|
|||
d) Kadın fıtratı 2 страница
355
356 “(Ey dilleriyle inanı p da kalplerine iman akmamı ş kiş iler! ) Demek siz yö netimi ele geç irirseniz hemen yeryü zü nde bozgunculuk yapacak akrabalı k bağ ları nı zı bile parç alayı p koparacaksı nı z ö yle mi? Onlar Allah’ı n, kendilerini rahmetinden kovduğ u, (Hak’ka karş ı tı kadı k ları ) kulakları nı sağ ı r, (kapadı kları ) gö zlerini kö r ettiğ i kiş ilerdir. ”10 Aziz Peygamberimiz, ilâ hî rahmet sı nı rları ndan kovulmanı n kaç ı nı lmaz neticesini ş ö yle aç ı klamı ş lardı r: “Akrabalı k rabı taları nı koparanlar Cennet’e giremez. ” “Zulü m ve akrabalı k iliş kilerini kesmek gü nahları gibi, Allah’ı n sahibi iç in ce zası nı Â hirete ertelemekle beraber, dü nyada da acilen vereceğ i bir baş ka gü nah yoktur. ”11 Yü ce Rabbimden cü mlemizi akrabalı k vazifelerini î fa eden bahtiyar kul lardan kı lması nı diler, hutbemizi bir â yet manası yla bitiririm: “Ş ü phesiz Allah adaletle, iyilikle, akrabaya vermekle emreder. Aç ı k ve giz li kö tü lü klerden (fert ve toplum hakları na) tecâ vü zden sakı ndı rı r. Bö ylece Al lah size dü ş ü nü p ibret almanı z iç in ö ğ ü t veriyor. ”12
10 Muhammed, 2223. 11 S. Tirmizî, Hn. 1910; Tac, 5/21. 12 Nahl, 90.
İ slâ m Dü zeninde Komş uluk Gö revleri I
Mutluluğ umuz ve Cennet’e gö tü recek geliş imimiz iç in, iliş kilerimizin en iç ten duygularla kurulması, gü cü nü adalet, feragat ve ikram ö lç ü lerinden al ması gerekir. Bu sebepledir ki, sı k ve sü rekli olarak bağ lantı kurduğ umuz kiş ilerle, za man zaman gö rü ş tü ğ ü mü z insanları n hakları na ö zellikle saygı duymamı z ve onlarla olan mü nasebetlerimizi ahlâ k ve fazilet ö lç ü leri iç erisinde yü rü tmemiz lâ zı mdı r. Kö ydekasabada, dairedeatö lyede, mekteptesı nı fta, caddedeapartman da, alı mdasatı mda, vapurda otobü ste, hü lasa değ iş ik yer ve ş ekiller iç erisin de, sü rekli veya fası lalı olarak kendileriyle iliş ki kurduğ umuz ve bir kı smı nı dostlar edindiğ imiz mü ’min ve gayrı mü slim bü tü n insanlar, komş uları mı zı meydana getirirler. İ slâ m â limlerinin yorumuna gö re mü ’min ve akrabamı zdan olan veya bi zimle sü rekli mü nasebetlerde bulunan komş uları mı z yakı n komş uları mı zdı r. Gayrı mü slim veya akrabamı z dı ş ı ndan olan ya da bizimle fası lalı alâ kalar ku ran komş uları mı z da, uzak komş uları mı zı oluş tururlar. Kendilerine karş ı gü ven ve hayı r kaynağ ı olmamı z gereken komş uları mı z la olan temasları