları n amellerinin kayı tlı olduğ u mü hü rlü divana) yazı n.

Sonra bu kö tü ruh boş luğ a atı lı r. 3

Allah’ı n Resulü aç ı klamaları nı n bu bö lü mü nde de Hac sû resinin ş u an­

lamdaki 31. â yetlerini okudu:

“Kim Allah’ı n (zâ tı na ve kanunları na) eş koş arsa o yü ksekten dü ş ü p de (par­ ç alanmı ş ve) kendisini kuş kapmı ş, yahut rü zgâ r onu uzak bir yere atmı ş (nesne) gibidir. ”

Neticede rû h Kabir’deki cesedine dö ndü rü lü r. Kabir onu ş u sö zlerle kar­

ş ı lar:

­ Yazı klar olsun sana. Ü zerimde gezenlerin bana en ç irkin olanı sendin. Bana geldiğ in ve seni teslim aldı ğ ı m bugü n sana yapacakları mı gö receksin. 4

 

 

3  Et­Tac, 5/214.

4  İ hya’u  ü lû mud­din,  Gazali,  Beyanü  Kelâ mi’l­Kabri  lil­Meyyid  4/620;  ayrı ca  bak:  Tac,

5/213.


 

511


 

 

­ Sana yazı klar olsun! Seni benim hakkı mda kim aldattı? Sen benim imti­

han konağ ı, zulmet meskeni, yalnı zlı k evi (ve insanları n cesedini kemiren bir yurt olduğ umu bilmiyor muydun? )5

Bu sı rada siyah yü zlü gö k gö zlü Mü nker ve Nekir adlı melekler gelir. Bu sual melekleri ile imansı z arası nda bir engel olmaz. Onu oturturlar. Mü thiş bir korku iç erisinde ve feryat ederek oturur. 6

Melekler sorarlar:

­ Rabbin kimdir?

Ne sö ylediğ ini bilmeyen ş aş kı nlar gibi mı rı ldanarak cevap verir:

­ Bilmiyorum.

­ Dinin nedir?

­ Bilmiyorum.

­  Size  Peygamber  olarak  gö nderilen  Hz.  Muhammed  hakkı nda  ne  der­


512


sin?


 

 

­ (Muhammed’le (a. s. ) ilgili bir ş ey) bilmiyorum.

­  Senin  dü nyada  bö yle  dediğ ini,  ş imdi  de  bö yle  sö yleyeceğ ini  biliyor­


duk. 7

Sualleri cevaplandı ramadı ğ ı bu hengâ mede oraya ç irkin yü zlü, pis koku­

lu ve kö tü elbiseli bir kiş i gelir ve ş ö yle der:

­ Allah’ı n gazabı na uğ rayacağ ı n ve elem verici daimî bir azapla azaplana­

cağ ı n iç in vay haline.

O da ş ö yle der:

­ Allah cezanı versin. Sen kimsin?

­ Ben senin (bâ tı l inancı n ve) kö tü amelinim. Sen Allah’a itaatten kaç ı nan, sapı k dü ş ü nce ve iş lere koş an bir adamdı n. 8

(Derken) gö kten bir gö revli melek (kabirle alâ kalı meleklere) ş u talima­

tı verir:

­ O yalan sö yledi. Ona ateş ten dö ş ek yayı n. Ona ateş ten giysiler giydirin.

 

 

5  Ş. B. M. Tecrid­i Sarih Ter. ve Ş erhi 4/636.

6  Et­Tac, 5/209; Tecrid, 4/638.

7  İ hya, mezkû r bö lü m.

8  Et­Tac, 5/209; İ. Ulumuddin Beyan­ü Azabil­Kabri, 4/620.


 

 


Bundan sonra O’na kö r, sağ ı r ve dilsiz olup yanı nda demirden topuz bu­

lunan bir melek musallat edilir.

Bu melek (kâ fir veya mü nafı k) ruha ö yle bir darbe vurur ki, insanlar ve cinlerden baş ka, doğ u ile batı arası ndaki her canlı varlı k onun feryadı nı iş itir.

Kabri’nden Cehennem’e bir kapı aç ı lı r. Aç ı lan bu kapı dan Cehennem’in harareti ve kavurucu dalgalan kabrin iç ine dolarak onu sarar. Sonra da kabir ona daraltı lı r da kaburga kemikleri parç alanı r.

