|
|||
d) İşte güzellik 1 страница
Faiz gibi iş lemi, iç ki gibi ü retimi, erkekler iç in kadı n kuafö rlü ğ ü gibi yapı l ması, kumar ve fuhuş iş letmeciliğ i gibi ticareti haram olanları n dı ş ı nda İ slâ m Di nince meş ru olan iş leri sağ lam ve hoş gö rü nü mlü, bir diğ er anlatı mla gü zel yap mak da vazifemizdir. Gü zel Dinimiz Peygamberimizin diliyle bizlere her bir iş imizi ihsan ü zere yani ‘Allah gö rü yor bilinci iç inde’ gü zel yapmamı zı emretmiş tir. 7 Bu sebeple bizler, nafakamı zı temin etmek ve de cemiyetimizin iç timaî ve iktisadî geliş imine hizmet etmek iç in yapacağ ı mı z sanat ve ü retim faaliyetleri mizi, ticari iş lemlerimizi Allah’ı n huzurunda O’na ibâ det ediyormuş gibi yap maya ç alı ş acağ ı z. Ç alı ş maları nı gü zellikler ç izgisinde ibâ det olduğ u ş uuruyla yapan mü ’min leri, Ş anlı Peygamberimiz ş ö yle mü jdelemektedir: “Allah iç inizden yaptı ğ ı zaman iş ini sağ lam yapanı sever. ”8 Muhterem Mü ’minler! Bizler gü zellik dini olan İ slâ m Dini’nin imanlı ları yı z. Yü ce dinimizde Al lah’ı n ve Peygamberi Hz. Muhammed’in gü zellikle ilgili olanları da dahil bü tü n emirleri ve yasakları na uymak ibadettir. O halde yaş ayı ş ı mı zı gü zelleş tire rek ibâ detleş tirmeliyiz ki dü nya ve Ahiret hayatı mı z saadetle dolsun. Yü ce Rabbimden bizlere dü nya ve Ahirette gü zellikler ihsan etmesini di ler, hutbemi â yetlerle bitiririm: “Mü ’minlerin arası nda ç irkinliklerin geliş mesini (fikren ve fiilen) arzulayan lar yok mu? Onlar iç in dü nya ve  hirette elem verici bir azab vardı r. Allah bilir. Fa kat siz (Onun bildiklerini) bilmezsiniz. ” “Gü zel ameller yapanlara gü zel bir karş ı lı k, hatta daha fazlası bile verilecektir. Onları n yü zlerini ne bir kara leke ve ne de aş ağ ı lanma bü rü yecektir. Onlar Cennet halkı olacaklardı r ve orada sü rekli kalacaklardı r. ”9
7 Sı rası yla bak. Nahl, 90; İ. Mace, Hn. 63; Tac, 1/25. 8 Camiü sSağ î r, 1/75. 9 Nur, 19; Yunus, 26
Karaborsacı lı k Sö mü rü cü lü ktü r
Tarihî ası rlardan devrimize kadar bü tü n cemiyetlerde ç eş itli sebepler do layı sı yla zaman zaman fiyat artı ş ları olmuş, bü yü k halk kitleleri mağ duriyet lere dü ş mü ş tü r. İ slâ m Dini, tabî i ş artları n sebep olduğ u hayat pahalı lı ğ ı nı manevî aç ı dan değ erlendirmiş, konuya inanç yö nü nden yaklaş mı ş tı r. Aş ağ ı da sunacağ ı mı z hadis bu gerç eğ i belgelemektedir. Salâ t ve Selam ü zerine olsun Peygamberimiz Hz. Muhammed dö nemin de Medine’de ö lç ü sü z fiyat artı ş ları oldu. (İ ş bilir sahâ biler Hz. Peygamber’e (s. a. ) baş vurarak ş ö ylece) ricada bu lundular: Ya Resû lellah! Ö lç ü sü z fiat artı ş ları oldu. Bizler (alı cı ve satı cı lar) iç in fi atları belirleyiniz; narh koyunuz. Allah’ı n Resulü (bu teklifi olumlu karş ı lamadı ve) ş u gerekç esini de ş ö y lece aç ı kladı: Hiç ş ü phesiz (ç ok veya az mahsul vererek) rı zı klandı ran, rı zkı bollatan ve darlatan (bö ylece ucuzluğ un ve pahalı lı ğ ı n ortamı nı hazı rlayan) Allah’tı r. Ben sizden birinizin can ve mal hususunda bir haksı zlı ğ a uğ raması ndan ö tü rü benden davacı olduğ u halde Allah’ı n huzuruna ç ı kmak istemiyorum. ”1 İ slâ m â limleri Peygamberimizin bu aç ı klamaları ndan ilham alarak nor mal arz ve talep kanunları na gö re oluş an pazar fiyatları na mü dahaleyi olum lu bulmamı ş lardı r. İ slâ m Dini, tabiî ş artları n oluş turduğ u fiyat artı ş ları nı î man mantı ğ ı yla sa
1 İ. Mace, Hn. 2200.
