Хелпикс

Главная

Контакты

Случайная статья





d) İşte güzellik 1 страница



 

Faiz gibi iş lemi, iç ki gibi ü retimi, erkekler iç in kadı n kuafö rlü ğ ü gibi yapı l­ ması, kumar ve fuhuş iş letmeciliğ i gibi ticareti haram olanları n dı ş ı nda İ slâ m Di­ nince meş ru olan iş leri sağ lam ve hoş gö rü nü mlü, bir diğ er anlatı mla gü zel yap­ mak da vazifemizdir.

Gü zel Dinimiz Peygamberimizin diliyle bizlere her bir iş imizi ihsan ü zere yani ‘Allah gö rü yor bilinci iç inde’ gü zel yapmamı zı emretmiş tir. 7

Bu sebeple bizler, nafakamı zı temin etmek ve de cemiyetimizin iç timaî ve iktisadî geliş imine hizmet etmek iç in yapacağ ı mı z sanat ve ü retim faaliyetleri­ mizi, ticari iş lemlerimizi Allah’ı n huzurunda O’na ibâ det ediyormuş gibi yap­ maya ç alı ş acağ ı z.

Ç alı ş maları nı gü zellikler ç izgisinde ibâ det olduğ u ş uuruyla yapan mü ’min­

leri, Ş anlı Peygamberimiz ş ö yle mü jdelemektedir:

“Allah iç inizden yaptı ğ ı zaman iş ini sağ lam yapanı sever. ”8

Muhterem Mü ’minler!

Bizler gü zellik dini olan İ slâ m Dini’nin imanlı ları yı z. Yü ce dinimizde Al­ lah’ı n ve Peygamberi Hz. Muhammed’in gü zellikle ilgili olanları da dahil bü ­ tü n emirleri ve yasakları na uymak ibadettir. O halde yaş ayı ş ı mı zı gü zelleş tire­ rek ibâ detleş tirmeliyiz ki dü nya ve Ahiret hayatı mı z saadetle dolsun.

Yü ce Rabbimden bizlere dü nya ve Ahirette gü zellikler ihsan etmesini di­

ler, hutbemi â yetlerle bitiririm:

“Mü ’minlerin arası nda ç irkinliklerin geliş mesini (fikren ve fiilen) arzulayan­ lar yok mu? Onlar iç in dü nya ve  hirette elem verici bir azab vardı r. Allah bilir. Fa­ kat siz (Onun bildiklerini) bilmezsiniz. ”

“Gü zel ameller yapanlara gü zel bir karş ı lı k, hatta daha fazlası bile verilecektir. Onları n yü zlerini ne bir kara leke ve ne de aş ağ ı lanma bü rü yecektir. Onlar Cennet halkı olacaklardı r ve orada sü rekli kalacaklardı r. ”9

 

 

7  Sı rası yla bak. Nahl, 90; İ. Mace, Hn. 63; Tac, 1/25.

8  Camiü s­Sağ î r, 1/75.

9  Nur, 19; Yunus, 26


 

 

Karaborsacı lı k Sö mü rü cü lü ktü r

 


Tarihî ası rlardan devrimize kadar bü tü n cemiyetlerde ç eş itli sebepler do­

layı sı yla zaman zaman fiyat artı ş ları olmuş, bü yü k halk kitleleri mağ duriyet­

lere dü ş mü ş tü r.

İ slâ m Dini, tabî i ş artları n sebep olduğ u hayat pahalı lı ğ ı nı manevî aç ı dan değ erlendirmiş,  konuya  inanç  yö nü nden  yaklaş mı ş tı r.  Aş ağ ı da  sunacağ ı mı z hadis bu gerç eğ i belgelemektedir.

­Salâ t ve Selam ü zerine olsun­ Peygamberimiz Hz. Muhammed dö nemin­

de Medine’de ö lç ü sü z fiyat artı ş ları oldu.

(İ ş bilir sahâ biler Hz. Peygamber’e (s. a. ) baş vurarak ş ö ylece) ricada bu­

lundular:

­ Ya Resû lellah! Ö lç ü sü z fiat artı ş ları oldu. Bizler (alı cı ve satı cı lar) iç in fi­

atları belirleyiniz; narh koyunuz.