Allah bu inkarcı ve isyancı kula, 70 bü yü k yı lan musallat eder ki o yı lanlar­

dan biri yer yü zü nde solusaydı dü nya durdukç a, yer hiç bir ş ey bitiremezdi.

(İ ş te her biri bir inkâ rı ve isyanı nı temsilen) bu yı lanlar Allah’ı n huzurun­

da muhakeme olunmak ü zere kabirden kalkacağ ı gü ne kadar onu sokar ve ı sı ­

rı rlar.

Aziz Mü ’minlerl

Kâ firler ve mü nafı klar iç in ruhun kabrinde ruha ç ektirilecek ve bedenin kabrindeki toprağ a karı ş mı ş mevcut vü cut birimlerine de hissettirilecek aza­ bı n bir kı smı nı hadislerle aç ı kladı k.

Mü ’minlerin imanı, kâ firin kü frü, mü nafı ğ ı n da nifakı ü zerinde diriltile­ ceğ i kabirde dehş et verici azab, yalnı z kâ firlere ve mü nafı klara mahsus olma­ yacaktı r.

Namaz kı lmamak, zekâ t vermemek, iç ki iç mek, zina yapmak, faiz yemek, yalan sö ylemek gibi suç ları n sahibi mü ’minler iç in de kabir azabı vardı r.

Bunun iç indir ki, Peygamberimiz ş ö yle buyurmuş lardı r:

[“Dü nyanı n oyun ve eğ lence vasfı ndaki sö z ve iş lerine dalarak kabirleri ve im­

tihanı nı unutan insan ne kö tü kuldur. ”9

“Kabir azabı ndan Allah’a sı ğ ı nı nı z. ”]10

Kabir hayatı nı n aç ı klanan ve aç ı klanamayan bü tü n safhaları na tam bir ş e­ kilde inanalı m. Ş ü pheye yer vermeyelim. Peygamberimiz gibi duaları mı zla ka­ bir imtihanı ve azabı ndan Allah’a sı ğ ı nalı m.

Hutbemizi Mü ’minû n Sû resi’nden â yetlerle bitiriyorum:

 

 

9  Et­Tac, 5/214, 5.

10  S. Tirmizi, K. S. Kı yameti Hn. 2450; Sahihi Mü slim Ter. M. Sofuoğ lu 8/393.


 

513


 

 

Ö ldü kten sonra diriltileceklerine inanmayanlardan birine ö lü m gelip ç atı nca

tekrar tekrar ş ö yle diyecektir:

Rabbim! Beni dü nyaya geri gö nder ki dü nyada iken yapmadı ğ ı m iyi iş leri ya­

payı m.

Hayı r, hayı r! onun sö ylediğ i boş bir sö zdü r. (Ç ü nkü ) Onları n arası nda tekrar diriltilecekleri gü ne kadar (dü nyaya dö nü ş e mani aş maları imkâ nsı z ö lü m) en­ geli vardı r. ”11

 

514

 

 

11  Mü ’minun, 99­100.


 

 

Kur’â n’da Â hiret Hayatı  I

 


İ slâ m  Dini’in  temel  iman  esasları ndan  biri  Â hiret  Gü nü ’ne  inanmaktı r;

inanç ları mı z ve amellerimize gö re, mutluluk dolu ya da belirli bir sü resi veya bü tü nü azaplarla ç evrili ebedî bir hayat yaş amak iç in, ö lü mden sonra tekrar diriltileceğ imize iman etmektir.

İ nsan, bu İ lahi Yargı lama Gü nü ’ne inanmadı kç a ve onu yakı nlardan ya­

kı n bilmedikç e, bu Yü ce Gü nü ’n ardı ndan baş layacak Ebed’i Hayat’ı n korku­

su ve ö zlemi ile dolmadı kç a Dü nya Hayatı ’nı konumlandı ramaz ve de amaç ­

landı ramaz. Yaş ama aş kı ve emelleriyle dolu canlı bir hayat sü remez, iradesi

ve imkâ nları nı faziletlere yö neltemez. Olması gerektiğ i ş ekliyle Hak ve Halk insanı olamaz.

Bunun  iç indir  ki,  Â hiret  Gü nü ’ne  î man  konusu  Kur’â n­ı  Kerim’de  pek ç ok iş lenmekte, bu Azî m Gü n’ü n varlı ğ ı ve oluş ş ekli ş uurlara yerleş tirilmek­

te, bu mutlak adalet gü nü ndeki ilâ hî muhakeme bü tü n dehş eti ve ayrı ntı ları y­

la bildirilmekte, Cennet ve nimetleri, Cehennem ve azabı gayet aç ı k bir ş ekil­

de tasvir olunmaktadı r.

