|
|||
b) Hz. Muhammed’e iman 3 страницаKur’â n, bü tü n insanlı ğ ı n â limleri, mü tefekkirleri, teknokratları, sosyolog- ları, hukukç uları, edebiyatç ı ları ahlâ kç ı ları … ve inkı lâ pç ı ları ile bir araya gel- seler dahî bir benzerini meydana getiremeyecekleri, Allah’ı n koyduğ u “İ lâ hî Kanunlar Manzumesi”dir. Kuran; lafı zları ve insanlı ğ ı kuş atı cı hayat dü sturları ile ilâ hî, edebî ve ebedî bir Hak Kitab olduğ u iç indir ki, zaman aş ı mı, mekâ n değ iş imi onu es-
1 Teğ abun 8, Enam 55, İ sra 9.
kitemez, yü rü rlü kten dü ş ü remez. O her zaman yeni, her dem taze, her devir- de eksiksiz ve mü kemmeldir. Muhterem Mü minler! Sunduğ u hayat dü sturları na gö re yaş anı lması engellenen, otoritesi yı kı l- maya ç alı ş ı lan ve nesillerimize bir mazi ve ö lü kitabı ş eklinde tanı tı lmak iste- nen Kur’â n’ı mı zı n ilâ hi prensiplerinden bir demet sunarak, onun insanlı k ca- miası na olan ç ağ rı sı hakkı nda bilgi vermeye ç alı ş acağ ı m. Kur’â n; Allah’a ve elç isi Hz. Muhammed’e iman etmeye, kiş isel ve sosyal hayatı mı zı Hz. Muhammed’in ö nderliğ inde Allah’ı n Kitabı Kur’â nı n buyruk- ları na gö re dü zenlemeye ve bö ylece yaradı lı ş ı mı zı n biricik gayesi olan Allah’a ibâ det gö revimizi yapmaya ç ağ ı rı r. Kur’â n; Dü nya ve  hiret’te insan iç in ancak ç alı ş ması nı n karş ı lı ğ ı olacağ ı gerç eğ ine inanmaya, ferdî mesuliyet ş uuru iç erisinde ve ebedî mutluluğ a erme cehdi ile aş kla yaş amaya davet eder. 52 Kur’â n; dü nyamı zdaki bü tü n varlı kları n bizim iç in yaratı ldı ğ ı nı, bizim faydamı z iç in yapı landı rı ldı ğ ı nı bildirir. Allah’ı n bu nimetlerinden yararlan- mamı zı ö ğ ü tler. Bunun iç in de yaratanı tanı tı cı, yaratı lanlardan yararlandı rı cı bü tü n bilgi dalları na sarı lmaya yö nlendirir. Kur’â n; verdiğ imiz sö zleri, yaptı ğ ı mı z sö zleş meleri geç ekleş tirmeye, ada- leti ilke edinmeye, toplum hizmetlerini ihtisas sahibi olanlara vermeye, ş ahı s- ları nı z aleyhinde de olsa doğ ruluk ve fazilet ü zerinde yaş amaya davet eder. Kur’â n; ziraat, sanat ve ticaret hayatı na ö nem verilmesini ister. Bu meş ru yollarla kazanı lacak mallarda Allah’ı n, cemiyetin muhtaç kesimi iç in tayin et- miş olduğ u zekâ t, nafaka ve fitre gibi haklar olduğ unu bildirir. Allah’ı n rı zası - na ermek iç in bu dinî -malî vazî felerin î fa edilmesini emreder. Kuran, fertleri mağ dur eden, ahlâ ksı zlı ğ ı geliş tiren ve toplumu bir avuç mü tecaviz mutlu azı nlı ğ ı n egemenliğ ine sokan faizi, karaborsacı lı ğ ı, rü ş veti ve emeğ i sö mü rü yü haram kı lar. Kur’â n; insanı n bedenî, aklî ve ahlâ kî yapı sı nı zaafa uğ ratan, toplum hu- zurunu bozan, aile hayatı nı n temellerini sarsan alkollü iç kileri, her bir ç eş it kumarı ve zinayı yasaklar. Kur’â n; israf ve lü ksten kaç ı nmamı zı, tutumlu olmamı zı emreder. Hasede dü ş mek ve dü ş ü rmekten sakı ndı rı r.
