Хелпикс

Главная

Контакты

Случайная статья





f) Âhiret Günü’ne iman 1 страница



 

İ slâ m itikad nizâ mı nda iman esasları ndan biri de  hiret Gü nü ’ne inan­

maktı r.

 hiret hayatı iki bö lü mden mü teş ekkildir. a) Ö lü mle baş layacak kabir hayatı,

b) Allah’ı n huzurunda muhakeme olunarak ceza veya mü kâ fat gö rü lmek ü zere bü tü n insanları n kabirlerinden diriltilmesiyle baş layacak ebedî hayat.

Evet, dü nya hayatı ö lü mle bitmeyecek, kabir hayatı ile yeniden baş laya­ caktı r. Allah bü tü n insanları n vü cutları nı yeniden diriltip ruhları yla birleş tire­ cek, huzurunda muhakeme edecektir. Mü kâ fat olarak Cennet’e koyacak, ceza olarak da Cehennem’e sokacaktı r.

Tegâ bun sû resi, â yet 7:

“O inanmayanlar ö ldü kten sonra kat’iyyen diriltilmeyeceklerini iddia ettiler. Deki: Hayı r, hayı r. Rabbime yemin olsun ki siz mutlaka diriltileceksiniz. Sonra da yaptı kları nı z size bildirilecektir. Bu da Allah’a gö re kolaydı r. ”

Aziz Mü ’minler!

İ nsanlı k camiası iç erisinde, Mü slü manları diğ er batı l dinlerin ve beş erî sis­

temlerin mensupları ndan ayı ran ana olgu İ slâ m Dini’ne, O’nun itikad nizamı ­

na gö re iman etmektir.

Bu gerç eğ i ve beş er hayatı nda gö rü len buhranları n, krizlerin, zulü mlerin ve gayesizliğ in kaynağ ı nı n iman yoksunluğ u olduğ unu iyice biliniz.

Yü ce Rabbimden cü mlemize î man neş eleri iç ersinde yaş anacak bereketli bir ö mü r niyaz eder hutbemizi bir hadisle bitiririm:

“Allah’tan baş ka hiç bir ilâ h olmadı ğ ı na ve benim de Allah’ı n peygamberi ol­ duğ uma inanan ve getirip tebliğ ettiğ im (iman esasları na, helâ ller ve haramlara) iman eden kiş iyi Allah Cehennem ateş iyle azaplandı rmaz. O kiş inin Cennet’e gir­ mesi kesinleş ir. ”2

 

 

2  M. Zevâ id, K. İ man, 1/16.


 

 

İ manı  Korumak

 

 


İ slâ m’ı n itikadî, iktisadî, iç timaî, hukukî ve ahlâ kî yasaları yla hü kü mran

olmadı ğ ı cemiyetimiz gibi topluluklarda miras ve ceza hü kü mleri gibi tatbik olunmaları İ slâ mî otoritenin varlı ğ ı nı zaruri kı lan ilâ hî emir ve yasakları n bir bü tü n halinde yaş anamayacağ ı bir gerç ektir.

Bu sebeple İ slâ m dı ş ı toplum dü zenleri iç inde yaş ayan mü minler, gü ç sı ­ nı rları nı  aş an  konularda  gö revlerini  yapamayabilirler.  Ancak  İ slâ m  Dini’nin bü tü nü ne imanları nı korumalı dı rlar. Mü slü man olarak can vermelidirler. Yü ­

ce Rabbimiz bö yle emreder:

“Ey İ man Edenler! Allah’ı n emirleri ve yasakları na aykı rı lı ktan gerektiğ i ş ekil­

de korunun ve ancak Mü slü man olarak can verin. ”1

Bizler Allah’a, O’nun  seç ip  son  ve  evrensel  Peygamberi  kı ldı ğ ı Hz.  Mu­

hammed’e ve onun aracı lı ğ ı ile gö nderdiğ i Kur’â n’a inanı rı z. Kur’â n’ı n iç erdi­

ğ i bü tü n iman ve hayat kuralları na da inanı rı z. Bu inancı mı zı korumakla yü ­ kü mlü yü z. Bunun iç in de inancı mı zla ç eliş ecek ve ç atı ş acak bü tü n batı l inanç ­ lar, sö zler, davranı ş lar ve iş leri bilmeliyiz. Nası l korunabileceğ imizi de ö ğ ren­ meliyiz.