“Â hiret  Gü nü ”  mevzuunu  Kur’â n’ı mı zda  aç ı klanan  ş ekliyle  ö zetleyerek sunmaya ç alı ş acağ ı z.

Bu gerç ek ve yü ce gü nü n biricik mâ liki ve hâ kimi olan Mevlâ mı z ş ö yle bu­

yurur:

“İ nkarcı lar,  ö ldü kten  sonra  asla  diriltilmeyeceklerini  zannedip  iddia  ettiler. (Ey Peygamber! Onlara) de ki: Hayı r, (zannettiğ iniz gibi değ il. ) Rabbim hakkı iç in mutlaka diriltileceksiniz, sonra da yaptı kları nı z size haber verilecektir. Bu ise, Allah’a gö re kolaydı r. ”


 

 

515


 

 


 

516


“Gö kleri ve yeri yaratan (Allah’ı n), onlar gibisini yaratmağ a gü cü yetmez mi?

Elbette buna gü cü yeter. O, her ş eyi yaratandı r, her ş eyi bilendir. ”1

Aziz Mü ’minler!

İ nsanları n  inanmaya  ç ağ rı ldı kları  Ahiret  Gü nü ’nü n,  Kâ inat  Nizâ mı ’nı n ç ö kü ş ü ile baş layacak ilk safhası nı ve insanları n bü yü k bir korku ve dehş et iç erisinde kabirlerinden diriltilerek ç ı karı lacakları nı Kur’an’ı mı z ş ö yle aç ı kla­ maktadı r:

“Gö k, yarı ldı ğ ı zaman, ”

“Gü neş, dü rü ldü ğ ü (ve ziyası sö ndü rü ldü ğ ü zaman, )” “Yı ldı zlar, dö kü lü p saç ı ldı ğ ı zaman, ”

“Dağ lar, yü rü tü ldü ğ ü (toz, duman olduğ u) zaman, ” “Denizler, fı ş kı rtı ldı ğ ı, kabirler alt ü st edildiğ i zaman, ” “İ nsan, ‘Kaç ı ş nereye? ’ diyecek. Hayı r, hiç bir sı ğ ı nak yok. ”

“O gü n, kiş i, (Hak iddia ederler korkusuyla) kardeş inden, anası ndan ve babası ndan, zevcesinden ve oğ ulları ndan kaç acak. ”

“O gü n, herkesin (varı p) duracağ ı yer ancak Rabbinin huzurudur. )”2

Manâ ları nı  sunduğ umuz  Kur’â n  â yetlerinde  oluş  ş ekli  aç ı klanan  Â hiret Gü nü ’nde insanları n Allah’ı n huzurunda nası l muhakeme olunacakları nı da Kur’â n’ı mı z ş ö ylece belirtmektedir:

[“Herkesin boynuna iş ledikleri amelleri doları z ve Kı yamet Gü nü aç ı lmı ş bulacağ ı kitabı ö nü ne ç ı karı rı z (ve ş ö yle deriz: )

(Amel) Kitabı ’nı oku. Bugü n kendi hesabı nı kendin gö receksin. ”

“Amel Kitabı ortaya konunca, suç luları n onda yazı lı olanlardan korktuk­ ları m gö rü rsü n. ‘Vah bize, eyvah bize! Bu Amel Kitabı, nası l olmuş da kü ç ü k bü yü k bir ş ey bı rakmadan hepsini saymı ş ’ derler. Yaptı kları nı karş ı ları nda ha­ zı r bulurlar. Rabbin kimseye haksı zlı k etmez. ”

“İ ş te o gü n ağ ı zları nı mü hü rleriz.

Kendi dilleri, elleri ve ayakları yapmı ş oldukları na tanı klı k eder,

 

 

1  Tegabun 7; Yasin, 81.

2  Sı rası yla bak. İ nfitar 1; Tekvî r 1; İ nfitar 2; Tekvî r, 3; İ nfı tar, 3­4; Kı yame, 19; Abese, 34­36; Kı yame, 12.


 

 


O gü n, Allah onlara kesinleş miş cezaları nı verecektir. Allah’ı n apaç ı k Hak

olduğ unu da bileceklerdir. ”3

Aziz Mü ’minler!