457
bı r ve kanaat ö lç ü leri iç erisinde değ erlendirirken, ç ı karlar doğ rultusunda sunî (yapay) mü dahalelerle fiyat artı ş ları na zemin hazı rlanması nı ş iddetle yasakla mı ş tı r. Peygamberimiz bu mevzuda ş ö yle buyurmuş lardı r: “(Ç ok kazanmak ve sö mü rü cü gruplara kazandı rmak iç in fiyatları yü k seltmek maksadı yla) Mü slü manları n koyduğ u fiyatları alı cı lar aleyhine olumsuz yö nde etkileyen kiş iyi bü yü k bir ateş azabı na uğ ratmaya Allah and iç miş tir. ”2 İ slâ m, tabî i ş artlarda oluş an pazara mü dahaleleri yasaklarken, mü dahale nin en belirli ve mü essir ş ekli olan karaborsacı lı ğ ı da ş iddetle menetmiş, bu iş lemin toplum hakları na bü yü k bir tecavü z olduğ unu aç ı klamı ş tı r. İ htikâ r ve spekü lâ syon kelimeleri ile de ifade olunan “Karaborsacı lı k: ç ok ç ok kazanabilmek iç in fiyatları n artması nı bekleyerek, halkı n ihtiyaç duyduğ u malları satmayı p tutmaktı r. ” ki haramları n en bü yü klerindendir. Bu zulü m ve sö mü rü iş lemi hakkı nda Peygamberimiz ş ö yle buyurmuş lar 458 dı r:
“ Ancak Hak olan Allah’a isyan eden gü nahkâ r kiş i karaborsacı lı k yapa bilir. ” “Mal getirip de bunu piyasaya sü ren kiş i (Allah tarafı ndan) rı zı klandı rı lı r. İ htiyaç duyulan malı saklayı p yü ksek fiyat arayan karaborsacı ise Allah’ı n la netine uğ ramı ş tı r. ”3 İ nsanları n ihtiyaç lı anları nda gı da ve yakı t gibi zaruri maddeler ü zerinde karaborsacı lı k yaparak vurgun vurmak isteyen sö mü rü cü zalimlerin karanlı k ruhî yapı sı nı da Peygamberimiz ş ö ylece aç ı klamı ş lardı r: “ Karaborsacı ne kö tü insandı r. Zira o, Hz. Allah (malları ç oğ altı p) fiyat ları dü ş ü rdü ğ ü nde ü zü lü r. Fiyatları yü kselttiğ inde ise sevinir. ” “İ slâ m Cemiyeti’nde fiyatları artı rmayı arzulayan karaborsacı lı k yapan) kiş i alç ak ve gü nahkâ rdı r. ”4 Umumî vası ftaki hadî sleriyle halkı n ihtiyaç duyduğ u maddeler ü zerin de karaborsacı lı k yapı lması nı ş iddetle kı nayan Peygamberimiz, bü tü n cemi yet fertlerini kuş atması ve yı kı cı tesiri altı na alması sebebiyle ö zellikle gı da
