|
|||
d) Kadın fıtratı 9 страницаDinimiz anaya ihsanı mecburileş tirmekle yetinmemiş, geleceğ in anaları olan kı z ç ocukları nı n, analı ğ ı n kudsî mevkiini doldurabilecek ö lç ü de inanç lı, bilgili, iffetli ve ibâ detli olarak yetiş tirilmelerini de emretmiş tir. ilk emri, “Yaratan Rabbi’nin adı yla oku. ” olmuş ve “İ lim, İ slâ m’ı n haya tı, mü ’minin sevgilisi ve kadı n, erkek bü tü n Mü slü manları n ö devidir. ” ilkesi ni yasalaş tı rmı ş bir dinin mü ’minleri olarak, kı z ç ocukları mı zı gerekli bilgiler
1 Lokman 14; Ahkaf, 15.
433
434 le donatarak maddî ve manevî bakı mdan gü ç lü birer insan olarak yetiş tirmek pek tabiidir ki ana gö revlerimizdendir. a) İ slâ m Dini’nin iman esasları nı, farz kı ldı ğ ı gö revleri ve haram kı ldı ğ ı sö zler, davranı ş lar ve iş leri, kadı nlara ait ö zel hallerin hü kü mlerini, Tecvid ü zere Kur’â n okuması nı, yeterli ö lç ü de Peygamberimizin hayatı nı, İ slâ m tarihi ve millî tarihimizi ö ğ retmeliyiz. Onlara ev iş leri ve ekonomisi de ö ğ retilmeli, sağ lı k ve ilk yardı m bilgileriyle ç ocuk bakı mı bilgileri de kazandı rı lmalı dı r. b) Kabiliyeti olanları nı el sanatları nda, ebru, tezhip ve hat… gibi gü zel sa nat dalları nda yetiş tirmeliyiz. c) Ç ok zeki ve yetenekli olanları nı baş ta İ slamî İ limler, Edebiyat ve Tı p ol mak ü zere doğ aları ve ev merkezli toplum hayatları ile barı ş ı k ve sosyal akti viteleri iç in de yardı mcı olabilecek alanlarda yü ksek ö ğ renime ve ihtisasa yö n lendirmeliyiz. Bü tü n bunları n yanı sı ra bir kadı n iç in ulaş ı labilecek en yü ksek sosyal ko numun iyi bir eş ve ana olmak olduğ u ş uurunu da yerleş tirmeliyiz. Namaz ve Ö rtü nme terbiyesine ise ö zel ö nem vermeliyiz. Gü ç yetirebildiğ imiz ö lç ü de onları inanç lı kadroları n elinde, kı zerkek karı ş ı mı na yer vermeyen, ö rtü nme emrini ç iğ netmeyen bir eğ itim dü zeni iç er sinde ö ğ retmeli ve yetiş tirmeliyiz. Ö zellikle yaş adı ğ ı mı z ş artlar iç inde vazife lerimizi bü tü nü yle yapabilmemiz fedakâ rlı ğ ı, uzun sü reli ve ç ileli bir mü cade leyi gerektirmektedir. Mü slü man iç in hayat iman ve kü ltü rel cihad olduğ una gö re kı z ç ocukları mı z iç in mü cadeleyi Cennet’e yü rü yü ş olduğ u inancı yla ve receğ iz. Ç ü nkü kı zları mı z geleceğ in eş leri ve anneleridir. Annelerin her biri ise bir cemiyet mimarı dı r. İ lk bü yü k ö ğ retmendir; canlı ve muhteş em bir kitap tı r; ç ocukları n ahlâ kî seciyesini, temizlik ve sadâ kat cevherini oluş turup geliş tirecek kaynaktı r. Evet cihad aş kı yla mü cadele edeceğ iz ki ş ahsî basiretsizliğ imiz ve ihmal kâ rlı ğ ı mı z, dinî ve ictimaî yapı mı zla ç atı ş an ö ğ retim ve eğ itim uygulamaları mı z, sebebiyle mağ dur mağ dur ettiğ imiz kı z ç ocukları mı zı kurtararak gelece ğ e hazı rlayabilelim. Mü ’minler! Ş anlı mazimizde, kuvvetli imanı gü ç lü ahlâ kı ve iffeti/namusu ile yavru suna ö rnek olabilen, bilgisiyle ç ocuğ una ö ğ ü t verebilen ibâ detli ve duâ lı anne, evlâ dı nı n gö zü nde melekleş en bir kı ymetti.