Muhterem Mü ’minler!

1. Allah’ı, sebep­netice kanunları nı n hâ likı, bilici, iş itici, gö rü cü, dilediğ i­

ni yapı cı, gü ç lü ve merhametli Rab kabul edip de, O’na tam anlamda gü vene­ memek, ş artlar ne olursa olsun mutluluk ve kazancı n, Allah’ı n emir ve yasakları ç erç evesinde olduğ una itimat edememek bizi inancı mı zla ç eliş kiye gö tü rü r. 2

 

 

1  Al­i İ mran, 102

2  Yunus, 54; İ brahim, 31.


 

291


 

 


 

292


2.  Allah’ı n, kâ inatı n yaratı cı sı ve maliki olduğ una inanı rken, bü tü n ni­

metlerin Allah’tan olduğ una, O’nun takdiri ile insanlara ulaş tı ğ ı na, Rabbimizin ü mit olunmaz yerlerden sebeplerini yaratarak insanları nimetlendirebileceğ ine, dolayı sı yla Allah’ı n haram kı ldı ğ ı yollardan rı zı k aramamak gerektiğ ine bü tü n varlı ğ ı mı zla inanmamak da bizi inancı mı zla ç eliş kiye sü rü kler. 3

Mü ’minler arası nda bankacı lı ğ ı n, iç ki imal ve satı cı lı ğ ı nı n, hileli imalâ t ve sö mü rü nü n, ikbal mevkilerini insanları n elinde gö rerek zillet iç inde insanlara ruh kö leliğ i yapmanı n ve daha nice hallerin gö rü lmesi, yukarı da aç ı klanan ç e­ liş kilerimizden kaynaklanmaktadı r. Zira bu ç eliş kilerin temelinde, Allah’a is­ yandan ç ok, O’na gü venmemek vardı r.

3. Zekâ t, hac ve de adalet­af­yardı m gibi erdemlere ç ağ rı nitelikli Allah’ı n buyruğ u olan gö revler, vakı f ç alı ş maları benzeri dini nitelikli aktiviteler, baş ka baş ka amaç larla değ il, yalnı zca Allah’ı n rı zası nı kazanmak iç in yapı lı r. Aksine davranı ş lar inancı mı zla ç eliş ki oluş turur. 4

Mü ’minin bü tü n sö z, iş ve davranı ş ları, tü m hayatı ve ö lü mü, â lemlerin Rabbi Allah iç indir. Mü ’min, ahlâ k, ilim, sanat, vatan ve millet iç in değ il, yal­ nı z Allah iç in, O’nun emri ve yasağ ı olduğ u iç in konuş ur ve susar, yapar ve sa­ kı nı r. Mü ’min mezkû r değ erleri ancak Allah’a kulluk iç in yü celtir ve uğ run­

da mü cadele verir.

 

Giderilemediğ i takdirde yukarı na değ inilen ç eliş kilerin her biri İ slâ m da­

iresinin dı ş ı na ç ı karabilir.

 

4. İ nsan iç in yasa koyma hakkı onu yaratan Allah’ı ndı r. Yaratanı n emirleri

ve yasakları yla ç atı ş an yasalar konulamaz. İ nsanlar ancak Allah’ı n ve Peygam­ beri Muhammed’in (s. a. ) belirlemediğ i alanlarda dü zenleyici kurallar koyabi­ lirler. İ slâ mî gerç ek bu iken fertlerin kurumları n Allah’ı n buyrukları yla ç atı ş an kesin emirler vermek, yasaklar koymak, helâ l kı lmak, haram saymak hakkı ol­ duğ unu kabul etmek İ slâ m Dini’ne aykı rı lı ğ a dü ş ü rü r.

Gü ncel bir anlatı mla ş ö yle de diyebiliriz.