2 Neylü lEvtar, B. Ma Cae Filİ htikâ r. 3 İ. Mace, Hn. 21534. 4 M. Mesâ bih (2/107), Hn. 2897; C. Sağ î r, 2/160.
maddeleri ü zerinde karaborsacı lı k yapı lması nı yasaklamı ş tı r. Bu suç u/gü nahı, Yaratan’la rabı taları koparmak ç apı nda bü yü k bir gü nah olarak bildirmiş tir. Bu mevzudaki aç ı klamaları nda Aziz Ö nderimiz ş ö yle buyurmuş lardı r: “Fiyatları n artması nı arzulayarak gı da maddeleri ü zerinde 40 gü n kara borsacı lı k yapan kiş i Allah’tan Allah da ondan kopmuş tur. ”5 Hadî steki kı rk gü n tabiriyle karaborsacı lı ğ ı meslek edinmek alç aklı ğ ı na iş aret edilmektedir. İ slâ m Dini, karaborsacı lı ğ ı haram kı lmı ş, karaborsacı lı k yoluyla kazanı lacak parayı kendisinden sadaka dahî verilemeyecek, cemiyet kanı yla yoğ rul muş bir sö mü rü kazancı olarak vası flandı rmı ş tı r. Ş anlı Peygamberimiz bizleri ş ö ylece uyarmaktadı r: “Ü mmetimin toplumunda gı da maddeleri ü zerinde karaborsacı lı k yapan kiş i, kazancı nı sadaka olarak dağ ı tsa, sadakası Allah katı nda kabul olunmaz; ü stelik karaborsacı lı ğ ı nı n gü nahı na da kefaret olmaz. ” “(Fakat) bir kimse de gı da maddeleri getirterek normal piyasa fiyatı na gö re sa tarsa, onu sadaka olarak vermiş gibi olur. ”6 Karaborsacı lı k Hakk’a ve Halk’a karş ı iş lenen o derece bü yü k bir suç tur ki, bu ç irkin iş in ancak maddî ve manevî zarar getireceğ ini Peygamberimiz ke sin bir dille ve ş ö ylece aç ı klamı ş lardı r. “Mü ’minler arası nda, gı da maddeleri ü zerinde karaborsacı lı k yapan kiş iyi Al lah cü zzam (gibi geç ici hastalı klar) a uğ ratı r ve iflâ sa dü ş ü rü r. ”7 Peygamberimiz “Karaborsacı lı ğ ı ancak korkak olanlar yapar. ”8 buyurarak karaborsacı nı n er geç korktuğ una uğ rayacağ ı nı, anlamı nı sunduğ umuz iflâ s hadî si ile ne vecî z bir ş ekilde bildirmektedir. İ slâ m Nizamı, karaborsacı lı ğ ı yalnı z gü nahı nı beyan ederek yasaklamakla yetinmemiş, bu suç un dü nya hayatı nda cezalandı rı lması nı da yasalaş tı rmı ş tı r. İ slâ m Hukuku’na gö re teş kilâ tlanmı ş bir cemiyette karaborsacı hapsedile bilir ve hakim kararı yla cezalandı rı labilir. Malları ise onaylamasa da olsa onun adı na satı labilir.
5 a. g. e. Hn. 2896. 6 a. g. e. Hn. 2898; O. N. Bilmen, Hukuku İ slâ miyye ve Istı lahatı Fı khı yye Kamusu, 6/126 7 M. Mesabih, Hn. 2895; M. K. Ummal, 2/236. 8 Mü ntehabu Kenzü l Ummal, 2/236.