mı zı n bü tü nü de komş uluk mü essesesini oluş turur. Fert ve toplum hayatı ndaki bü yü k ö neminden ö tü rü dü r ki Komş uluk, Kur’â nı mı zı n Nisa sû resinin 36. â yeti ve Aziz Peygamberimizin mü barek sö z leri ve ü stü n tatbikatı ile ihtiş amı nı ve dokunulmazlı ğ ı nı kazanmı ş tı r. Yü ce Rabbimiz, Hayat Kitabı mı z Kur’â n’ı n değ indiğ imiz â yetinde ş ö yle buyurur: “Allah’a ibadet edin. Ona hiç bir ş eyi eş tutmayı n, anaya, babaya, akrabaya,
357
358 yetimlere, yoksullara, yakı n komş uya, uzak komş uya, yanı nda bulunan arkadaş a, yolcuya ve emriniz altı nda bulunanlara iyilik edin, Allah, kendini beğ enen ve bö bü r lenen kimseleri sevmez. ”
Mutluluğ a erdirecek en verimli ö ğ ü tleri bizlere sunan ve sevdiren Ş anlı Peygamberimiz de bu konuda ş ö yle buyurur:
“Allah’ı ve Peygamberini sevmekle veya Allah ve Peygamberi tarafı ndan sevilmekle mutlu olacak kiş i komş uları na ikram edici olsun. ”1 İ slâ m Dini, komş uluk mü essesesini ferdî ve ailevî hayatı gü ç lendirici, iç timaî problemlere ilk plâ nda ç ö zü cü, ı zdı rabı ve saadeti umumî leş tirici bir kuruluş olarak kabul etmiş tir. Bunun iç indir ki komş uları mı za karş ı â dil, hoş gö rü lü ve yardı m edici olmamı zı ö ğ ü tleyerek geç iş tirmemiş, kö klü bir iman mevzuu olarak değ erlendirmiş tir. Birici Peygamberimizö nderimiz ş ö yle Hz. Muhammed buyururlar:
“Allah’a ve  hiret Gü nü ’ne inanan kimse komş usuna iyilik etsin; ikram da bulunsun... ”2
“Hiç biriniz kendisi iç in istediğ ini komş uları iç in de arzu etmedikç e ger ç ek mü ’min olamaz. ”3
Komş uları mı z iç in hayı r menbaı olmamı zı imanı mı zı n gereğ i kı lan İ slâ m Dini, ç evremizi oluş turan bu insanlara karş ı alâ kası z kalmayı, gerekli rû h asa leti ve vicdanî duyarlı lı ğ ı gö stermemeyi de iman hayatı na gö lge dü ş ü ren bü yü k bir gü nah/ suç olarak vası flandı rmı ş tı r. Balkı nı z bu konuda Ş anlı Peygamberimiz ne buyuruyorlar:
“Allah’a ve  hiret Gü nü ’ne inanan kimse sakı n ha komş uları na eziyet et mesin; (Onları ü zü cü, zarara uğ ratı cı sö z, iş ve davranı ş lardan kaç ı nsı n). ”4
“Yanı baş ı ndaki komş usu aç iken tok olan kiş i gerç ek bir mü ’min değ il dir. ”5
“Allah’a yemin ederim ki... (sö zleri davranı ş ları ve iş leri ile) zarar ver
1 Miş kâ tü lMezbih, Hadis No: 4990. 2 Sü nenü İ bni Mace, Hadis No: 3672. 3 Sahihi Mü slim ve Ter. Mehmet Sofuoğ lu, 1/104. 4 Aynı eser 1/106. 5 Miş kâ tü lMesâ bî h, Hadis No: 4991.