 

İ slâ ma gö re kayı tlı ve ş artlı egemenlik hakları olan parlamentoları n, Al­

lah’ı n aç ı k ve kesin emir ve yasakları, helâ l ve haramları ile ç eliş en ve ç atı ş an

 

3  Nahl, 53; Talak, 3.

4  En’am, 162; İ bn’ü Mace, Hadis No: 4205.


 

 


karar alabileceğ ine ve bu kararları n sekü ler sistemlerde olduğ u gibi İ slâ m Dini

zaviyesinden de meş ruiyet arzedeceğ ine yü rekten inanmak kâ firliğ e gö tü rü r. 5

 

5. Ö zel ş artları iç inde ortak akı l, ilim, ihtisas, istiş are ve referandum ve­ rilerine itaat gibi, Allah’ı n ve Peygamberi Hz. Muhammed’in itaat edilmesine izin verdiklerinin dı ş ı ndaki, dü ş ü nce sistemlerine ve gayr­ı İ slâ mî mü essesele­

re benimseyerek itaat de İ slâ m dı ş ı lı ğ a yö nlendirir.. Ç ü nkü Peygamberimizin ifadesiyle Allah’a isyan hususunda insanlara ve kurumlara itaat yoktur. 6

6. İ slâ m’ı n iman, ibâ det, hukuk, iktisat… ve ahlâ k dalları na ait bir tek hü k­

mü nü dahi kü ç ü msemek, dö nemi geç tiğ ine inanmak, yani;

a) Artı k kı sas ilkesi geç erliliğ ini yitirdi. b) Faiz yasağ ı anlamsı zdı r.

c) Kadı nları n ö rtü nmelerine gerek yok.

d) Karş ı lı klı rı za oldukç a zina sakı ncası zdı r.

d) Beş vakit namaz fazlacadı r, gibi yaklaş ı mları n bir tekini dahi benimse­ mek kiş iyi kâ fir kı lar. Zira İ slâ m bir bü tü ndü r. O’nun bü tü n hü kü mleri yü ce­ dir ve tartı ş ma ü stü dü r. 7

7. Allah’a inanmak fakat Kur’â n’ı n Allah tarafı ndan vahiy meleğ i aracı lı ­

ğ ı ile Hz. Muhammed’e indirilmiş son İ lahi Kitab olduğ una inanmamak veya Kurâ n’a inanmak ama onun bildirdiğ i iman esasları nı n tü mü ne veya bir kı s­ mı na inanmamak, meselâ; meleklere veya cinlere ya da Cehennemin varlı ğ ı na inanmamak... Bü tü n bunlar da kiş iyi kâ fir kı lar. 8

8. Amel bakı mı ndan kusurlu olsalar da, mü ’min iş, sanat, ilim ve siyaset adamları varken onlara ilgisiz kalı p adı mı za temsil ve tasarruf yetkisini kâ fir ve mü nafı klara vermek, yü celiğ i onlarda gö rü p onları sevmek ve de onlarla yar­ dı mlaş mak da İ slâ mî imanı n kalbe yerleş memiş olması anlamı na kiş iyi mü na­ fı k eder. Mü nafı klı k ise kâ firliğ in bir tü rü dü r. 9

Saygı değ er Mü ’minler!

İ slâ m’la ç eliş ecek, ç atı ş acak inanç lar davranı ş lar ve iş lerden kafamı zı ve kalbimizi arı ndı rmazsak, imanı mı zı kaybetmemiz kaç ı nı lmaz olur.

 

 

5  Araf, 54; Tevbe, 31; Ahzab, 67.

6  Ahzab, 48; Kalem, 9.

7  Maide, 44­45; Nisa, 14; Mü cadele, 20.

8  Nisa, 136­150­151.

9  Nisa, 44; Tevbe, 23 ­24; Mü cadele, 22.


 

293


 

 


 

294


Allah’ı n inandı ğ ı emir ve yasakları na aykı rı yaş amakla ö rneğ in zekâ t ver­

memekle ve zina yapmakla kiş i gü nahkâ r olur, inancı nı zaafa uğ ratı r ama ima­ nı nı yitirmez. Fakat yukarı da sunulan misallerde olduğ u gibi, İ slâ m Dini’nin bü tü nü ne  veya  bir  kı smı na  inancı ndan  sö zlü  veya  fiili  olarak  ö dü n  verirse imanı nı  yitirir.  Hayı rları  neticesiz  kalı r.  Â hiret  hayatı  mahvolur.  Bu  gerç eğ i Rabbimiz ş ö yle aç ı klı yor:

“... İ ç inizden dininden dö nü p kâ fir olarak ö len olursa, bunları n iş leri dü nya ve  hirette boş a gitmiş olur. İ ş te Cehennemlikler onlardı r. Onlar, orada ebedî olarak kalı cı dı rlar. ”10

Mü ’minler!