O, anneliğ in ulvî mevkiini doldurabiliyor, yavrusuna sevgi ve hü rmet duygusu aş ı layabiliyordu. Devrimizde, fiili gü zel ö rnekler verilerek yetiş tirilmediğ i; imanı bilgi ve bilinç le gü ç lendirilmediğ i, ahlâ k ve iffet ç eyizleriyle teç hiz edilmediğ i ve ge rekli bilgilerle donatı lmadı ğ ı iç in, en basit zevklerinden feragat edemeyen ibâ detsiz ve duâ sı z anne, anneliğ in kudsî vası fları ndan soyulmuş tur. Karma eğ itim dü zeni iç inde İ slâ m karş ı tı değ er yargı ları nı n ve radyo/tele vizyon, sinema/bası n gibi kurumları n yozlaş tı rı cı etkilerine aç ı k olarak yetiş ti rilen kı z ç ocukları mı zdan pek tabiidir ki verimli sonuç lar almak mü mkü n ol mayacaktı r. İ manlı, bilgili, ibâ detli, kalbini ve bedenini koruyabilen analar yetiş tirme dikç e pek tabî idir ki sevgili/saygı lı ve yararlı ç ocuklar da yetiş meyecektir. Kı z ç ocukları mı zı aç ı klamaya ç alı ş tı ğ ı mı z ş ekilde yetiş tirmeye ç alı ş manı n â hiret saadetimizi sağ layacak değ erde olduğ unu da burada mü jdelemek iste rim. Ş anlı Peygamberimiz ş ö yle buyururlar: “Her kimin bir kı z ç ocuğ u olur da... onu kü ç ü msemez, erkek ç ocuğ unu ona ü s tü n tutmazsa, Allah, o kimseyi Cennete koyar. ” “Bir kimse, iki kı zı nı (evleninceye kadar gü zelce) terbiye eder; hakları na ria yet hususunda Allah’tan korkarsa, ben o kimse ile birlikte Cennete girerim. ”2 Mü ’minler! Kı z ç ocukları mı zı gereğ ince yetiş tirmemizi engelleyen batı l inanç ları mı z ve ö rflerimizin varlı ğ ı nı bilmeliyiz. Daha da ö nemlisi onları İ slâ mî inanç ve ahlâ k değ erleri, helal ve haram dü sturları ç izgisinde yetiş tirmemizi engelleyen haklar ve ö zgü rlü kler karş ı tı modern ve de zalim gericilerin ve Milletimizden utanmayan kurumları n varlı ğ ı nı da unutmamalı yı z. Bu bilgi ve bilinç le geliş tirilmiş zengin mü fredatlı Kur’â n Kursları aç malı yı z. Daha da geliş tirerek İ mamHatip Liselerimizin cazibesini artı rmalı yı z. İ l gilileri Kı z Sanat Liseleri yanı sı ra Genel Kı z Liselerine yö nlendirmeliyiz. Ayrı ca ö zel kiş iler veya vakı flara bağ lı olup İ slâ m’a ve ö zgü rlü klere saygı lı orta ö ğ retim kurumları ve ü niversitelerin kurulması, ı slahı ve sayı ları nı n ç oğ altı lması iç in de gayret gö stermeliyiz. İ nternet yoluyla ö zel eğ itimi de değ erlendirmeli yiz. Bü tü n bunlar iç in ç alı ş mak bizim; Diyanet İ ş leri Baş kanlı ğ ı mı zı n, Mahal