Kur’â n; Mü slü manları n ilim, teknik ve iktisadî alanlarda, askerî ve siyasî sahalarda dü ş manları na karş ı kuvvetli ve ü stü n olmaları gerektiğ ini bildirir. Kuran; ü stü nlü ğ ü n, soyda, parada ve mevkide değ il, Allah’a î mâ nda, ahlâ kta, insanlara faydalı olabilmede, hakkı n emrine ve halkı n hizmetine ve- rilmiş ilimde olduğ unu duyurur. Kuran; erkek ve kadı n olarak eş it ve kardeş olduğ umuzu; kardeş lik ş uuru iç erisinde yaş amamı zı, bir birlerimizin saadetine ve ı stı rabı na ortak olmamı zı, zaafa dü ş ü rü cü fikir ayrı lı kları ndan ve her tü rlü tefrikadan kaç ı nmamı zı emre- der. Baş arı nı n birlik ve beraberlikle gerç ekleş tirilebileceğ ini ilan eder. Kur’â n; duygulu bir kalbe, ş efkat dolu bir sineye, affedici bir ruha sahip olmamı zı; ç evremize sevginin, saygı nı n, inceliğ in feragat ve fedakâ rlı ğ ı n insanî ö rneklerini vermemizi tavsiye eder. Yalandan, jurnalden, gı ybetten, riyakâ rlı k ve bencillikten kaç ı nmamı zı ö ğ ü tler. Kur’â n; ahlâ ksı zlarla, sö mü rü cü zalimlerle, entrikacı ç ı karcı larla mü cade- le vermemizi, her zaman ve her yerde toplum menfaatlerini ü stü n tutmamı - 53 zı emreder. Kur’â n; ferdî mü lkiyetin, dokunulmaz bir hak olduğ unu bildirir. Allah’ı n bizler iç in yarattı ğ ı ve helal kı ldı ğ ı nimetlerden en geniş tarzda faydalanmayı ç ağ ı rı r. Kur’â n; koyduğ u kuralları n ö zü yle fakirliğ in, inanç, ahlâ k, aile ve cemi- yet iç in tehlikeli olduğ unu bildirir. Tembellikten doğ an fakirliğ e rı za gö ster- meyi yasaklar. Kur’â n; cehaletle, zulü mle ve fakirlikle mü cadelede sabı r gö sterilmesini, î man, ibâ det, ahlâ k ve birlik ü zerinde sebat edilmesini emreder. Kur’â n; her zaman ve her yerde ihlâ slı yâ ni samimî ve iyi niyetli olma- mı zı, bü tü n iş lerimizden ve sö zlerimizden dolayı Allah’ı n huzurunda hesap vereceğ imizi, amellerimize gö re ceza veya mü kâ fat gö receğ imizi bildirir. Yukarı da arzettiğ imiz ve her bir cü mlesi tefsiri bir â yet aç ı klaması olan Kur’â n emirleri ve yasakları ndan bir demet sunmaya ç alı ş tı k. Hü lâ sa olarak deriz ki, Kur’â n’ı n bü tü n â yetleri maziye, hale ve istikbale ı ş ı k tutar, insanlara sonsuz bir hayat enerjisi, yaş ama ve yü kselme aş kı verir. Ç ü nkü O, ç ağ ları yaratan Allah’ı n ç ağ ları kuş atması iç in koyduğ u kanun- lar manzumesidir. Kiş isel ve toplumsal geliş imimizi ve mutluluğ umuzu arzu ediyor, mü ’min
olarak yaş amak ve Mü slü man olarak can vermek istiyorsak, Kur’â n esasları na bağ lanacak, yavruları mı zı da Kur’â n insanı olarak yetiş tirmeye ç alı ş acağ ı z. Hutbemizi, Kur’â n’ı bizlere tebliğ eden Yü ce Peygamberimizden hadisler- le bitiriyorum: “Kur’â n maziyi, hâ li, istikbali aydı nlatan aç ı k bir nû r, olgun akla sahip olanları ikna ve irş ad eden hikmetli bir ö ğ ü t, saadete erdirecek dosdoğ ru bir yoldur. ” “(Bunun iç indir ki) Kur’â n, maddî ve manevî zenginliktir. O’na î man ve O’nu yaş amadan sonra (imanî, kü ltü rel ve iktisadî ) fakirlik yoktur. Ondan ö te zenginlik de yoktur. ” “Kim Kur’â n’ı izlerse Kur’â n onu Cennet’e gö tü rü r. Kim de Onu ö nemsemez; izinden gitmezse onu da Cehennem’e sü rü kler. ”2