Aziz Peygamberimiz (İ slâ m yü cedir. O’nun ü stü nde yü celik yoktur. ) bu­

yuruyor.

Buna inanarak, inanç ları mı zı korumalı yı z. Batı l inanç lara ve yaş antı lara karş ı direnç gö stermeliyiz. Mü slü man olarak can vermeliyiz.

Hutbemizi â yet anlamları yla bitirelim:

“Gerç ek mü ’minler, Allah’a ve elç isi Hz. Muhammed’e inanan ve sonra­

da (inancı nı n doğ ruluğ u ve yaş anı lması gerektiğ i hususunda) ş ü pheye dü ş ­ meyen, (bir de inancı nı n hâ kimiyeti uğ runda) malları yla, canları yla mü cadele vermiş olanlardı r. İ ş te gerç ek doğ rular onlardı r. ”

“Onları n Rableri katı ndaki mü kâ fatı, altı ndan ı rmaklar akan Cennetlerdir. Orada ebedî olarak kalı cı dı rlar. ”11

 

10  Bakara, 217.

11  Hucurat, 15; Beyine, 8.


 

 

Yaş adı ğ ı mı z Cahiliyyet

 


İ slâ m Dini, Allah’a iman ve O’nu koyduğ u yasaları elç isi Hz. Muhammed’in

tatbik ettiğ i ş ekilde hayata uygulamayan her hayat dü zeninin cahiliyyet haya­

tı olduğ unu aç ı k ve kesin ifâ delerle bildirmiş tir.

Cahiliyyet; tarihin muayyen bir ç ağ ı nda yaş anmı ş veya İ slâ m Dini’nin zu­ huru sı rası nda Ç in’de, Roma’da, Bizans’ta, İ ran’da ve Arabistan yarı madası nda geç miş olan bir hayat ş ekli değ ildir.

İ slâ m Dini’ne uygun olmayan, mazide yaş anmı ş her hayat cahiliyyet haya­

tı olduğ u gibi, aynı ö lç ü ler iç erisinde halde ve gelecekte yaş anacak her hayat tarzı da cahiliyyet hayatı olacaktı r. Ç ü nkü İ slâ m Dini; “ilmî ve teknik geliş me­ yi” emretmiş olmakla beraber, cahiliyyet hayatı nı bilimsizliğ in ve teknik geri­ liğ in hâ kim olduğ u hayat” olarak vası flandı rmamı ş tı r.

İ slâ m Dini’nin ana kaynağ ı Kur’â n­ı Kerî m, Peygamberler ve Hakk’a ç ağ rı ­ ları hakkı nda bilgi veren birç ok sû relerinde Cahiliyyet hayatı nı n değ iş mez un­ surları nı tespit etmiş tir. Biz bu unsurları iki grupta ö zetleyerek arzedecek, Ca­ hiliyyet hayatı nı n vası fları nı aç ı klamaya ç alı ş acağ ı z.

a) Hz. Â dem’den gü nü mü ze kadar Cahiliyyet hayatı nı yaş ayan bü tü n ce­ miyetlerde, bü yü k ç oğ unluk Allah’ı n varlı ğ ı na inanmı ş lardı r. Fakat yaratı cı ­ mı zı, bildirdiğ i ö lç ü ler iç erisinde, Peygamberleri ve yasaları ile tasdik etmemiş ­ lerdir.

Evet, “Onlara gö kleri ve yeri yaratan kimdir diye sorarsan, elbette ki, Al­ lah’tı r, diyecekler... ”1  anlamı ndaki â yette ve benzerlerinde aç ı klandı ğ ı ü zere, Allah’a yaratı cı olarak inanmı ş lar, ancak varlı ğ ı na inandı kları Allah’ı n Peygam­

 

1  Lokman, 25.


 

 

295


 

 


 

296


berleri aracı lı ğ ı ile bildirdiğ i ve yaş anması nı istediğ i emirleri ve yasakları nı ka­

bul etmemiş lerdir. Ferdî, ailevî ve iç timaî hayatları nı bu mukaddes emirler ve yasaklar manzumesine gö re dü zenlememiş lerdir.

Ö z ifadeyle imanı n cevheri olan “... (insanlar iç in uyulacak) emirler ve yasaklar koymak hakkı yalnı z Allah’ı ndı r... ”2  yasası nı tanı mayarak ç iğ nemiş ­ lerdir.