Allah’ı n Resulü (bu teklifi olumlu karş ı lamadı ve) ş u gerekç esini de ş ö y­

lece aç ı kladı:

­ Hiç ş ü phesiz (ç ok veya az mahsul vererek) rı zı klandı ran, rı zkı bollatan

ve darlatan (bö ylece ucuzluğ un ve pahalı lı ğ ı n ortamı nı hazı rlayan) Allah’tı r.

Ben sizden birinizin can ve mal hususunda bir haksı zlı ğ a uğ raması ndan ö tü rü benden davacı olduğ u halde Allah’ı n huzuruna ç ı kmak istemiyorum. ”1

İ slâ m  â limleri  Peygamberimizin  bu  aç ı klamaları ndan  ilham  alarak  nor­

mal arz ve talep kanunları na gö re oluş an pazar fiyatları na mü dahaleyi olum­

lu bulmamı ş lardı r.

İ slâ m Dini, tabiî ş artları n oluş turduğ u fiyat artı ş ları nı î man mantı ğ ı yla sa­

 

 

1  İ. Mace, Hn. 2200.


 

 

457


 

 

bı r ve kanaat ö lç ü leri iç erisinde değ erlendirirken, ç ı karlar doğ rultusunda sunî

(yapay) mü dahalelerle fiyat artı ş ları na zemin hazı rlanması nı ş iddetle yasakla­

mı ş tı r.

Peygamberimiz bu mevzuda ş ö yle buyurmuş lardı r:

“(Ç ok kazanmak ve sö mü rü cü gruplara kazandı rmak iç in fiyatları yü k­ seltmek maksadı yla) Mü slü manları n koyduğ u fiyatları alı cı lar aleyhine olumsuz yö nde etkileyen kiş iyi bü yü k bir ateş azabı na uğ ratmaya Allah and iç miş tir. ”2

İ slâ m, tabî i ş artlarda oluş an pazara mü dahaleleri yasaklarken, mü dahale­ nin en belirli ve mü essir ş ekli olan karaborsacı lı ğ ı da ş iddetle menetmiş, bu iş ­ lemin toplum hakları na bü yü k bir tecavü z olduğ unu aç ı klamı ş tı r.

İ htikâ r ve spekü lâ syon kelimeleri ile de ifade olunan “Karaborsacı lı k: ç ok ç ok kazanabilmek iç in fiyatları n artması nı bekleyerek, halkı n ihtiyaç duyduğ u malları satmayı p tutmaktı r. ” ki haramları n en bü yü klerindendir.

Bu zulü m ve sö mü rü  iş lemi hakkı nda Peygamberimiz ş ö yle buyurmuş lar­


458


dı r:


 

 

“­ Ancak Hak olan Allah’a isyan eden gü nahkâ r kiş i karaborsacı lı k yapa­


bilir. ”

“Mal getirip de bunu piyasaya sü ren kiş i (Allah tarafı ndan) rı zı klandı rı lı r. İ htiyaç duyulan malı saklayı p yü ksek fiyat arayan karaborsacı ise Allah’ı n la­ netine uğ ramı ş tı r. ”3

İ nsanları n ihtiyaç lı anları nda gı da ve yakı t gibi zaruri maddeler ü zerinde karaborsacı lı k yaparak vurgun vurmak isteyen sö mü rü cü zalimlerin karanlı k ruhî yapı sı nı da Peygamberimiz ş ö ylece aç ı klamı ş lardı r:

“­ Karaborsacı ne kö tü insandı r. Zira o, Hz. Allah (malları ç oğ altı p) fiyat­

ları dü ş ü rdü ğ ü nde ü zü lü r. Fiyatları yü kselttiğ inde ise sevinir. ”

“İ slâ m  Cemiyeti’nde  fiyatları  artı rmayı  arzulayan  karaborsacı lı k  yapan)

kiş i alç ak ve gü nahkâ rdı r. ”4

Umumî  vası ftaki  hadî sleriyle  halkı n  ihtiyaç  duyduğ u  maddeler  ü zerin­

de karaborsacı lı k yapı lması nı ş iddetle kı nayan Peygamberimiz, bü tü n cemi­

yet  fertlerini  kuş atması  ve  yı kı cı  tesiri  altı na  alması  sebebiyle  ö zellikle  gı da

 

 

2  Neylü l­Evtar, B. Ma Cae Fil­İ htikâ r.

3  İ. Mace, Hn. 2153­4.