Mü kâ fat  ve  ceza  tevziinde  Allah’ı n  adaleti  tecelli  etmeye  baş layı nca, Allah’ı, Elç isi Hz. Muhammed’i ve onunla duyurduğ u Kur’â n yasaları nı tanı ­ mayan inkâ rcı ve isyancı ları n, yoksun kalacakları mutluluktan ve uğ rayacak­ ları azâ bdan ö tü rü pek bü yü k nedamet duyguları iç erisinde vahlanacakları ­ nı, ama bu sı zlanı ş ları n bir faydası olmayacağ ı nı, zira onlar iç in hiç bir dost

ve yardı mcı nı n bulunmayacağ ı nı da Kur’â nı mı z bü tü n tafsilatı yla aç ı klamak­

tadı r.

Rabbimiz ş ö yle buyurur:

“... O gü n kiş i elleri ile yapı p ö ne sü rdü ğ ü iş lere bakar, inkarcı ve isyancı kiş i de ş ö yle der. Ah! Ne olurdu toprak olaydı m. (Keş ke dirilmeyeydim. )”

“Ne  olaydı,  ben  Hak  Peygamberle  (ve  O’nun  izindekilerle)  beraber  bir kurtuluş yolu edineydim.

Yazı klar olsun bana! Keş ki, beni sapı tan falanı dost edinmeyeydim. Vallahi beni, bana iletilen Kur’â nî gerç eklerden o saptı rdı. ”

“Artı k onlara, aracı ları n ş efaati fayda vermez. ”

“(Zaten Allah’ı, elç isini ve kanunları nı tanı mamakla ö z nefislerine, hakla­

rı ç iğ nemekle de fertlere ve topluma) zulmedenlerin ne dostu ne de dinlenir bir ş efaatç isi olur. ”]4

Aziz Mü ’minler!

İ man etmedikç e ve tö vbe ile arı narak İ slâ m’a gö re yaş amadı kç a, Allah’a, Peygamberlerine ve Ahiret Gü nü ’ne inanmayanlar, Mevlâ mı zı n ve Peygambe­ rimizin hayatı mı zı dü zenleyen emir ve yasakları na uymayanlar Cehennem’e atı lacaklar. Ö rneğ in inanç sı zlar, namaz kı lmayanlar, faiz alanlar, yetim malı yi­ yenler zekâ t vermeyenler, ç eş itli entrikalarla fert ve toplum hakları na tecâ vü z edenler, zinacı, iç kici ve ç ekiş tiriciler, Hak’ka ç ağ ı rdı kları halde Hak’la yaş a­ mayanlar gibi inkarcı lar ve gü nahkâ rlar, inanmadı kları veya azabı ndan kaç ı n­ dı racak hayatı sü rdü rmedikleri iç in Cehennem’e atı lacaklar…

Allah da onlara ş ö yle buyuracak:

 

 

3  Sı rası yla bak. İ sra 13­14; Kehf, 49; Nur, 24­25.

4  Sı rası yla bak. Nebe, 40; Furkan, 27­29; Muddesir, 48; Mü min, 18.


 

517


 

 


 

518


Bu (â hiret) gü nü nü ze kavuş mayı unutmanı za karş ı lı k tadı n azabı. Doğ rusu

ş imdi biz de sizi unuttuk.

Yaptı kları nı za karş ı lı k ç ekin o ardı arkası kesilmeyecek azabı! ”5

İ slâ m Dini’ni hayat dü zeni edinerek Allah’a ve Peygamberine itaat edenler de mutluluk yurdu Cennet’lere gö nderilecekler ve onlara ş ö yle denilecek:

“İ ş te, sö z, iş ve davranı ş ları nı zla İ slâ m Dini’ne gö re yaş amanı z sebebiyle mirasç ı sı olduğ unuz Cennet. ”

“Her tü rlü elemden arı nmı ş lı k; selâ met size. Artı k mutlusunuz. Ebedî ola­

rak kalmak ü zere girin Cennete. ”]6

Mevzuumuza devam edeceğ imi bildirir, Cuma Mesajı mı zı bir hadisle bi­

tiririm:

Allah ondan razı olsun İ bn­ü Ö mer anlatı yor.

Allah’ı n  Resû lü  (s. a. )  ile  beraberdim.  Ensar’dan  bir  sahâ bî  (Allah’ı n

Resû lü ’ne) geldi ve O’na selâ m verdi. Sonra da sordu:

­ Ya Resû ellah! Mü ’minlerin en ü stü nü hangisidir?