Bunun iç indir ki, Mevlâ mı z onları yermekte ve insanlı k camiası nı ş ö yle­

ce uyarmaktadı r:

“Onlar hâ lâ cahiliyyet hayatı nı n hü kmü nü; (batı l inanç ları, ilkeleri ve ya­ ş ayı ş tarzları nı ) mı arı yorlar? Yü rekten ve kesin olarak inanacak bir topluluk katı nda hü kmü Allah’tan daha gü zel olan kim olabilir? ”3

Allah’ı n indirdiğ i emirler ve yasaklar dizisine inanmayan ve inanmadı kla­

rı iç in de uygulamayan bu insanlar, arzuları na uymuş lar ve ihtirasları na kapı l­ mı ş lardı r. Araları nda kudretli gö rdü kleri fertlerin, asil ve nü fuzlu kabul ettik­ leri zü mrelerin hâ kimiyetleri, sö mü rü leri ve ç ı karları doğ rultusunda yaş amı ş ­ lardı r.

Bu gerç ek Hû d sû resinin 59. â yetinde sunulan bir ö rnekle ş ö yle aç ı klan­

mı ş tı r:

“İ ş te size (misal olarak) Ad toplumu! Onlar, Rablerinin emirleri ve yasakları nı bilerek inkâ r ettiler. O’nun Peygamberlerine isyan ettiler. (Ö nder edindikleri) inatç ı her zorbanı n emri ardı nca gittiler. ”

Zaaflarla illetli beş eri, mutlak yü celiklerle vası flı Yaratı cı ya ü stü n tutan bu bedbahtlar, inkâ r ve isyanları nı da korkunç bir mantı k sefaleti iç erisinde ş u ç ü rü k temele dayamı ş lardı r.

Maide sû resi, â yet 104.

“Onlara: Allah’ı n indirdiğ i dü zene ve O’nun Peygamberini yö netimine gelin de­ nildiğ i zaman ­Ataları mı zı ü zerinde bulduğ umuz (dü zenler/yö netimler) bize yeter­ dediler. Ya ataları hiç bir ş ey bilmiyorlar ve doğ ru yolda gitmiyorlar idiyse. ”

b) İ lk ve değ iş mez vası fları Allah’ı, elç ileri ve koyduğ u yasaları ile kabul etmemek  olan  Cahiliyye  hayatları  ve  nizamları nı n  diğ er  bir  kö klü  sı fatı  da, hâ kim oldukları toplumlarda, ş er kuvvetlerin hü kü mran olması dı r.

 

 

2  Araf, 54.

3  Maide, 50.


 

 


Tarihî  cahiliyyetlerde,  zalim  ş ahı slardan,  mü stebit­gruplardan  ve  batı l

â det  ve  an’anelerden,  devrimizde  ise  materyalist  rejimlerden,  doktrinlerden

ve uygulayı cı lardan meydana gelen ş er kuvvetler; Hakk’a karş ı durmuş lar, tel­ kî nat, tahakkü m ve fikrî iğ falâ t ile insanları imansı zlı ğ a, ahlâ k ve insanlı k dı ş ı karanlı k bir yaş ayı ş a sü rü klemiş lerdir.

Asrı mı z cahiliyyetinde olduğ u gibi Allah sevgisi ve saygı sı na, ebedî hayat muhakemesine yer vermeyen bu sefih hayat tarzı nda insanlar, insanlı k cevhe­ rini hanç erleyebilecek kadar kü ç ü lmü ş lerdir.

İ stibdat, sö mü rü, kan dö kme, taassub, anarş i, alkol, kumar, fuhuş, ihti­ ras, yalan, riya, zulü m ve benzeri daha nice ç irkinlikler, Cahiliyyet hayatı nı n iç yü zü nü yansı tan unsurları ve gü nahları olmuş tur.

Nitekim Ş anlı Peygamberimiz, sö mü rü yü meş rulaş tı ran faizi, hayatı ki­

ne boğ an kan dâ vası nı, milletini haksı z olduğ u mevzularda savunma olan ı rk­ ç ı lı ğ ı, Hakk’ç a dü zende anarş i ç ı karmayı, ö lü nü n ardı ndan kader programı nı yalanlarcası na ç ı ğ lı klar koparmayı, asalet dâ vası nı ve daha bir ç ok kö tü lü k ve ç irkinlikleri, Cahiliyyet hayatı nı n gö rü ntü leri olarak aç ı klamı ş tı r. 4

Tarihî ası rlarda bü tü n Peygamberlerin ve on dö rt ası rdı r İ slâ m Dini’nin yı kmaya ç alı ş tı ğ ı Cahiliyyet nizâ mı ü zü lerek ifade edelim ki, en gü ç lü devrini asrı mı zda yaş amaktadı r.