4  M. Mesâ bih (2/107), Hn. 2897; C. Sağ î r, 2/160.


 

 


maddeleri ü zerinde karaborsacı lı k yapı lması nı yasaklamı ş tı r. Bu suç u/gü nahı,

Yaratan’la rabı taları koparmak ç apı nda bü yü k bir gü nah olarak bildirmiş tir.

Bu mevzudaki aç ı klamaları nda Aziz Ö nderimiz ş ö yle buyurmuş lardı r: “Fiyatları n artması nı arzulayarak gı da maddeleri ü zerinde 40 gü n kara­

borsacı lı k yapan kiş i Allah’tan Allah da ondan kopmuş tur. ”5

Hadî steki kı rk gü n tabiriyle karaborsacı lı ğ ı meslek edinmek alç aklı ğ ı na iş aret edilmektedir.

İ slâ m Dini, karaborsacı lı ğ ı haram kı lmı ş, karaborsacı lı k yoluyla kazanı ­ lacak parayı kendisinden sadaka dahî verilemeyecek, cemiyet kanı yla yoğ rul­ muş bir sö mü rü kazancı olarak vası flandı rmı ş tı r.

Ş anlı Peygamberimiz bizleri ş ö ylece uyarmaktadı r:

“Ü mmetimin toplumunda gı da maddeleri ü zerinde karaborsacı lı k yapan kiş i, kazancı nı sadaka olarak dağ ı tsa, sadakası Allah katı nda kabul olunmaz; ü stelik karaborsacı lı ğ ı nı n gü nahı na da kefaret olmaz. ”

(Fakat) bir kimse de gı da maddeleri getirterek normal piyasa fiyatı na gö re sa­

tarsa, onu sadaka olarak vermiş gibi olur. ”6

Karaborsacı lı k Hakk’a ve Halk’a karş ı iş lenen o derece bü yü k bir suç tur ki, bu ç irkin iş in ancak maddî ve manevî zarar getireceğ ini Peygamberimiz ke­ sin bir dille ve ş ö ylece aç ı klamı ş lardı r.

“Mü ’minler arası nda, gı da maddeleri ü zerinde karaborsacı lı k yapan kiş iyi Al­

lah cü zzam (gibi geç ici hastalı klar) a uğ ratı r ve iflâ sa dü ş ü rü r. ”7

Peygamberimiz “Karaborsacı lı ğ ı ancak korkak olanlar yapar. ”8 buyurarak karaborsacı nı n er geç korktuğ una uğ rayacağ ı nı, anlamı nı sunduğ umuz iflâ s hadî si ile ne vecî z bir ş ekilde bildirmektedir.

İ slâ m Nizamı, karaborsacı lı ğ ı yalnı z gü nahı nı beyan ederek yasaklamakla yetinmemiş, bu suç un dü nya hayatı nda cezalandı rı lması nı da yasalaş tı rmı ş tı r.

İ slâ m Hukuku’na gö re teş kilâ tlanmı ş bir cemiyette karaborsacı hapsedile­ bilir ve hakim kararı yla cezalandı rı labilir. Malları ise onaylamasa da olsa onun adı na satı labilir.

 

 

5  a. g. e. Hn. 2896.

6  a. g. e. Hn. 2898; O. N. Bilmen, Hukuk­u İ slâ miyye ve Istı lahat­ı Fı khı yye Kamusu, 6/126

7  M. Mesabih, Hn. 2895; M. K. Ummal, 2/236.

8  Mü ntehab­u Kenzü l Ummal, 2/236.


 

459


 

 


 

460


Bu zulü m suç unun faili pek tabiî dir ki  hiret hayatı nda da bü yü k suç lu­

larla beraber cezalandı rı lacaktı r.

Peygamberimiz bu gerç eğ i ş ö yle aç ı klamı ş lardı r:

“(Tö vbesiz  olan)  katiller ve (zimmetlerine  geç irdikleri  hakları  ö dememiş )

karaborsacı lar Cehennem’de aynı tabakada birleş tirilerek azaplanacaklardı r. ”9

Cuma mesajı mı zı bitirmeden ö nemli bulduğ umuz bir hususu daha belirt­

mek isteriz.

 fetler, kuraklı klar ve diğ er doğ al sebepler dolayı sı yla ü retim yetersizli­ ğ inden doğ acak pahalı lı klar, Allah’ı n topluma doğ rudan bir cezası dı r. Bunun gibi, Hak ç izgiden sapan menfaatç i zâ limlerin karaborsacı lı k ve benzeri yapay etkileri ile oluş an hayat pahalı lı ğ ı da Allah’ı n gü nahkâ r topluma) suç lular ara­ cı lı ğ ı ile) verdiğ i bir cezadı r.