­ Onları n ahlâ kı /yaş ayı ş ı en gü zel olanı dı r.

­ (Ya Resû lallah! ) Mü ’minlerin en akı llı sı hangisidir?

­ Onları n ö lü mü en ç ok hatı rlayanı, ö lü mden sonrası iç in en gü zel bir ş ekilde

(Â hiret) hazı rlı ğ ı yapanı dı r.

İ ş te onlar, (evet bu gibiler) en akı llı mü ’minlerdir. 7

 

 

5  Secde, 14.

6  Araf, 43; Zü mer, 73.

7  Tac, 5/212; İ. Mace, Hn. 4259.


 

 

Kur’â n’da Ahî ret Hayatı  II

 

 


İ nanmakla emrolunduğ umuz Ahiret Gü nü ’nü n, kâ inat(evren) nizâ mı nı n

ç ö kü ş ü ve insanları n diriltiliş i ile oluş acağ ı nı, bu muhteş em adalet gü nü ndeki muhakemenin ş ekli ve dehş etini, insanları n inanç ve amel durumları na gö re mü kâ fat olarak Cennet’e, ceza olarak Cehennem’e gö nderileceklerini bir ö n­ ceki Cuma Mesajı ’mı zda aç ı klamı ş tı k.

Mevzuumuza, devam edecek, Cehennem ve Cennet hayatı nı Kur’â n â yet­

lerine gö re aç ı klamaya ç alı ş acağ ı z.

Yü ce Rabbimiz, Kur’â n­ı Kerim’de Cehennem ve Cennet hayatı nı idrakle­ rimize yaklaş tı rarak bü tü n ayrı ntı ları yla bildirmektedir. Bu aç ı klamalar o de­ rece canlı dı r ki, bazen da rû hun etkileneceğ i ş ekilde tablolaş tı rı r ve seslendi­ rilir.


 

 

519


a) İ slâ m Dini’ne inanmayan ve bu Hak Dü zeni inanmadı kları iç in yaş a­

mayanları n atı lacakları Cehennem’in azabı nı ve bu azâ bı n kalplere korku salı ­

cı dehş etini Kur’â n â yetlerinden izleyelim:

Cehennem, (kendisine atı lacaklara) uzak bir yerden gö zü kü nce, onlar, onun kaynaması nı ve uğ ultusunu iş itirler. ”1

İ ş itirler de tam bir nedamet ve hü sran iç erisinde ş ö yle vahlanı rlar:

“... Keş ki ö lü m her ş eyi bitirseydi de(diriltilmeyeydim. ) Malı m bana fayda vermedi, gü cü m de kalmadı. ”

Allah da ilgili meleklere ş ö yle buyurur:

 

1  Furkan, 16.


 

 


 

520


“Onu, tutun bağ layı n. Sonra da Cehenneme yaslayı n. ”2

Aziz Mü ’minler!

Yaratanı tanı maz ve O’na itaat etmez kullar Cehennem’e atı ldı ğ ı nda azâ p onları kuş atacak.

Rabbimiz Kur’â n’ı nda ş ö yle buyuruyor:

“... Azap, onları tepelerinden ve ayakları altı ndan saracak. ”

“... Derilerinin her yanı ş ı nda, azabı tatmaları iç in onları baş ka derilerle değ iş tireceğ iz. Allah, ç ok gü ç lü dü r, ç ok bilgedir. ”

“Gü nahkâ rları n (Cehennemdeki) yemeğ i zakkum ağ acı dı r.

O, kaynar suyun fı kı rdadı ğ ı gibi karı nlar iç inde kaynayacak erimiş ma­

denler gibidir. ”

“İ ş te siz, ey Hak’tan sapanlar ve onu yalanlayanlar! Doğ rusu bu zakkum ağ acı ndan yiyeceksiniz. Karı nları nı zı onunla dolduracaksı nı z.

Onun ü zerine (erimiş maden tortusu gibi) kaynar su iç eceksiniz. Hem de susamı ş develerin suya saldı rı ş ı gibi iç eceksiniz. ”

“... Bu iç ki, ne fena bir iç ki, ve bu ateş ne kö tü konaklama yeridir. ”3

Mü ’minler!

Pek tabî idir ki Cehennem’e girecekler onun korkunç azbı ndan kurtulmak, Cehennem’den ç ı kmak isterler. Ama heyhat.