459
460 Bu zulü m suç unun faili pek tabiî dir ki  hiret hayatı nda da bü yü k suç lu larla beraber cezalandı rı lacaktı r. Peygamberimiz bu gerç eğ i ş ö yle aç ı klamı ş lardı r: “(Tö vbesiz olan) katiller ve (zimmetlerine geç irdikleri hakları ö dememiş ) karaborsacı lar Cehennem’de aynı tabakada birleş tirilerek azaplanacaklardı r. ”9 Cuma mesajı mı zı bitirmeden ö nemli bulduğ umuz bir hususu daha belirt mek isteriz.  fetler, kuraklı klar ve diğ er doğ al sebepler dolayı sı yla ü retim yetersizli ğ inden doğ acak pahalı lı klar, Allah’ı n topluma doğ rudan bir cezası dı r. Bunun gibi, Hak ç izgiden sapan menfaatç i zâ limlerin karaborsacı lı k ve benzeri yapay etkileri ile oluş an hayat pahalı lı ğ ı da Allah’ı n gü nahkâ r topluma) suç lular ara cı lı ğ ı ile) verdiğ i bir cezadı r. Bu hususu aydı nlatan iki hadî slerinde Peygamberimiz ş ö yle buyurmuş lardı r: “Allah, gazabı na uğ ratacağ ı toplumun iktisadî hayatı nı durgunlaş tı rı r, fi yatları nı yü kseltir, iç anarş iyi geliş tirir ve yö netici zulmü nü ş iddetlendirir... ” “Pahalı lı k ve ucuzluk Allah’ı n (gö rü nmez) orduları ndan iki ordudur. Biri nin adı ‘ihtiras’ diğ erinin adı ‘korku’ dur. (İ nsanları n isyanı sebebiyle) Allah pahalı lı ğ ı dilediğ i zaman tü ccarla rı n kalbine ihtirası koyar, onlar da mallara ç ullanı rlar ve aldı kları malları da karaborsacı lı k iç in depo eder; satmazlar. Allah, ucuzluğ u dilediğ i zaman ise tü ccarları n kalbine korku’yu salar, on lar da ellerindeki malları hemen piyasaya sü rerler. 10 Mü ’minler! Allah’ı n helâ l kı ldı ğ ı yolardan rı zkı mı zı arayalı m ki ç alı ş maları mı z ibâ det olsun, dü nyamı z ve â hiretimiz mutlulukla dolsun. Peygamberimiz “... Geç de olsa her insan ö lmeden (yiyeceğ i, giyeceğ i ve kul lanacağ ı mukadder anlamı na) rı zkı nı elde edecektir. Bu sebeple Allah’ı n yasaları na aykı rı lı ktan sakı nı n. Rı zkı helal yollarla arayı n ve helal olana yapı ş ı n. Fakat ha ram olanı bı rakı n. ”11 buyurmuş lardı r.
9 K. Hafâ, Hn. 3227. 10 M. K. Ummal, 2/2378. 11 İ. Mace, Hn. 2144.
İ htirasa kapı lmayalı m. Cemiyetimize zulmetmeyelim. Toplumun kanı nı emerek kazanmaya kalkı ş mayalı m ki nefsimizi ateş azabı ndan korumuş ola lı m. Mevzuumuzu, bir Kur’â n buyruğ u ile bitiriyorum: “Ey inananlar! Malları nı zı aranı zda (karaborsacı lı k gibi) haksı zlı klarla ye meyin. Ancak karş ı lı klı rı zaya dayalı helal ticaretle yiyin. (Zulü m, kumar, faiz ve karaborsa gibi haramları iş leyerek) birbirinizin kanı na girmeyin. Ş ü phesiz Allah size merhamet eder. ”12