Bu hususu aydı nlatan iki hadî slerinde Peygamberimiz ş ö yle buyurmuş ­

lardı r:

“Allah, gazabı na uğ ratacağ ı toplumun iktisadî hayatı nı durgunlaş tı rı r, fi­

yatları nı yü kseltir, iç anarş iyi geliş tirir ve yö netici zulmü nü ş iddetlendirir... ” “Pahalı lı k ve ucuzluk Allah’ı n (gö rü nmez) orduları ndan iki ordudur. Biri­

nin adı ‘ihtiras’ diğ erinin adı ‘korku’ dur.

(İ nsanları n  isyanı  sebebiyle)  Allah  pahalı lı ğ ı  dilediğ i  zaman  tü ccarla­ rı n kalbine ihtirası koyar, onlar da mallara ç ullanı rlar ve aldı kları malları da karaborsacı lı k iç in depo eder; satmazlar.

Allah, ucuzluğ u dilediğ i zaman ise tü ccarları n kalbine korku’yu salar, on­

lar da ellerindeki malları hemen piyasaya sü rerler. 10

Mü ’minler!

Allah’ı n helâ l kı ldı ğ ı yolardan rı zkı mı zı arayalı m ki ç alı ş maları mı z ibâ det olsun, dü nyamı z ve â hiretimiz mutlulukla dolsun.

Peygamberimiz “... Geç de olsa her insan ö lmeden (yiyeceğ i, giyeceğ i ve kul­

lanacağ ı mukadder anlamı na) rı zkı nı elde edecektir. Bu sebeple Allah’ı n yasaları ­

na aykı rı lı ktan sakı nı n. Rı zkı helal yollarla arayı n ve helal olana yapı ş ı n. Fakat ha­

ram olanı bı rakı n. ”11 buyurmuş lardı r.

 

 

9  K. Hafâ, Hn. 3227.

10  M. K. Ummal, 2/237­8.

11  İ. Mace, Hn. 2144.


 

 

İ htirasa kapı lmayalı m. Cemiyetimize zulmetmeyelim. Toplumun kanı nı

emerek kazanmaya kalkı ş mayalı m ki nefsimizi ateş azabı ndan korumuş ola­

lı m.

Mevzuumuzu, bir Kur’â n buyruğ u ile bitiriyorum:

“Ey inananlar! Malları nı zı aranı zda (karaborsacı lı k gibi) haksı zlı klarla ye­ meyin. Ancak karş ı lı klı rı zaya dayalı helal ticaretle yiyin. (Zulü m, kumar, faiz ve karaborsa gibi haramları iş leyerek) birbirinizin kanı na girmeyin. Ş ü phesiz Allah size merhamet eder. ”12

 

461

 

 

12  Nisa, 29.


 

 

İ slâ m Nizamı nda Fert ve Cemiyet Hakları  I

 

 


 

462


İ slâ m cemiyetinin en iyileri, fert ve toplum hakları na tam bir inanç la say­

gı duyanlardı r. En kö tü leri de, mü ’minlerin siyasî, ictimaî, iktisadî ve ahlâ kî bakı mdan kendilerine gü ven duymadı kları kiş ilerdir; sö zleri davranı ş ları ve iş ­ leriyle ş ahı s ve cemiyet hakları na tecavü z edebilecekleri ş ü phesi duyulanlar­ dı r.


Bu gerç eğ i, Ş anlı Peygamberimiz ş ö yle aç ı klı yorlar:

“Sizin en hayı rlı nı z yararı umulanı nı z ve zarar vermeyeceğ ine gü ven duyula­

nı nı zdı r.