“... Oradan her ç ı kmak istedikç e, yine o ateş iç ine dö ndü rü lü rler ve onlara; ‘ta­

dı n bakalı m yalanlayı p durduğ unuz o ateş in azabı nı ’ denilir. ”4

“Ateş te olanlar, Cehennem bekç ilerine; ‘Rabbinize yalvarı n da hiç değ ilse bir gü n azabı mı zı hafifletsin’ derler.

Cehennem bekç ileri de ş ö yle sö yler:

­ Size peygamberleriniz ­inandı rı cı ­ belgelerle gelmemiş iniydi?

­ Evet, gelmiş ti.

­  O  halde  kendiniz  yalvarı n.  Ancak  Allah’ı  inkâ ra  ve  O’nun  dini  olan

İ slâ m’a aykı rı gidenlerin yalvarı ş ı sonuç suz kalacaktı r.. ”5

 

 

2  Hakka, 27­31.

3  Sı rası yla bak. Ankebut, 55; Nisa 56; Duhan, 43­46; Vakı a, 51­56; Kehf, 29.

4  Secde, 20.

5  Mü min, 49­50.


 

 


Azaba uğ rayacaklar, hiç bir dostun ve hiç bir yardı mcı nı n olmadı ğ ı nı an­

larlar da Allah’a yö nelirler ve ş ö yle yalvarı rlar:

Rabbimiz! Biz azgı nlı ğ ı mı za yenik dü ş tü k; sapı k bir topluluk olduk. Rab­ bimiz! Bizi buradan ç ı kar. Eğ er (seni inkâ ra ve senin buyrukları na isyana) dö ­ nersek, iş te o zaman zalim bir topluluk olduğ umuz kesinlik kazanı r. ”

Yü ce Allah da ş ö yle buyurur:

“Sinin orada. Bana mazeret beyan etmeyin. ”

“... Ö ğ ü t alacak kiş inin ö ğ ü t alabileceğ i kadar bir sü re sizi yaş atmadı k mı? Si­

ze uyarı cı (peygamber) de gelmiş ti. Artı k azabı tadı nı z. Zâ limlerin hiç bir yardı m­

cı sı da olmayacaktı r. ”6

Mü ’minler!

Burada ş u ö nemli gerç eğ i de aç ı klamak isteriz:

Cehennem’e Kâ firler gibi faiz almak, yetim malı yemek, namaz kı lmamak

ve zekâ t vermemek gibi gü nahları iş leyen inancı ve ameli zayı f Mü slü manlar

da girecektir. Ancak onlar gü nahları ö lç ü sü nde ceza gö recekler, sonra da ç ı ka­

rı lı p Cennet’e konulacaklardı r

b) Kur’â n­ı Kerim’de, Cehennem Ateş i ve Cehennemliklerin azabı can­

lı tablolar halinde takdim olunduğ u gibi, Cennet nimetleri ve Cennetliklerin mutlu hayatı da ruhları etkileyici bir ş ekilde sunulmaktadı r.

Ahiret hayatı nı n bu bö lü mü nü de Kur’â n â yetlerinden izleyelim. Rabbi­

miz ş ö yle buyurur:

“İ nanan ve yararlı iş ler yapanlar iç in hoş bir hayat ve gü zel bir istikbal var­


 

521


dı r. ”


 

 

“... Onları, altı ndan ı rmaklar akan Cennetlere koyacağ ı z. Orada ebedî ola­


rak kalacaklardı r. ”

“Gerç ekten Cennetlik olanlar o gü n eğ lenceyle meş guldü rler. ”

“Onlar, dal bastı kirazları, salkı mları sarkmı ş muz ağ aç ları ve yayı lmı ş tat­

lı gö lgeler altı nda ç ağ layarak akan sular kenarları nda, bitip tü kenmeyen ve ya­

sak da edilmeyen bol meyveler arası nda, yü ksek dö ş eklerdedirler. ” “... Cevherlerle ö rü lmü ş tahtlar ü zerindedirler... ”

 

6  Mü minû n, 106­8; Fatı r, 37.


 

 


 

522


“(Cennette onlar iç in, ) iş lediklerine karş ı lı k olarak sedefteki inciler gibi

ceylan gö zlü ler vardı r. ”

“Biz, ceylan gö zlü leri (Cennet’likler iç in) yeniden yaratmı ş ı zdı r. Onları, bakire, ş uh, eş lerine dü ş kü n ve yaş ı tlar kı lmı ş ı zdı r. ”



  

© helpiks.su При использовании или копировании материалов прямая ссылка на сайт обязательна.