meyeceğ i hususunda komş usunun kendisine gü ven duymadı ğ ı kiş i gerç ekten iman etmemiş tir. ”6 Muhterem Mü ’minler! Yapı lması imanı n gereğ i olan, ihmal edilmesi veya terk olunması bü yü k bir gü nah/suç olarak vası flandı rı lan komş uluk gö revlerini Peygamberimiz de ğ iş ik hadislerinde bizlere ö ğ retmektedir. Muaz İ bnü Cebel (r. a. ) ş ö yle anlatı yor. (Biz sahâ bileri Hz. Peygamber’e) sorduk: Komş u hakları nelerdir Ya Resû lellah? Ş ö yle buyurdular: Senden borç istediğ i zaman borç verirsin. Yardı mı nı talep ettiğ i zaman yardı m edersin. Muhtaç olduğ u zaman bağ ı ş ta bulunursun, hastalandı ğ ı nda ziyaret edersin. Ö lü mü nde cenaze namazı nı kı lar kabre gö tü rü rsü n. Sevinç li anları nda mesrur olur, tebrik edersin. Bir musibete uğ radı ğ ı nda sen de ü zü lü r, teselli edersin. Yemek piş irdiğ inde kokusu ile onu imrendirmez veya bir mik tar hediye edersin. İ znini almaksı zı n havanı n ve ı ş ı ğ ı n evine giriş ini engelle yecek ş ekilde binanı yü kseltmezsin. Meyve aldı ğ ı nda ya ona ikram eder ya da gizlice evine getirirsin. Ayrı ca kendi ç ocukları nı, komş u ç ocukları nı kı skanç lı kla ö fkelendirecek (bir yiyecek, giyecek ve binecek ile) ortaya ç ı karmazsı n. Hz. Peygamber (sö zlerinin bu bö lü mü nde ş ö yle) buyurdu. Size ne sö ylediğ imi anladı nı z mı? Allah’ı n kendilerine merhamet ettiğ i ç ok az kimseden baş kaları komş u hakları nı ö deyemez. ”7 Mü ’minler! Komş uları n ticarî hayatı nı baltalamayacak ş ekilde ticaret yapmak Komş uları mı zı ince ve sevindirici bir telkin edası yla doğ ruya yö nlendir mek, Ailevî sı rları nı korumak, ayı pları nı ö rtmek, hataları nı affetmek, canları, malları ve ı rzları nı korumak… gibi vazifelerin de komş uluk gö revlerimiz oldu ğ unu Peygamberimizin bu mevzudaki muhtelif hadislerinden ö ğ reniyoruz.
6 EtTac, 5/15. 7 Kurtubî ElCâ miu liAhkâ milKur’â n, 5/179.
359
360 Mektep, mesken, meslek iş ve ticaret komş uları mı zı n bir kı smı muhte melen gayrı mü slimlerden, sö z iş ve davranı ş ları İ slâ m esasları aç ı sı ndan tas vip olunamayacak kiş ilerden teş ekkü l edebilir. Komş uları mı z olmaları sebe biyle yukarı da aç ı klanan komş uluk gö revleri ile onlara karş ı da sorumlu mu yuz sorusu akla gelebilir. Katiyetle ifade edelim ki İ slâ m Dini komş ular arası nda komş uluk yö nü n den değ il, ancak ve ancak haklar bakı mı ndan ayı rı m yapar. Ö zetleyerek sunacağ ı mı z konumuzu aydı nlatan hadislerinde Peygambe rimiz ş ö yle buyururlar: “... Kiş inin akrabası ndan olan Mü slü man komş usunun, komş uluk hakkı, akra balı k hakkı ve Mü slü man kardeş liğ i hakkı olmak ü zere ü ç hakkı vardı r. Mü slü man olan komş unun komş uluk hakkı ve Mü slü man kardeş liğ i hakkı olmak ü zere iki hak kı vardı r. Mü slü man olmayan/gayrı mü slim komş unun ise yalnı z komş uluk hak kı vardı r. ”8 Bu hadisten anlaş ı lacağ ı ü zere İ slâ mî kurallar, komş uluk yö nü nden Mü s lü man/gayri mü slim, ahlâ klı ahlâ ksı z ayı rı mı yapmaz. Komş u komş udur. Gö revler yapı lacaktı r. Â lemlere rahmet olarak gö nderilen, tebliğ ettiğ i Kur’â nı nurlu hayatı ile aç ı klayan ve bü tü n ö ğ ü tlerini bizzat ö rnek olarak veren Aziz Peygamberimi zin yaş ayı ş ı bizlere bu konuda da ö rnektir. İ slâ m’i kaynaklar bize Hz. Peygamberin kendisine dü ş manlı kları nı sü rdü ren Yahû di komş uları na bile ikramcı olduğ unu, onlara karş ı da komş uluk gö revlerini yaptı ğ ı nı nakletmekte ve somut misaller vermektedir. Peygamberimiz, zaman zaman ç evresinde gö rdü ğ ü bir Yahû dî gencini, gö remez olunca merak buyurmuş lar, hasta olduğ unu ö ğ rendiklerinde ise bu genci evinde ziyaret etmiş ler ve İ slâ m’a davet buyurmuş lardı r. Ziyaret edilmesinden son derece duygulanan bu Yahû di genci O’nun ü s tü n ahlakı ndan ve ruh inceliğ inden etkilenerek Mü slü man olmuş tur. 9 Peygamberimizin bizzat ö rnek olarak yetiş tirdiğ i sahabe neslinin bu yü ce ahlâ k ile nası l yü celdiklerine de bir misal vermek isteriz.