En kö tü nü z ise faydası umulmayanı nı z ve zararı ndan emin olunmayanı nı z­

dı r. ”1

Mü ’minlerin iman ve ahlâ k derecelerini yansı tan en geç erli ö lç ü, fertler­

le ve kamu kuruluş ları ile olan iliş kilerindeki sö z, iş ve davranı ş ları nı n bü tü nü olduğ u iç indir ki, İ slâ m Dini, değ inilen yollarla fert ve cemiyet hakları na yapı ­ labilecek bü tü n tecâ vü z tü rlerini yasaklamı ş tı r.

Ferdî ç ı karlar iç in toplum menfaatlerini ç iğ nemek, gö revi kö tü ye kullan­ mak,  baş arı lamayacak  vazifeleri  ü stlenmek,  anaya  babayı  ilgisiz  ve  yardı m­ sı z bı rakmak, faiz ve rü ş vet almak, karaborsacı lı k yapmak, kamu veya ş ahı s menkul ve gayr­ı menkullerini zimmete geç irmek, gasbetmek, ilgililerini zara­

ra uğ ratacak ş ekilde sö zleş meleri ihlâ l etmek, bayatı taze, ç ü rü ğ ü sağ lam gö s­ tererek,  eksik  ö lç ü p  tartarak  mal  satmak,  ü rü nleri  mamulleri  reklâ m  ettiri­ len vası fta piyasaya sü rmemek, aldatmak, sö vmek, dö vmek, kalp kı rmak, ar­ kadan ç ekiş tirmek, jurnal etmek, yalan sö ylemek, haksı z yere baskı da bulun­

 

 

1  Miş katü l­Mesâ bî h, Hadis No: 4993.


 

 


mak, baş kası nı n yararı na engel olmak, yoksulun zekâ t hakkı nı vermemek ve

de malları reklam ettirilen vası fta piyasaya sü rmemek gibi fertlere veya toplu­

ma zarar verecek sö z, iş ve davranı ş ları İ slâ m Dini ş iddetle yasaklamı ş tı r.

Yasaklamı ş tı r, ç ü nkü İ slâ m Dini’nde kiş iyi kö tü lerden kı lacağ ı, maddî ve manevî buhranlar doğ uracağ ı aç ı klanan ve Ahiret azabı na maruz bı rakacağ ı bildirilen en bü yü k suç; en azim gü nah fert ve cemiyet hakları na tecavü zdü r.

Mukaddes ö mrü fert ve cemiyet hakları na saygı duymanı n, adaletli dav­ ranmanı n sö zlü ve fiilî ö rnekleriyle dolu olan Aziz Peygamberimiz, ö nemin­ den ö tü rü ö lü mü arifesindeki ö ğ ü tlerini bile ö zellikle fert ve cemiyet hakla­

rı konusuna ayı rmı ş lardı r. Bö ylece insanlı ğ a muhteş em bir sorumluluk ö rneğ i vererek mü ’minlere ş ö yle buyurmuş lardı r:

“Ey insanlar! Bana karş ı ş ikâ yetleriniz olabilir. Eğ er birinizin sı rtı na vurduy­

sam iş te sı rtı m, vurabilir.

Ş ayet birinizi yermiş veya serefine dokunmuş sam, burada aranı zdayı m, aynı ­ sı yla karş ı lı k versin. Eğ er birinin malı nı almı ş sam iş te malı m, isteyip alsı n ve ben­ den bir itiraz gelecek diye ç ekinmesin. Zira itiraz etmek â detim değ ildir. Gerç ekten benim yanı mda sizin en değ erliniz, hakkı varsa hakkı nı alan veya onu helâ l edendir. Bö ylece ü zerimde haklar olmaksı zı n Rabbime kavuş acağ ı m. ”2

Ş anlı  Peygamberimizin  Allah’a  tertemiz  kavuş mak  amacı yla  masum  ve mü barek  zatı  iç in  haklar  mevzuunda  gö sterdiğ i  hassasiyet.  Ahiret  Gü nü ’ne inanan bü tü n mü minleri derin bir nefis muhasebesine iletmelidir. Ayrı ca ihti­ rasları dizginlemeli, hakka razı ve kanaatkâ r kı lmalı, kendi ö z hakları mı zdan feragat ve fedakâ rlı ğ a da yö neltmelidir.