461
12 Nisa, 29.
İ slâ m Nizamı nda Fert ve Cemiyet Hakları I
462 İ slâ m cemiyetinin en iyileri, fert ve toplum hakları na tam bir inanç la say gı duyanlardı r. En kö tü leri de, mü ’minlerin siyasî, ictimaî, iktisadî ve ahlâ kî bakı mdan kendilerine gü ven duymadı kları kiş ilerdir; sö zleri davranı ş ları ve iş leriyle ş ahı s ve cemiyet hakları na tecavü z edebilecekleri ş ü phesi duyulanlar dı r. Bu gerç eğ i, Ş anlı Peygamberimiz ş ö yle aç ı klı yorlar: “Sizin en hayı rlı nı z yararı umulanı nı z ve zarar vermeyeceğ ine gü ven duyula nı nı zdı r. En kö tü nü z ise faydası umulmayanı nı z ve zararı ndan emin olunmayanı nı z dı r. ”1 Mü ’minlerin iman ve ahlâ k derecelerini yansı tan en geç erli ö lç ü, fertler le ve kamu kuruluş ları ile olan iliş kilerindeki sö z, iş ve davranı ş ları nı n bü tü nü olduğ u iç indir ki, İ slâ m Dini, değ inilen yollarla fert ve cemiyet hakları na yapı labilecek bü tü n tecâ vü z tü rlerini yasaklamı ş tı r. Ferdî ç ı karlar iç in toplum menfaatlerini ç iğ nemek, gö revi kö tü ye kullan mak, baş arı lamayacak vazifeleri ü stlenmek, anaya babayı ilgisiz ve yardı m sı z bı rakmak, faiz ve rü ş vet almak, karaborsacı lı k yapmak, kamu veya ş ahı s menkul ve gayrı menkullerini zimmete geç irmek, gasbetmek, ilgililerini zara ra uğ ratacak ş ekilde sö zleş meleri ihlâ l etmek, bayatı taze, ç ü rü ğ ü sağ lam gö s tererek, eksik ö lç ü p tartarak mal satmak, ü rü nleri mamulleri reklâ m ettiri len vası fta piyasaya sü rmemek, aldatmak, sö vmek, dö vmek, kalp kı rmak, ar kadan ç ekiş tirmek, jurnal etmek, yalan sö ylemek, haksı z yere baskı da bulun
1 Miş katü lMesâ bî h, Hadis No: 4993.
mak, baş kası nı n yararı na engel olmak, yoksulun zekâ t hakkı nı vermemek ve de malları reklam ettirilen vası fta piyasaya sü rmemek gibi fertlere veya toplu ma zarar verecek sö z, iş ve davranı ş ları İ slâ m Dini ş iddetle yasaklamı ş tı r. Yasaklamı ş tı r, ç ü nkü İ slâ m Dini’nde kiş iyi kö tü lerden kı lacağ ı, maddî ve manevî buhranlar doğ uracağ ı aç ı klanan ve Ahiret azabı na maruz bı rakacağ ı bildirilen en bü yü k suç; en azim gü nah fert ve cemiyet hakları na tecavü zdü r. Mukaddes ö mrü fert ve cemiyet hakları na saygı duymanı n, adaletli dav ranmanı n sö zlü ve fiilî ö rnekleriyle dolu olan Aziz Peygamberimiz, ö nemin den ö tü rü ö lü mü arifesindeki ö ğ ü tlerini bile ö zellikle fert ve cemiyet hakla rı konusuna ayı rmı ş lardı r. Bö ylece insanlı ğ a muhteş em bir sorumluluk ö rneğ i vererek mü ’minlere ş ö yle buyurmuş lardı r: “Ey insanlar! Bana karş ı ş ikâ yetleriniz olabilir. Eğ er birinizin sı rtı na vurduy sam iş te sı rtı m, vurabilir. Ş ayet birinizi yermiş veya serefine dokunmuş sam, burada aranı zdayı m, aynı sı yla karş ı lı k versin. Eğ er birinin malı nı almı ş sam iş te malı m, isteyip alsı n ve ben den bir itiraz gelecek diye ç ekinmesin. Zira itiraz etmek â detim değ ildir. Gerç ekten benim yanı mda sizin en değ erliniz, hakkı varsa hakkı nı alan veya onu helâ l edendir. Bö ylece ü zerimde haklar olmaksı zı n Rabbime kavuş acağ ı m. ”2 Ş anlı Peygamberimizin Allah’a tertemiz kavuş mak amacı yla masum ve mü barek zatı iç in haklar mevzuunda gö sterdiğ i hassasiyet. Ahiret Gü nü ’ne inanan bü tü n mü minleri derin bir nefis muhasebesine iletmelidir. Ayrı ca ihti rasları dizginlemeli, hakka razı ve kanaatkâ r kı lmalı, kendi ö z hakları mı zdan feragat ve fedakâ rlı ğ a da yö neltmelidir. Eğ er cemiyetleri iç in hayı r ve rahmet kaynağ ı olması gereken mü ’minler, fert ve cemiyet hakları na karş ı son derece hassas(duyarlı ) olmazlar, ferdî mut lulukları nı cemiyetin mutluluğ unda gö rmezlerse, Ahiret hayatı nı n felâ ket ö r gü lerini ö mü r gü nleriyle bizzat ö rmü ş olurlar. Ç ü nkü zimmetlerine geç irdik leri hakları ö demeyen, hak sahiplerinden helâ llik almayan mü ’minleri ruhî buhranlardan ve Cehennem azabı ndan kurtaracak hiç bir gü ç yoktur. Aziz Peygamberimiz, her mü ’mini ü rpertecek ve â kı betini dü ş ü ndü recek gerç eğ i bakı nı z nası l aç ı klı yor:
2 aİ slâ m Pevgamberi, M. Hamidullah, 2/309. bKı sası Enbiva, Ahmet Cevdet Paş a, Bedir Yayı nevi, 1/235.