2 Tac, 5/8; S. Tirmî zi, Hn. 1915.
435
li İ darelerimizin, Sendikaları mı zı n… siyaset, iş, ilim ve sanat adamları mı zı n, din alimlerimizin ve de bü tü n inananları n vazifesidir. Hutbemizi bir â yetle bitiriyorum: “Ey insanlar! (İ slâ m’a gö re yaş ayarak ve yaş atarak, ) canları nı zı, eş lerinizi ve ç ocukları nı zı yakı tı insanlar ve taş lar olan Cehennem ateş inden koruyun... ”3
436
3 Tahrim, 6.
Ahlâ kı n Kaynağ ı, İ nsanı n Fı tratı ve Hak Dindir
Ahlâ k; insanı n iyi veya kö tü olarak vası flandı rı lması na sebep olan, olumlu veya olumsuz iradeli sö zler, davranı ş lar ve iş ler bü tü nü dü r. Peygamberimizin sevgili eş i Hz. Â iş e’nin onun Kur’â n ç izgisindeki yaş ayı ş ı nı Kur’â n Ahlâ kı ola rak nitelendirmesi bu tarifi doğ rulamaktadı r. Yü ce Rabbimiz, insanları ahlâ k ş uuru ile yaratmı ş, ahlâ kî ç ı kı ş lara ve dü ş ü ş lere kabiliyetli kı lmı ş tı r. Bunun iç indir ki, adalet, merhamet, muhabbet, ziyaret eş itlik, doğ ruluk, vefakâ rlı k, fakirlere yardı m, bü yü klere saygı, anababaya ikram, , tatlı dil, gü ler yü z, af, sabı r, tevazu ve hoş gö rü gibi aç ı k ahlâ kî gü zellikleri tarihî ası rlar dan devrimize kadar bü tü n insanlar ve cemiyetler yü celtmiş lerdir. Aynı ş ekilde zina, zulü m, yalan, hı yanet, nefret, haset aldatma, gö steriş, ki bir, iftira, istibdat gibi ahlâ kî ç irkinlileri de aş ağ ı lamı ş lardı r. İ nsanı n iyi ile kö tü yü, gü zel ile ç irkini ayı rma sezisi ve kabiliyeti ile yara tı ldı ğ ı gerç eğ i Kur’â nı mı zda ş ö ylece aç ı klanmı ş tı r: “Nefse ve onu dü zene sokana ve sonra da ona Fü cû runu ve Takvası nı ilham eden (Allah’a) andolsun. Gerç ekten nefsini aklayan kiş i kurtulmuş /mutluluğ a ermiş tir. Onu batı ran kiş i de zarara uğ ramı ş tı r. ”1 İ nsanları, fı tratları nda bulacakları ç ift yö nlü ahlâ kî eğ ilimleri kavrama ve yaş amaya yetenekli yaratan Allah, onlara, yasakları yla Fü cû rdan (batı l inanç lar ve ç irkinlilerden) sakı nmaları, emirleriyle de Takvayı (hak inanç lar ve gü zel
1 Ş ems, 710.
437
438 likleri) yaş amaları gö revini yü klemiş tir. Bö ylece onları mü kâ fatlandı rmak veya cezalandı rmak iç in denemeye uğ ratmı ş tı r. Aziz Mü ’minler! Aç ı klanmaya ç alı ş ı ldı ğ ı ü zere bü tü n sö z, iş ve davranı ş ları kuş atı cı muh tevası yla ahlâ kı n kaynağ ı insan fı tratı (yaratı lı ş dü zeni) ve Yaratan’ı n emirleri ve yasakları n iç eren Hak Din’dir. Felsefî sistemlerin iddia ettiğ i gibi akı l, insanî tecrü beler, sosyal ve ekonomik etkenler değ ildir. Ancak akı l, ahlâ kı kavrama da, tecrü beler ve sosyoekonomik etkenler de ahlâ kî yö nlendirmede yardı m cı dı r. Yaratı lı ş dü zeni ve ilâ hî yasalar ahlâ kı n kaynağ ı kı lı ndı ğ ı iç indir ki, Hak Din olan İ slâ m’ı n gayesi ö zetle iyiliğ e ve kö tü lü ğ e istidatlı olarak yaratı lan insanları Allah’a bağ lamak ve gü zel ahlâ ka yö nlendirmektir Sevgili Peygamberimiz (s. a. ): “Ben gü zel ahlâ kı tamamlamak iç in gö nderildim. ”2 buyururken bu ger ç eğ i dile getirmiş tir. Fı trat dü zeninin kavrayı cı ö zelliğ i varsa