Eğ er cemiyetleri iç in hayı r ve rahmet kaynağ ı olması gereken mü ’minler, fert ve cemiyet hakları na karş ı son derece hassas(duyarlı ) olmazlar, ferdî mut­ lulukları nı cemiyetin mutluluğ unda gö rmezlerse, Ahiret hayatı nı n felâ ket ö r­ gü lerini ö mü r gü nleriyle bizzat ö rmü ş olurlar. Ç ü nkü zimmetlerine geç irdik­ leri  hakları  ö demeyen,  hak  sahiplerinden  helâ llik  almayan  mü ’minleri  ruhî buhranlardan ve Cehennem azabı ndan kurtaracak hiç bir gü ç yoktur.

Aziz Peygamberimiz, her mü ’mini ü rpertecek ve â kı betini dü ş ü ndü recek gerç eğ i bakı nı z nası l aç ı klı yor:

 

2  a­İ slâ m Pevgamberi, M. Hamidullah, 2/309.

b­Kı sası Enbiva, Ahmet Cevdet Paş a, Bedir Yayı nevi, 1/235.


 

463


 

 


 

464


“Andolsun, (insanları n yargı lanmak iç in diriltilecekleri) Kı yamet Gü nü ’nde

bü tü n haklar sahiplerine muhakkak verilecektir. ”3

Mü ’minler!

Hakları n  sahiplerine  ö deneceğ i  Bü yü k  Gü n  gelmeden,  hakları  sahiple­

rine  cilen ö dememizi emreden hadî slerinde ise Peygamberimiz bizleri ş ö y­

le uyarı yor:

“Her kim bir kiş inin ş ahsiyetine dil uzatmı ş, malı nı almı ş veya bir hakkı ­

nı zimmetine geç irmiş se, altı n ve gü mü ş bulunmayan Sorgulama Gü nü gel­ meden, o hakkı n sahibi ile helâ lleş sin. Zira hak yiyen kiş inin iyi ameli varsa, alı narak hak sahibine verilir, iyi ameli yoksa hak sahibinin gü nahları ndan alı ­ narak ona yü kletilir. ”4

Muhterem Mü ’minler!

Ş anlı Peygamberimiz, adaletin tamı tamı na gerç ekleş tirileceğ i ilâ hî muha­ kemede, fert ve cemiyet hakları na saygı duymamı ş, zimmetine geç irdiğ i hak­ lardan  ö tü rü  helâ llik  almamı ş  nice  iyi  amelli  mü ’minlerin  de  manevî  iflâ sa mahkû m Cehennem yolcusu olabileceklerini bildirmiş lerdir. Peygamberimiz mevzuu idraklerimize yaklaş tı rmak iç in sahabilerine sordular:

­ Mü flis kimdir?

­ Ya Resû lellah! Mü flis, (zarara uğ rayarak) parası, taş ı nı r veya taş ı nmaz malı kalmamı ş kiş idir.

­ Bana inananlardan gerç ek anlamda mü flis ş u kiş idir: O kiş i Kı yamet Gü ­ nü namaz, oruç, zekâ t (gibi hayı rlı amelleri) ile gelir. (Gelir ama) birilerini ç e­ kiş tirmiş,  sö vmü ş,  dö vmü ş,  iftira  etmiş,  birilerinin  de  malı nı  yemiş,  kanı nı dö kmü ş, (olduğ u iç in ö denmesi gereken fert ve toplum hakları nı da berabe­ rinde) getirir. (Sonuç olarak da) hayı rlı amellerinden bir kı smı ş una, bir kı s­ mı da buna verilir. Eğ er ü zerindeki insan hakları ö denmeden evvel iyi amelle­

ri tü kenirse, bu defa alacaklı kulları n gü nahları ndan bir kı smı alı nı r da bunun ü zerine yü kletilir. Sonra da kendisi Cehennem’e atı lı r.

(İ ş te hakiki mü flis bu kiş idir. )5

 

 

3  Sahih­i Mü slim ve Ter. M. Sofuoğ lu (merhum) 8/49.

4  Et­Tac, S/20.

5  Sahih­i Mü slim Birr 59, Et­Tac 5/20.


 

 


Mü ’minler!

Sü nnet tablosunda mukadder gelecek, apaç ı k izlenmektedir. Bu tabloyu mü ’min olarak izleyecek bizler ferdî, ailevî, sosyal, iktisadî ve hukukî mü nase­ betlerimizde son derece hassas olmalı yı z. Haklara tecavü z edebilirim dü ş ü nce­ siyle ö z hakları mı zdan geç en bir ruh inceliğ ine sahip olmaya ç alı ş malı yı z.