Asrı mı zda, ilim ve tekniğ in oluş turup geliş tirdiğ i sinema, yazı lı medya, radyo, televizyon ve cep telefonları gibi kitlelere hü kmedebilen dev vası taları

da kendi lehinde kullanan bu karanlı k Cahiliyyet, insanlı ğ ı korkunç bir akı ­

bete ve azaba sü rü klemektedir.

Mutlak  Hakimiyeti  Allah’ta  ve  Peygamberi  Muhammed’de,  kayı tlı ­ş artlı egemenliğ i de ortak akı l ve bilimde gö ren İ slâ m Dini’ni doğ malar dü zeni di­ yerek red eden fakat Darwin, Marks, Frö yd ve Durkheim gibi 4­5 Yahû di’nin ş eytanî fikirleri izinde, modern firavunları n rehberliğ inde yaş ayan insanlı ğ a, tefekkü rle bakalı m. Ne acı dı r ki dü nyamı zı n her bucağ ı nda bu cahiliyyet ha­ yatı nı gö receğ iz.

Asrı mı zdaki ilmî ve teknik geliş meler, değ erlendirmeler bizi yanı ltmama­ lı dı r. Tarihî devirlerde hiç bir cahiliyyet nizamı hayı rlardan­geliş melerden ta­ mamen yoksun kalmamı ş tı r. Asrı mı z cahiliyyetinde de ilmî inkiş aflar, teknik

 

4  Bak: S. B. M. Tecrid­i Sarih Ter. 10/432; Keş ful­Hafâ, Hn. 2834; Riyazü s­salihin Ter. 2/83; Tefsî r­ü İ bn­i Kesir, 4/218; Et­Tac, 5/46.


 

297


 

 


 

298


geliş meler ve dev ü retim araç ları hayı rları teş kil etmektedir. Katiyetle bilinme­

lidir ki, ilim ve teknik Cahiliyyet yaş antı sı nı n eseri, batı l dü zenlerin gereğ i de­

ğ ildir. İ slâ m’ı n da ibadetleş tirerek yö nlendirdiğ i ç alı ş manı n ü rü nü dü r. 5

Aziz Mü ’minler!

Cahiliyyet nizamı ile azan nice milletlerin, azâ b ile helak edildiğ ini ve edi­

leceğ ini Kur’â n haber veriyor.

Hü r dü nyadaki temel ç atlaklar, gü ç leri ve iktidarları artan ve yaygı nlaş an materyalist  rejimler,  giderek  geliş en  ruhî,  ahlâ kî  ve  iktisadî  buhranlar,  sı nı r tanı mayan ç ı lgı nca yaş ayı ş lar, devleş en siyasî ve iktisadî rekabet ve zulü mler, ü ç ü ncü dü nya harbini davet eden mevziî harpler, nü kleer silahlanmalar, asrı ­ mı z cahiliyyetinin feci akı betini haber vermektedir.

Allah’ı n Dini’ni kabul etmeyen insanlı ğ ı n ebedî istikbâ li ise, ç ok daha kor­

kunç ve ebedî bir azab ile ç evrilidir.

Allah’a ve O’nun ş eriatı na dö nelim. Allah’ı n emirlerine ve yasakları na gö ­

re yaş ayalı m. Ş anlı Peygamberimizin ö nderliğ ini izleyelim. Dü nya ve â hireti birleş tiren, hayatı gü zelleş tiren, dinimize bağ lanarak cahiliyyet yaş antı ları na karş ı ç ı kalı m.

Ç ü nkü İ slâ m’la ç atı ş an her cahiliyyet dü nyada zillet, Â hirette de azapdı r.