da bü tü n gü zellikleri ve ç irkin likleri kavrayamaz ve yö nlendiremez. Bu sebeple insanı ahlâ kî değ erlerle yü celten Hak Din’dir. Bir diğ er anlatı mla Allah’a, O’nun buyrukları na, Â hiret Gü nü ’ne, Cennet ve Cehennem’e imandı r. Mü ’min inancı nı n gereğ i olarak bilir ki yaratan Allah’dı r. O, bilici, gö rü cü ve iş iticidir. İ nsanları huzurunda muhakeme edecek ve ahlâ kî yü celiklerle bezenenleri Cennet’le mü kâ fatlandı racaktı r. Ç ü nkü Allah; İ hsan edicidir. Yardı m eden kulları nı sever ve onlara yardı m eder. Â dildir. Adaletten yana olan kulları ndan hoş nut olur. Merhametlidir. Ş efkat gö sterenlere acı r. Af edicidir. Mü samahakâ r mü ’minleri bağ ı ş lar. Sabredicidir. Sabreden kulları nı baş arı ya erdirir. Bü yü klü k ona mahsustur. Alç ak gö nü llü kulları nı yü kseltir. Gü zeldir, sö zlerin, davranı ş ları n ve iş lerin gü zelini kabul eder ve mü kâ fatlandı rı r.
2 Miş kâ tü lMesâ bî h, Hadis No: 5096.
İ ş te bu î man mü ’mini, İ slâ mî kurallar ç izgisinde gü zelliklere erdirir ve onu ç irkinliklerden korur. Mü ’mini ahlâ klı olmaya yö nelten î manı olduğ u iç in o, dı ş baskı nlardan korunma veya menfaat edinme gayesiyle değ il, Allah’ı n rı zası nı kazanmak ve ebedî saadete ermek emeliyle ahlâ kı nı geliş tirir ve korur. Ahlâ klı bir hayat ya ş amak uğ runda uğ rayacağ ı kayı plar, ç ekeceğ i sı kı ntı lar, katlanacağ ı mahrumi yetler, mü ’mini ahlâ kî doğ rultudan ayı ramaz. Ç ü nkü mü ’min iç in ahlâ k ö lç ü leri zamana, fertlere ve topluma gö re de ğ iş mez. Ahlâ kı n yö nlendirici kaynağ ı Allah’ı n Kitabı Kur’â n ve Sevgili Pey gamberimizin Kur’â n’ı ö rneklendiren hayatı olduğ u iç in mü ’mini yö nlendire cek ahlâ kî kurallar belirlidir. Bu kuralları n bü tü nü İ slâ mî iman ve hayat dü s turları dı r. Aziz Mü ’minler! Hiç ş ü phe edilmemelidir ki laik ahlâ k mantı ğ ı nı n hâ kim olduğ u cemiye timiz, İ slâ mî iman ve yaş am kuralları ndan dolayı sı yla gü zel ahlaktan yoksun olduğ u iç in bunalı mlı dı r. İ yice bilinmelidir ki, faizi, karaborsacı lı ğ ı, rü ş veti, umumî ve hususî birleş me evleri, meyhaneleri, sportoto ve millî piyango gibi modern kumarları bol olan bir cemiyet; karı ile kocası, ebeveyn ile evlâ dı, ta lebe ile hocası arası nda sevgi ve saygı olmayan bir cemiyet; yalancı, entrikacı ve muhteris fertlerden kurulu bir cemiyet, İ slâ mî inanç lar ve yaş ayı ş tan, dola yı sı yla gü zel ahlaktan yoksundur. Mü ’minler! Allah’a ve  hiret hayatı na imanla yoğ rulmayan insan fı tratı nı n, felsefi sis temlerin, ekonomik bü yü melerin ve de ilmî ve teknolojik geliş melerin insan ları ahlâ kî değ erlere yö neltmeye gü cü yoktur. Misallendirirsek ş ö yle diyebili riz:
439
tur. a) İ ktisadî kalkı nma sosyal adaleti ihtiva etmez. b) Altı n uç lu kalemlerin iyiyi gü zeli ve doğ ru olanı yazma ö zelliğ i yok
c) Otomobil barı ş a gö tü rmez. Uç aklar sevgi taş ı maz. d) Matematik insan hakları na saygı nı n formü llerini vermez. e) Hastalı kları tedavi eden Tı bbı n tecavü zleri, katliamları ö nlemek gü cü yoktur.