8 Aynı eser, cü z, 5, sh. 184 9 Buharî, Asrı Saadet’te Peygamberimizin Tebligat ve Talimatı, 2/416.
Sahabe neslinin yı ldı zları ndan Abdullah bin Amr, evinde bir koyun kesil diğ inde ailesine sorar: “(Bu koyundan) Yahû di komş umuza hediye ettiniz mi? Yahû di komş umu za hediye ettiniz mi? Ben Hz. Peygamberin ş ö yle buyurduğ unu iş ittim. “Cebrail bana (geldi, gitti ve daima) komş uyu ö ğ ü tledi. Ö ylesine ö ğ ü tledi ki komş unun komş uya vâ ris kı lı nacağ ı nı zannettim. ”10 Mevzû muza gelecek haftaki hutbemizde devam edeceğ imizi bildirir, aile hayatı nı zda mutluluklar, ç alı ş ma hayatı nı zda basarı lar dilerim.
361
10 Sü nenü tTirmizî Kitabü lBirri vesSı la Hadis No: 194.
İ slâ m Dü zeninde Komş uluk Gö revleri II
362 Cemiyet bü nyesinde yaş adı ğ ı mı z hayatı n olumlu ve olumsuz yö nleri ilk olarak komş ular arası iliş kilerde gö rü leceğ i iç in, İ slâ m Dini, komş uları mı zı n hakkı mı zdaki yargı ları nı Mü slü manlı ğ ı mı zı n değ er ö lç ü sü olarak belirlemiş tir. Bilgin sahabî Ebu Hü reyre ş ö yle anlatı yor. “Yanı na gelen bir kiş i ile Peygamberimiz arası nda ilginç bir sö yleş i ger ç ekleş ir: Ey Allah’ı n Peygamberi! Bana yapabileceğ im ö yle bir iş ö ğ retiniz ki ben onu yapı nca Cennet’e gireyim, İ yi bir insan ol. Ben iyi bir insan olduğ umu nası l bileyim? (Mesken, meslek ve ticaret) komş uları na sor. Senin iyi olduğ unu sö ylü yor larsa iyisin. Kö tü olduğ unu dile getiriyorlarsa kö tü sü n. ”1 Dü nya hayatı nda komş uları mı zı n hakkı mı zdaki iyi dü ş ü nceleri/yargı la rı bizi Halk’ı n sevgilisi yaparak mutlu edeceğ i gibi, Hakk’ı n sevgilisi kı larak da mesut edecektir. Peygamberimiz ş ö yle buyururlar: “Bir mü ’min vefat edince komş uları ndan iki kiş i, o adam hakkı nda ‘Biz kendisinden iyilik ve hayı rdan baş ka bir ş ey gö rmedik’ diye ş ahitlik ederse, o adam Allah katı nda iyi olmadı ğ ı halde bu iki komş unun ş ahitliğ i sebebiyle Al lah zü lcelâ l ilgili meleklere ş ö yle buyurur:
1 Sü nenü İ bni Mace, Hadis No: 4222.
Bu ö len kulum hakkı nda benim bilgime gö re değ il de o iki kulumun ş a hitliğ ine gö re iş lem yapı n. ”2 Muhterem Mü ’minler! Ferdin toplum hayatı ndaki davranı ş ları na en yakı ndan tanı k olan İ slâ mî ö lç ü lere bağ lı komş uları n menfî /olumsuz hü kü mleri/kanaatleri de gerç eğ in ifadesidir. Bö yle olduğ u iç in de karanlı k bir geleceğ in habercisidir. Zira ç ok ç a namaz kı lan, ç okç a oruç tutan ve pek ç ok sadaka veren fakat sö zleriyle de komş uları nı ü zen/ rahatsı z eden bir kadı ndan huzurunda sö z edildiğ inde Pey gamberimiz ş ö yle buyurdular: “O kadı n (da hayı r yoktur. O) Cehennem’dedir. ”3 Komş u hakları na saygı sı zlı k ve tecavü z, mü ’minin diğ er bü tü n faziletle rini de değ erden dü ş ü rdü ğ ü ve â hiret azabı nı yü rü ttü ğ ü iç indir ki yukarı da sunduğ umuz hadislerden de anlaş ı lacağ ı ü zere Peygamberimiz bu konuya son derece ö nem vermiş tir. Ashabı nı n komş uluk iliş kilerini yakı ndan izlemiş ve sı k sı k uyarı larda bulunmuş tur. Aş ağ ı daki ö rneğ i dikkatle izleyelim. Bir sahabe Allah’ı n Resû lü ’ne (s. a. ) gelerek ş ö ylece dert yanar. (Ya Resû lellah! ) Ben falanca topluluk iç inde yaş ı yorum. Onlardan en ya kı n olan (komş um) bana en bü yü k zararı veriyor, (ne yapayı m? ) Allah’ı n Resulü Hz. Ebu Bekir, Ö mer ve Ali’yi ş ikâ yet edilen topluluğ a gö n derir. Onlar da mahallin mescidinin kapı sı nda durarak yü ksek sesle ş u ö lç ü yü tebliğ ederler: Ey insanlar! İ yi dinleyiniz. (Ç evrenizdeki) kı rk evde yaş ayanlar sizin kom ş uları nı zdı r. Komş usu fenalı kları ndan emin olmayan kimse (cezası nı ç ekmeksizin) Cennet’e giremez. 4 Burada ş u ç ok ö nemli hususa da iş aret etmek isteriz. Suç lar/gü nahlar mahiyetleri itibariyle aynı ise de komş ulara karş ı iş lenen leri, fertler arası gü veni ve toplum dü zenini daha ş iddetli bir ş ekilde sarsaca ğ ı ndan, suç ları n/gü nahları n en bü yü ğ ü nü teş kil ederler. Bakı nı z bu gerç eğ i peygamberimiz nası l aç ı klı yor: “(Ç ok iyi biliniz ki, ) kiş inin komş usunun (veya ortağ ı nı n) evinden bir ş ey
2 Ramû zulEhâ dî s, 1/63 (İ za bö lü mü ). 3 Miş kâ tü lMesâ bih, Hadis No: 4992. 4 Kurtubî, cü z 5, sh. 185.
363
364 ç alması, onun iç in on evden ç alması ndan ç ok daha bü yü k gü nahtı r. ) Kiş inin komş usunun (veya ortağ ı nı n) hanı mı ile zina etmesi de onun iç in on kadı nla zina etmesinden daha bü yü k bir gü nahtı r. (Daha bü yü k bir azâ b sebebidir. )5 Ü zü lerek itiraf etmeliyiz ki, İ slâ m’ı n ahlâ k ve fazilet değ erlerinden gere ğ ince nasibini alamayan bizler gibi zayı f mü ’minler arası nda komş uluk gö rev leri giderek kudsiyyetini ve ihtiş amı nı kaybetmektedir. Ne acı dı r ki mektep, mesken, meslek, iş, ticaret ve memuriyet komş uluğ u yerini alâ kası zlı ğ a, ç ekemezliğ e yı kı cı rekabetlere ve dü ş manlı ğ a bı rakmaktadı r. Ö z ifadeyle ahlâ kî ç ö kü