Allah’a ve  hiret Gü nü ’ne iman edip de bu hassasiyeti ve inceliğ i gö ster­

memek mü mkü n değ ildir.

Fert ve cemiyet hakları na yapı lan tecavü zlerin ve bu yolda izlenecek zu­ lü mlerin azap dolu bir  hiret hayatı ndan ö nce, ç ileli ve ı stı raplı bir dü nya ya­ ş antı sı na da maruz bı rakacağ ı Kur’â n ve Sü nnet bildirileri ile aç ı klanmı ş tı r. Be­ ş eri tecrü belerin de doğ ruladı ğ ı bu gerç eğ i Peygamberimiz ş ö yle aç ı klı yor:

“(Fert ve cemiyet hakları na tecavü z olan) zulü m ve akrabalı k bağ ları nı ko­ parmak gü nahları gibi Allah’ı n sahibi iç in cezası nı Â hiret’e ertelemekle bera­ ber dü nyada da â cilen vereceğ i baş ka gü nahlar yoktur. ”6

Mevzuumuza inş aallah devam edeceğ imizi bildirir, hutbemi iki â yetle bi­

tiririm:

Nisa sû resi, â yet 29­30:

“Ey inananlar! Malları nı zı aranı zda (faiz, rü ş vet, karaborsacı lı k, kumar, hi­ leli ticaret… gasp gibi yollarla) haksı z yollarla yemeyin, karş ı lı klı rı za ile yapı lan ticaretle yeyin. (Fert ve cemiyet hakları nı ç iğ neyerek de) ö z canları nı za kı yma­ yı n. Allah, sizler iç in merhamet kaynağ ı dı r.

Her kim (Allah’ı n yasakladı kları nı ) aş ı rı giderek haksı zlı kla yaparsa onu ate­

ş e sokacağ ı z. Bu iş lem Allah’a kolaydı r. ”

 

6  Et­Tac, 5/21.


 

465


 

 

İ slâ m Nizamı nda Fert ve Cemiyet Hakları  II

 


 

466


İ slâ m Dini’nde imandan, namaz ve zekâ t gibi ana ibadetlerden sonra iş le­

nen en ö nemli konulardan biri fert ve cemiyet hakları dı r. Zira Kur’â n ve Sü n­

net kaynakları nı n ayrı ntı lı aç ı klamaları na gö re, dü nya hayatı nda bunalı mla­

ra ve  hiret hayatı nda azaplara sebep olacak bü yü k suç /gü nah fert ve cemiyet hakları na tecavü zdü r.

Faiz ve rü ş vet almak, karaborsacı lı k yapmak, ş ahı s ve kamu malları nı ent­ rikalarla zimmete geç irmek, hileli ticarette ve imalâ tta bulunmak, gö revleri kö ­ tü ye kullanmak, sö zleş meleri karş ı tarafı mağ dur edecek ş ekilde ihlâ l etmek, dö vmek, sö vmek, hakaret etmek, aldatmak, arkadan ç ekiş tirmek ve zekâ t ver­ memek gibi sö z, iş ve davranı ş lar fert ve cemiyet hakları na tecavü z tü rlerin­ den bazı ları dı r.

Gerç ekten fert ve cemiyet hakları na tecâ vü zü n en basit ş ekli olarak kabul edilebilecek olanı bile  hiret hayatı nı n felâ ketini hazı rlayacak kadar ağ ı r bir suç tur/gü nahtı r. Fert hakları na tecâ vü zü konu alan bir hadî slerinde Ş anlı Pey­ gamberimiz bu gerç eğ i bakı nı z nası l aç ı klı yor:

“Bir kimse yemin ederek bir Mü slü man’ı n hakkı nı zimmetine geç irirse Al­ lah o kimsenin Cehennem’i gerekli kı lar ve (cezası nı ç ekmeksizin) Cennet’e girmesini de yasaklar.

­Salâ t ve Selam ü zerine olsun­ Peygamberimizin (Cennet ve Cehennem’e inanan her insanı ü rpertecek bu uyarı ları ) ü zerine bir mü ’min (ayağ a kalka­ rak) sordu:



  

© helpiks.su При использовании или копировании материалов прямая ссылка на сайт обязательна.