440 f) Nü kleer enerji adalet ve af ü retmez. Maddî kuvvet, ilim ve teknik ancak iyiye, gü zele, doğ ruya yö nelmek iste yenlere hayra ulaş mada metot ve sü rat kazandı rı r. Evet, gerç ek anlamda ahlâ kı kaynaklandı ran ve hedeflendiren Peygamber lerin ve Peygamberlerin sonuncusu Hz. Muhammed’in tebliğ ettiğ i Hak Din İ s lâ m’dı r. Aziz Mü ’minler! Rabbimiz gü zel, Kur’â n’ı mı z gü zel, Peygamberimiz gü zel, dü nyamı z gü zel, Hak’ka bağ lı insanlar gü zel, ahlâ kı bü tü n olanları mı z iç in ö lü m sonrası ebedî hayat gü zelken ahlâ kî değ erlerle gü zelleş mek elbette amacı mı z olmalı dı r. Ç ü nkü gü zel yaş ayı ş anlamı na gü zel ahlâ k değ er ö lç ü mü zdü r. Peygamberimiz ne gü zel buyururlar: “Mü ’minlerin en değ erlisi ahlâ kı gü zel olandı r. ”3 Nefsimi ve sizleri Gü zel Ahlâ k’ı n geliş tiricisi olan Hak Din İ slâ m’ı yaş ama ya davet eder, hutbemizi Peygamberimizin sı k sı k yaptı ğ ı ve yapmamı zı ö ğ ü t lediğ i bir dua ö rneğ i ile bitiririm. “Allahı m! Vü cudumu gü zel yarattı ğ ı n gibi ahlâ kı mı da gü zelleş tir. Beni ateş azabı ndan (ve ona dü ş ü recek ç irkinliklerden) koru. ”
3 C. Sağ ı r, 1/51.
İ slâ m Cemiyet Dinidir
İ slâ m Dini, fertlere yü klediğ i gö revlerle cemiyet hayatı nı yapı landı ran ve yö nlendiren ilâ hi bir dü zendir. Mü ’min, bu kutsal dü zene inandı ğ ı iç in saadeti ve tekâ mü lü nü, cemiye tinin mutluluğ u ve geliş iminde gö ren bir cemiyet (toplum) insanı olmak mec buriyetindedir. Gerekli kı lan sebep İ man’dı r; Kur’â n yasaları dı r; Peygamberi mizin buyrukları dı r. İ slâ m Dini’nin inanç esasları, emirleri ve yasakları ü zerinde yü rü tü lecek basit inceleme, mü ’min iç in cemiyetç iliğ in kaç ı nı lmaz olduğ unu gö sterecektir. Muhterem Mü ’minler! İ slâ m değ iş tirilemez nitelikli iman esasları ile ana konularda hayata bakı ş ve amaç birliğ ini sağ layarak birlikteliğ in temellerini atmı ş tı r. O, yü klediğ i gö revlerde de birlikteliğ i oluş turup pekiş tirmektedir. Rabbimize karş ı vazifelerimizin en ö zlü sü nü oluş turan Cuma ve bay ram namazları ile vakit namazları yaş ları ve kü ltü rel dü zeyleri farklı, dilleri ve renkleri ayrı insanları birleş tiren ve kaynaş tı ran iç timaî bir ibadettir. Ö zel ş artları gerç ekleş tiğ inde yoksullara Hak olarak verilmesi gereken Zekâ t, dü ş kü n akrabaya ö denmesi gereken Nafaka ferdî mutluluğ u cemiyetin refahı nda gö rmeyi ibâ detleş tiren dinî gö revlerdir. Mü ’minleri aynı bedenî ve ruhî potada eriterek eş itlik eğ itimi yaptı ran oruç ve bü tü n dü nya mü ’minleri arası nda siyasî, iktisadî ve kü ltü rel iş birliğ i ni sağ layabilecek gü ç lü bir iman kongresi tesis eden Hac da, mü ’minleri cemi yetç iliğ e yö nelten sosyal değ eri yü ce ibâ detlerdir.