ntü mü zü komş uluk iliş kilerimizdeki yı kı mda gö r mek mü mkü ndü r. Mü ’minler! Peygamberimiz: “Allah katı nda dostları n en hayı rlı sı dostuna karş ı en ha yı rlı olanı dı r. Allah katı nda komş uları n en hayı rlı sı ise, komş usuna karş ı en hayı rlı olanı dı r. ”6 buyurur. Komş uları mı zı sevelim. Onlar tarafı ndan sevilmeye ç alı ş alı m. Komş uları mı z dü nya ve â hiret hayatı mı zı n mutluluğ una sebep olacak kı ymetli insanlardı r. Onları ü zmekten, onlara zarar vermekten kaç ı nalı m. Zira Peygamberimiz, “Ahiret Gü nü ’nde (birbirleriyle davalaş acak) hası mları n ilk ikisinin komş ular olacağ ı nı ” duyurur. 7 Cebrail’in, Peygamberimize, peygamberlerimizin de inananlara ı srarla tav siye buyurduğ u komş uluk gö revlerini biz de birbirimize ö ğ ü tleyelim. Son sö zü Peygamberimize bı rakalı m: “Komş usu kö tü lü klerinden emin olmayan kiş i (cezası nı ç ekmeden) Cen net’e giremez. ”8 “Allah’ı ve Peygamber’ini sevmek (veya Allah ve Peygamberi tarafı ndan sevilmek) isteyen kiş i konuş tuğ u zaman dosdoğ ru konuş sun. Kendisine (sı r, vazife veya bunun gibi bir) emanet bı rakı ldı ğ ı zaman emaneti korusun/sahibi ne versin. Bir de ç evresindeki komş uları, dostları ve arkadaş ları na (gü cü nis petinde) ikramda bulunsun. ”9
5 İ bnü Kesir, Furkan, 68, (3/326). Hadis ö zetlenmiş tir. 6 Sü nenü tTirmizî, Hadis No: 1945. 7 Miş kâ tü lMesâ bih, Hadis No: 5000. 8 Tac, 5/15. 9 M. Mesâ bih, Hn. 4990.
İ nsanlar Eş ittir, Yü celik ise Allah’a Saygı dadı r
İ slâ m Dini’nin ana kaynağ ı olan Kur’â nı Kerî m’in Hucurâ t sû resinin 13. â yetinde Rabbimiz ş ö yle buyurur: “Ey insanlar! Doğ rusu, biz sizi bir erkek ve bir diş iden yarattı k. Birbirlerinizle tanı ş ası nı z (toplum hayatı yaş ayası nı z) diye sizleri milletlere ve soylara bö ldü k. Al lah katı nda en değ erli olanı nı z, hiç ş ü phesiz O’nun yasakları ndan en ç ok kaç ı nanı nı z, emirlerine de en ç ok yapı ş anı nı zdı r. ”1 Bu Kur’â nî bildiriden aç ı kç a anlaş ı lacağ ı ü zere bü tü n insanlar birbirleriy le eş ittirler. Beyazlar, beyaz oldukları iç in siyahlara, Zenginler, zengin oldukları iç in fakirlere, Yö neticiler, yö netici olduktan iç in yö netilenlere, İ ş verenler, iş yeri sahibi oldukları iç in iş ç ilere, Mü dü rler ü st oldukları iç in memurlara asla ü stü n tutulamazlar. Ü stü n tabaka, asil zü mre ve imtiyazlı sı nı f yoktur. Bü tü n insanlar hü rdü r ve insanlı k onurunda eş ittir. Ü stü nlü k ancak Allah’ı n Kur’â n’la koyduğ u ku rallara uyuş la gerç ekleş ir. Ö zetlersek: ancak, imanlı lar inanç sı zlara, adaletliler zalimlere, faydalı lar zararlı lara, ilmini toplum yararı na kullananlar kö tü lü ğ e alet edenlere, istikrar ve huzur iç in ç alı ş anlar bozgunculara, samimi ibadetliler de ibâ detsizlere kar ş ı ü stü nlü k sağ lar ve ş eref kazanabilirler. Her kim ü stü nlü ğ ü /yü celiğ i Allah’ı n yasaları ve uygulaması nda aramaz,