463
464 “Andolsun, (insanları n yargı lanmak iç in diriltilecekleri) Kı yamet Gü nü ’nde bü tü n haklar sahiplerine muhakkak verilecektir. ”3 Mü ’minler! Hakları n sahiplerine ö deneceğ i Bü yü k Gü n gelmeden, hakları sahiple rine  cilen ö dememizi emreden hadî slerinde ise Peygamberimiz bizleri ş ö y le uyarı yor: “Her kim bir kiş inin ş ahsiyetine dil uzatmı ş, malı nı almı ş veya bir hakkı nı zimmetine geç irmiş se, altı n ve gü mü ş bulunmayan Sorgulama Gü nü gel meden, o hakkı n sahibi ile helâ lleş sin. Zira hak yiyen kiş inin iyi ameli varsa, alı narak hak sahibine verilir, iyi ameli yoksa hak sahibinin gü nahları ndan alı narak ona yü kletilir. ”4 Muhterem Mü ’minler! Ş anlı Peygamberimiz, adaletin tamı tamı na gerç ekleş tirileceğ i ilâ hî muha kemede, fert ve cemiyet hakları na saygı duymamı ş, zimmetine geç irdiğ i hak lardan ö tü rü helâ llik almamı ş nice iyi amelli mü ’minlerin de manevî iflâ sa mahkû m Cehennem yolcusu olabileceklerini bildirmiş lerdir. Peygamberimiz mevzuu idraklerimize yaklaş tı rmak iç in sahabilerine sordular: Mü flis kimdir? Ya Resû lellah! Mü flis, (zarara uğ rayarak) parası, taş ı nı r veya taş ı nmaz malı kalmamı ş kiş idir. Bana inananlardan gerç ek anlamda mü flis ş u kiş idir: O kiş i Kı yamet Gü nü namaz, oruç, zekâ t (gibi hayı rlı amelleri) ile gelir. (Gelir ama) birilerini ç e kiş tirmiş, sö vmü ş, dö vmü ş, iftira etmiş, birilerinin de malı nı yemiş, kanı nı dö kmü ş, (olduğ u iç in ö denmesi gereken fert ve toplum hakları nı da berabe rinde) getirir. (Sonuç olarak da) hayı rlı amellerinden bir kı smı ş una, bir kı s mı da buna verilir. Eğ er ü zerindeki insan hakları ö denmeden evvel iyi amelle ri tü kenirse, bu defa alacaklı kulları n gü nahları ndan bir kı smı alı nı r da bunun ü zerine yü kletilir. Sonra da kendisi Cehennem’e atı lı r. (İ ş te hakiki mü flis bu kiş idir. )5