441
442 Aziz Mü ’minler! Namaz, zekâ t, oruç ve hac gibi temel vecî belerin yanı sı ra; a) Dinî ilimleri ve mü sbet bilimleri ö ğ renmek ve ö ğ retmek, b) Dinimizin, ortak aklı n ve ilmin gerektirdiklerine ç ağ ı rmak, c) Nafaka ve zekâ t verici gü ce ulaş abilmek iç in ç alı ş mak, d) Yapı lacak her ş eyi Allah gö rü yor bilinci iç inde gü zel yapmak, e) Anababaya, ilim adamları na ve bü yü klere saygı gö stermek, f) Adil olmak ve adaletli yö neticilere itaat etmek, h) İ yi ve doğ ru ü zerinde yardı mlaş mak, j) Cemiyeti tehdit ve tahrip eden her tü rlü menfî cereyanlara karş ı ortak mü cadele vermek Nefsi iç in istediğ ini baş kaları iç in istemek.. İ slâ m Dini, yukarı da ancak bir kı smı aç ı klanan, yapı lması gerekli emirle riyle birlikteliğ i sağ layarak cemiyetç iliğ i(toplumculuğ u) ibadetleş tirmektedir. Ç ü nkü dinimizin emirlerini uygulamak ibadettir. Dinimiz haram kı ldı ğ ı tembellik, faiz, rü ş vet, karaborsa, emeğ i sö mü rü, hı rsı zlı k, iç ki, kumar, zina, lü ks, israf, kin, haset, yalan, haklara ve ö zgü rlü kle re tecavü z gibi yasakları yla da fertlerin birbirlerine zarar vermelerini ö nleyerek ve ayrı lı k nedenlerini gidererek de cemiyetç iliğ i ibâ det haline getirmektedir. Ç ü nkü dinimizin yasakları ndan sakı nmak da ibadettir. Aç ı klamaları mı zdan kesinlikle anlaş ı lacağ ı ü zere, İ slâ m Dininin cemiyet ç iliğ i ibâ detleş tiren emirleri ve yasakları na bağ lanan ciddî mü ’minlerin, atı lgan yü rekli, tunç iradeli birer Hak ve Halk insanı olacağ ı muhakkaktı r. Muhterem Cemâ atim! İ nanç ları mı z ve cemiyet yapı mı zla ç atı ş an eğ itim dü zenimiz sebebiyle ö z lenen vası fta ve ihtiyaç duyulan miktarda aydı n İ slâ m insanı nı yetiş tiremeyen cemiyetimiz, bencil ve ç ı karları doğ rultusunda muhteris olan fertlerin, ferdi yetç i yaş ayı ş ları ndan muzdariptir. Ö nemli bir bö lü mü ile tü ccarı mı z, iş verenimiz, yatı rı mcı mı z kalkı ndı r dı kları insanlarla değ il, saflı ğ ı nı ve emeğ ini istismar edebildikleri insanlarla gurur duyabilmektedir. Azı nlı ğ ı teş kil eden faziletlileri bir tarafa, doktorları mı z tedavi ettiğ i fakir hastalarla değ il, yü ksek ü cret alanlar, bü yü k hâ sı lat ya panlar safı nda yer almakla ö vü nebilmektedir. Siyasetç ilerimiz ve yö neticileri miz hizmetleriyle değ il, mevkileri ve beyanatları ile mutlu gö rü nebilmektedir.
