|
|||
Güler yüzlülüğü ve tatlı diliGü ler yü zlü lü ğ ü ve tatlı dili
O, hayatı nda bir defa olsun kalb kı rı cı bir sö z ve davranı ş ı n sahibi olma- mı ş tı r. O, insanları n en ç ok gö nü l alanı idi. Daima tatlı sö zler sö yler, herkese karş ı gü ler yü z gö sterirdi. Sahabî lerden Abdullah b. Haris, ş ö yle der: “Ben Resul-i Ekrem’den daha ç ok tebessü m eden bir kiş i gö rmedim. ”1 Hayat ç ağ layan nurlu yü zü nü gö renler, O’na â ş ı k olurdu. Yahudi â limlerinden Abdullah b. Selam, Medine’ye hicret ettiğ i gü n, Pey-
1 Sı rası yla Bak. M. Mesabih 5829.
gamberimizin mehtapları solduran gü l yü zü nü, bir fazilet ş elâ lesi hâ linde ç ağ - layan gö nü l alı cı bakı ş ları nı gö rdü ğ ü nde; “Bu yü z, yalancı yü zü değ ildir. ”2 di- yerek Mü slü man olmuş tu. Peygamberimizin yü ce ahlâ kı na ona hizmet ederek en yakı ndan ş â hid olan Hz. Enes (r. a. ) ş ö yle der: “On sene Hz. Peygamberin hizmetinde bulundum. Bana bir defacı k olsun of bile demedi. Yapmadı ğ ı m bir iş iç in niç in bunu yapmadı n veya yaptı ğ ı m bir iş iç in, niç in bunu yaptı n ş eklinde, kı rı cı bir ifade kullanmadı. ”3
Tevazuu
Tevazu O’nda zirveleş miş ti. O, İ nsanlar arası nda zengin-fakir, hü r-kö le ş eklinde bir ayı rı m yapmaz, yapı lması nı da hoş karş ı lamazdı. “... Hepiniz  dem’in ç ocukları sı nı z.  dem ise topraktandı r. ”4 buyururdu. O, kendisine bile farklı muamele yapı lması nı istemezdi. Bir gü n mutluluk 69 yuvası evlerinden ç ı ktı kları nda, ayağ a kalkan sahabelerine “Mü slü man olmayanları n birbirlerini yü celterek ayağ a kalktı ğ ı gibi, siz de ayağ a kalkmayı n. ”5 buyurmuş tu. O, her an mü tevazi idi. Huzurunda titremeye baş layan bir adama ş ö yle sö ylemiş ti: “Arkadaş titreme! Ben bir melik/kral değ ilim. Kureyş li, kuru ekmek yiyen bir kadı nı n oğ luyum. ”6 Kendisini fazlaca meth u sena edenlere de ş ö yle buyurmuş tu: “Ey insanlar! Allah’tan korkunuz. Ş eytana uymayı nı z. Ben yalnı z Abdul- lah’ı n oğ lu Muhammed’im. Allah’ı n kuluyum. Allah beni Peygamberliğ i ile ş e- reflendirdi. Bana bundan fazlası yla tazim gö stermenizi istemem. ”7 Bir gü n arkadaş ları yla seferdeyken konaklarlar. Bir koyun kesmek isterler. Bir kiş i ben koyunu keserim, diğ eri ben yü zerim, bir ü ç ü ncü sü de ben piş iri-
2 Peygamberimizin Tebligat ve Talimatı, 2/459. 3 M. Mesabih, 5801. 4 Tac 5/60. 5 Tac 5/, 254, 17-18. 6 Es-Ş ifa sh. 103. 7 Asr-ı Saadet, Ö. R. Doğ rul, (1928) 2/925.
rim deyince ş anlı Peygamberimiz, ben de odun taş ı rı m demiş lerdi. Kendisine, siz zahmet etmeyiniz denilince de ş ö yle buyurmuş lardı: “Gö rü yorum ki, siz beni aranı zda ayrı calı klı bir yere oturtmak istiyorsunuz. Fakat ben bu durumdan hoş lanmam. Ş ü phesiz ş anı yü ce olan Allah, arkadaş - ları arası nda ayrı calı klı olanı sevmez. ”8
|
|||
|