“Cahiliyyetin her bir nevi ayağ ı mı n altı ndadı r” buyuran Peygamberimiz biz­

leri ş ö yle uyarı yorlar:

“... Allah’ı n en ç ok ö fke duyduğ u ü ç kiş iden biri de İ slâ m (bilinir ve yaş anı rken)

cahiliyyetin (inanç, ahlâ k ve â detlerini) arzulayan (ve benimseyen) kiş idir. ”6

Hutbemizi, Kur’â n’dan â yetlerle bitiriyorum:

“(Ö ldü kten sonra diriltilerek) bize kavuş acağ ı na inanmayan, sadece dü n­

ya hayatı na razı olan ve onunla tatmin bulan kimselerle, (Cahiliyyet yaş antı la­ rı na son veren) bunca â yetlerimizden gafil olanlar (yok mu? ) iş te onları n ka­ zandı kları gü nahlar yü zü nden varacakları yer ateş tir.

Fakat (İ slâ m Dini’ne) inanı p da (bu dinin emir ve yasakları na uyarak) gü ­ zel amellerde bulunanlara gelince; imanları sebebiyle, Rableri onları altları n­ dan ı rmaklar akan ni’metlerle dolu Cennet’lere erdirir. ”7

 

 

5  Necm, 39.

6  Hadisin tam metni iç in bak. Miş kâ tü l­Mesâ bî h, Hn. 142.

7  Yunus, 7­9.


 

 

İ slâ m ve Tağ ut

 

 


Yü ce Rabbimiz Hayat Nizamı ’mı z Kur’â n­ı Kerimde ş ö yle buyurur:

“And olsun ki biz her ü mmete Allah’a kulluk edin, Tâ ğ ut’tan kaç ı nı n di­

yen bir Peygamber gö ndermiş izdir... ”1

İ lk ş erî atı nı tebliğ eden Hz. Â dem’den, son ve mü tekâ mil ş erî atı nı tebliğ eden Hz. Muhammed’e kadar İ slâ m Dini’ni sunan bü tü n Peygamberlerin ka­ ç ı nı lması nı ilâ n ettikleri Tâ ğ ut nedir acaba?

Kur’â n­ı  Kerim’de  sı k  sı k  geç en  Tâ ğ ut,  Kur’â n’a  has  bir  terimdir  ve  ş u mâ nalara gelir:

a) Arzuları ilahlaş tı rı lan nefis Tâ ğ û t’tur.

b) Allah’ı n emir ve yasakları nı tanı mayan, İ slâ m Dini ile ç atı ş an dü zen ve dü sturlara ç ağ ı ran her fert ve ö nder Tâ ğ û t’tur.

c) Allah’tan baş ka zatı nda gü ç gö rü len eş ya, insan ve putlar Tâ ğ û t’tur. Ş ey­

tan Tâ ğ û t’tur.

d) Allah’ı n ş eriatı ile ç atı ş an bü tü n gelenekler, esas alı nan bü tü n rejim­

ler Tâ ğ û t’tur. 2

Mahiyetini aç ı klamaya ç alı ş tı ğ ı mı z Tâ ğ û t’u yani Allah’ı n emirleri ve ya­ sakları ile ç atı ş an nefsi, fertleri, ö nderleri, rejimleri ve ilkeleri red etmedikç e, hâ kimiyetin yalnı z Allah’a ve O’nun dü zeni olan İ slâ m’a ait olduğ unu tasdik etmedikç e İ slâ mî imanı sembolleş tiren Tevhî d’in kulpuna yapı ş ı lamaz. Tevhi­

di yaş ama olan ibâ det gerç ekleş tirilemez.

 

1  Nahl, 36.

2  Bak: Hak Dini, Kur’an Dili, Elmalı Hamdi Yazı r, 2/869.


 

299


 

 


 

300


Bu gerç eğ i Rabbimiz ş ö yle bildiriyor:

“Dinde zorlama yoktur. Artı k doğ ru yol ile eğ ri yol birbirlerinden ayrı lmı ş tı r. O halde kim Tâ ğ û t’u tanı mayı p da Allah’a î man ederse muhakkak ki, kopması (mü m­ kü n) olmayan en sağ lam kulpa yapı ş mı ş tı r. Allah ç ok iyi iş itici ve bilicidir. ”3

Anlamı nı  sunduğ umuz  â yet­i  kerî meden  anlaş ı lacağ ı  ü zere  İ slâ m  insa­

nı olabilmek iç in Tâ ğ û t’un ş iddetle red edilmesi gerekir. Ancak Tâ ğ û t’un sö z­



  

© helpiks.su При использовании или копировании материалов прямая ссылка на сайт обязательна.