Hatta din gö revlilerimizin bir kı smı bile saadeti, irş ad ettiğ i insanları n mevcu diyetinde bulmaktan ç ok, maddî imkâ nları nı n ve sosyal etkilerinin geliş me sinde gö rebilmektedir. Ş ü phesiz bu nev’i misalleri ç oğ altabiliriz. Cemiyetç i İ slâ m İ nsanı ’nı n vası fları ndan yoksun ferdiyetç i insanı mı zdaki manevî ç ö kü ntü, pek tabiî dir ki toplumsal kurumları mı za da sirayet etmek tedir. Birç ok siyasî kuruluş umuz, iş ç i ve iş veren sendikamı z ve hatta sosyal yar dı m kurumumuz ç ı karlar ç izgisinde ihtirasları n ve entrikaları n yarı ş tı ğ ı, ş ö h ret dilenciliğ inin yapı ldı ğ ı mü esseseler durumuna dü ş mü ş tü r. Aziz Cemâ atim!
Bizler Allah’a  hiret Gü nü ’ne inanan insanları z. Fertle cemiyet arası nda kö klü bir denge kuran, cemiyetç iliğ i ibadet ve ebedî saadet sermayesi haline getiren İ slâ m Dini’nin bağ lı ları yı z. Dinimizin emirlerini yerine getirerek, yasakları ndan kaç ı narak faydalı bir cemiyet insanı olmaya ç alı ş malı yı z. “İ nsanları n en hayı rlı sı, onları n insanlara en faydalı olanı dı r. ”1 hadî sinin reh berliğ inde, sahip olduğ umuz gü cü n sağ ladı ğ ı imkâ nlar nispetinde cemiyeti mize hizmet etmeliyiz. Allah’ı n rı zası nı hedefleyerek, Hak ç izgisi ü zerinde gerç ek hayra yö nelt mek iç in Kı zı lay, Yeş ilay, Ç ocuk Esirgeme Kurumu, Mü siad, okul aile birlikle ri, sendikalar, kooperatifler, sanayi ve ticaret odaları, kalkı ndı rma ve gü zelleş tirme dernekleri gibi sivil toplun ö rgü tlerinde vazife almalı yı z. Katiyetle bilmeliyiz ki, bü tü n emir ve yasakları ile cemiyetç iliğ i tavsiye eden İ slâ m Nizâ mı ’nda, mü ’minin İ slâ mi değ eri iç timaî kı ymeti kadardı r. Bu sebepledir ki  hiret mutluluğ u cemiyetin hoş nutluğ u ile gerç ekleş ir. Bu gerç eğ i belgeleyen hadisi geliniz Enes Ibnü Malik (r. a. ) den dinleye lim. O ş ö yle anlatı yor; (Gü nü n birinde) Hz. Peygamberin (s. a. ) yanı ndan bir cenaze ile geç tiler. Sahâ beler onu ‘hayı rlı bir cemiyet insanı ydı ’ diyerek ö vdü ler. Allah’ı n Re sulü “Gerekli oldu” buyurdu.
1 C. Sagî r 1/9
443
444 Sonra diğ er bir cenaze ile daha geç tiler. Sahâ beler onu da)cemiyete zarar lı bir kiş ı ) olduğ unu ifade ederek yerdiler. Allah’ı n Resulü aynı ş ekilde “Gerek li oldu” buyurdu. Hz. Ö mer sordu: Ya Resû lellah! Hakları ndaki gö rü ş lerimizi aç ı kladı ğ ı mı zda her bir cena ze iç in “Gerekli oldu” buyurdunuz. Ne “Gerekli oldu? ” (Ya Ö mer! ) İ lkini hayı rla andı nı z. (Toplumun sevgisini kazandı ğ ı iç in) ona Cennet gerekli oldu; Cennet’e girmeyi hak etti. İ kincisinin fenalı ğ ı nda birleş tiniz. (Toplumun nefretini kazandı ğ ı iç in) ona da Cehennem gerekli oldu. (Allah’ı n Resulü (s. a. ) daha sonra sö zlerini mü ’minler topluluğ una yö nel
|
|||
|