1 Hucurâ t, 13.
365
366 yalnı zca soyunu, kariyerini, mevkiini, zenginliğ ini, siyasî gü cü ve gü zelliğ ini ö lç ü kabul ederek kendisini ü stü n, ç evresini aş ağ ı gö rü rse o insan, İ slâ m na zarı nda değ ersiz ve de ş erli bir tiptir. Ş anlı Peygamberimiz bir hadislerinde ş ö yle buyururlar: “(İ man ve fazilet caddesinde) her kimi ameli geri bı rakı rsa, soyu onu ileri gö tü remez. ”2 Peygamberimiz bu hadisi ile mü cerret soyluluğ un ü stü nlü k ve silesi olamayacağ ı nı aç ı klamı ş tı r. Yü ce Peygamberimiz; “İ limden dilediğ inizi ö ğ reniniz. Allah’a yemin ede rim ki bilginizle amel etmedikç e, bilgi ç oğ altmakla mü kâ fatlandı rı lmazsı nı z”3 buyurarak da amelsiz ilmin yü celiğ i olmadı ğ ı nı beyan etmiş tir. Sevgili Peygamberimiz; “(Değ er ö lç ü sü bilerek) kendilerini altı nlara, gü mü ş lere (menkul ve gayrı menkullere, gü zel gö rü nü mlü ) iç ve dı ş giysilere kaptı ranlar helake yü z tutmuş tur... ”4 buyurmakla, putlaş tı rı lmı ş zenginliğ in ş erefin değ il, zilletin sebebi olduğ unu ifade etmiş tir. Hizmet ve adalet anlayı ş ı yla değ erlendirilmeyen mevkilerin yü celiğ in ç ı kı ş ları olmayı p, aş ağ ı lı ğ ı n dü ş ü ş leri olduğ una da ş ö ylece dikkatimizi ç ekmiş tir: “Mü slü manları n yö netimini ü stlenip de onlara hizmet iç in gereğ ince ç a lı ş mayan ve onlara karş ı (samimi ve) Hakka yö neltici olmayan hiç bir yö neti ci onlarla beraber Cennet’e giremez. ”5 Peygamberimiz, “Allah sizin vü cutları nı za/dı ş gö rü nü mlerinize bakmaz. O, ancak kalplerinize bakar” buyurmakla da dı ş değ il iç gü zelliğ inin ü stü nlü k ö lç ü sü olduğ unu ifade buyurmuş tur. İ nsanlar arası nda sı nı f farkları doğ uran, sevgiyi ö ldü ren, hasedi dirilten ve toplum dü zenini bozan benlik davası ve ü stü nlü k iddiası ndan vazgeç medik ç e İ slâ mî ç izgide erdemli bir hayat yaş anamaz. Zira kâ firliğ in kaynağ ı benlik duygusu, zulmü n menbaı bü yü klü k davası, riya, kibir, istismar ve ihtiras gibi bü tü n kö tü sı fatları n menş ei de ü stü nlü k iddiası dı r. a) İ nsanlı k tarihinin en bü yü k mana ve madde inkı labcı sı olan Peygambe rimize ve daha ö nceki peygamberlere karş ı ç ı kanlar ç oğ unlukla asalet davası
2 Sü nenü ’tTirmizî, Hn. 2946. 3 ElCamiü sSağ î r, 1/131. 4 R. Salihin B. FazlizZü hd... Hn. 12. 5 a. g. e. B. Vulatil Umuri BirRifkı... Hn. 2.
gü denler, maddî gü ç leri ile mağ rur olanlar, insanları siyasi ve ekonomik ç ı kar ları doğ rultusunda ve arzuları na gö re yö netmek isteyenler olmuş tur. Kâ firler, Peygamberlerin vahiy alan ü stü n kiş iliklerine inanmayı ve on ları n hayat ö nderliğ ini kabul etmeyi onurları na yediremedikleri, aş ağ ı tabaka olarak vası flandı rdı kları insanlarla aynı haklara sahip, hiç bir ü stü nlü ğ ü olma yan insanlar olarak yaş amayı zillet gö rdü kleri iç in inanmamı ş lardı r.
|
|||
|