3 Sahihi Mü slim ve Ter. M. Sofuoğ lu (merhum) 8/49. 4 EtTac, S/20. 5 Sahihi Mü slim Birr 59, EtTac 5/20.
Mü ’minler! Sü nnet tablosunda mukadder gelecek, apaç ı k izlenmektedir. Bu tabloyu mü ’min olarak izleyecek bizler ferdî, ailevî, sosyal, iktisadî ve hukukî mü nase betlerimizde son derece hassas olmalı yı z. Haklara tecavü z edebilirim dü ş ü nce siyle ö z hakları mı zdan geç en bir ruh inceliğ ine sahip olmaya ç alı ş malı yı z. Allah’a ve  hiret Gü nü ’ne iman edip de bu hassasiyeti ve inceliğ i gö ster memek mü mkü n değ ildir. Fert ve cemiyet hakları na yapı lan tecavü zlerin ve bu yolda izlenecek zu lü mlerin azap dolu bir  hiret hayatı ndan ö nce, ç ileli ve ı stı raplı bir dü nya ya ş antı sı na da maruz bı rakacağ ı Kur’â n ve Sü nnet bildirileri ile aç ı klanmı ş tı r. Be ş eri tecrü belerin de doğ ruladı ğ ı bu gerç eğ i Peygamberimiz ş ö yle aç ı klı yor: “(Fert ve cemiyet hakları na tecavü z olan) zulü m ve akrabalı k bağ ları nı ko parmak gü nahları gibi Allah’ı n sahibi iç in cezası nı  hiret’e ertelemekle bera ber dü nyada da â cilen vereceğ i baş ka gü nahlar yoktur. ”6 Mevzuumuza inş aallah devam edeceğ imizi bildirir, hutbemi iki â yetle bi tiririm: Nisa sû resi, â yet 2930: “Ey inananlar! Malları nı zı aranı zda (faiz, rü ş vet, karaborsacı lı k, kumar, hi leli ticaret… gasp gibi yollarla) haksı z yollarla yemeyin, karş ı lı klı rı za ile yapı lan ticaretle yeyin. (Fert ve cemiyet hakları nı ç iğ neyerek de) ö z canları nı za kı yma yı n. Allah, sizler iç in merhamet kaynağ ı dı r. Her kim (Allah’ı n yasakladı kları nı ) aş ı rı giderek haksı zlı kla yaparsa onu ate ş e sokacağ ı z. Bu iş lem Allah’a kolaydı r. ”
6 EtTac, 5/21.
465
İ slâ m Nizamı nda Fert ve Cemiyet Hakları II
466 İ slâ m Dini’nde imandan, namaz ve zekâ t gibi ana ibadetlerden sonra iş le nen en ö nemli konulardan biri fert ve cemiyet hakları dı r. Zira Kur’â n ve Sü n net kaynakları nı n ayrı ntı lı aç ı klamaları na gö re, dü nya hayatı nda bunalı mla ra ve  hiret hayatı nda azaplara sebep olacak bü yü k suç /gü nah fert ve cemiyet hakları na tecavü zdü r. Faiz ve rü ş vet almak, karaborsacı lı k yapmak, ş ahı s ve kamu malları nı ent rikalarla zimmete geç irmek, hileli ticarette ve imalâ tta bulunmak, gö revleri kö tü ye kullanmak, sö zleş meleri karş ı tarafı mağ dur edecek ş ekilde ihlâ l etmek, dö vmek, sö vmek, hakaret etmek, aldatmak, arkadan ç ekiş tirmek ve zekâ t ver memek gibi sö z, iş ve davranı ş lar fert ve cemiyet hakları na tecavü z tü rlerin den bazı ları dı r. Gerç ekten fert ve cemiyet hakları na tecâ vü zü n en basit ş ekli olarak kabul edilebilecek olanı bile  hiret hayatı nı n felâ ketini hazı rlayacak kadar ağ ı r bir suç tur/gü nahtı r. Fert hakları na tecâ vü zü konu alan bir hadî slerinde Ş anlı Pey gamberimiz bu gerç eğ i bakı nı z nası l aç ı klı yor: “Bir kimse yemin ederek bir Mü slü man’ı n hakkı nı zimmetine geç irirse Al lah o kimsenin Cehennem’i gerekli kı lar ve (cezası nı ç ekmeksizin) Cennet’e girmesini de yasaklar. Salâ t ve Selam ü zerine olsun Peygamberimizin (Cennet ve Cehennem’e inanan her insanı ü rpertecek bu uyarı ları ) ü zerine bir mü ’min (ayağ a kalka rak) sordu:
|
|||
|