54
2 S. Sağ ı r 2/89, K. Hafâ Hn. 1838 ve 1871 dipnotu.
Ö nderimiz Peygamberimizdir
Yü ce Allah yarattı ğ ı ve kulluk denemesine tâ bi kı ldı ğ ı insanlara, insanlar iç inden seç tiğ i peygamberler gö ndermiş tir. Yasaları nı da onlarla bildirmiş tir. Hz. Muhammed Peygamberlerin sonuncusudur. Yü ce Allah O’nu Kı ya- met Gü nü ’ne kadar gelecek bü tü n insanlara peygamber kı lmı ş tı r. İ nsanlı k iç in 55 seç tiğ i, yü rü rlü ğ e koyduğ u son bildirileri, emirleri ve yasakları m ihtiva eden Kur’â n-ı Kerim’i O’na indirmiş, O’nunla tebliğ ettirmiş tir. Yü ce Rabbimiz, O’na vahyettiğ i Kur’â n-ı Kerim’de O’nu insanlı ğ a ş ö yle- ce sunar: “Biz seni ancak (rahmetimizin) mü jdecisi ve (azabı mı zı n) korkutucusu olarak bü tü n insanlara peygamber gö nderdik. Ne var ki insanları n ç oğ u bunu bilmezler. ”1 Muhterem Mü ’minler! Hz. Muhammed, bü tü n insanlı ğ a peygamber gö nderildiğ i iç in O, tü m insanlar tarafı ndan hayatı n her safhası nda ö nder edinilmesi, ferdî ve ailevî hayatı mı zda, iç timaî mü nasebetlerimizde rehber tutulması gereken bir ö nder- peygamberdir. İ nsanlı k tarihinde bü yü k krallar, bü yü k fatihler, bü yü k inkı lâ bç ı lar, bü - yü k ı slahatç ı lar ve bü yü k kabul ettirilmek, ö nder tanı tı lmak istenen insanlar vardı r. Bir yö nü yle zâ lim ve mü stebit; diğ er yö nü yle ahlâ ksı z ve muhteris ola- bilen bu insanlar, mü sbet vası fları yla bile ancak sahaları nda bir kı ymet olabil- mektedirler. Hz. Muhammed, bü tü n mü sbet vası flan ve insanî kı ymetleri ş ahsı nda toplamı ş, tebliğ ettiğ i İ slâ m nizamı nı engin bir ruh, kü kreyen bir azim, tü ken-
1 Sebe, 28.
mez bir feragat, bitmeyen bir mü cadele ve derunî bir sadelik iç erisinde yaş aya- rak insanlı ğ ı n her sı nı fı na ı ş ı k saç mı ş, fiilen ö rnek olmuş bir ö nderdir. Peygamberimiz insanlı k hayatı nda fiilen ö nemi olmayan bir takı m naza- riyelerin, dini merasimlerin tebliğ cisi veya ş eklî bir takı m ibadet kuralları nı n mü belliğ i değ ildir. O, gerç ek bir hayat ö nderidir. O’nu Rabbimiz seç miş ve yetiş tirmiş tir. Hz. Muhammed, Allah tarafı ndan bü tü n insanlı ğ ı n ö nderi kı lı ndı ğ ı iç indir ki, beş er hayatı nı n bü tü n merhalelerini idrâ k etmiş, insanlı ğ ı n her sı nı fı na ö rnek olacak ü stü n bir hayat yaş amı ş tı r. O, bir yetimdi, O, mukaddes genç liğ inde nafakası iç in sü rü otlatan bir ç obandı, O, vefakâ r bir eş, ş efkatli bir babaydı, O, doğ ru bir tacir, emin bir ortaktı, 56 O, bir mü tefekkirdi, O, insanlı ğ ı n yolunu aydı nlatan bir mü rş id ve ö ğ retmendi, O, varlı ğ ı nı Allah’a yö neltmiş bir â bitdi, O, hukuku ve hukukun ü stü nlü ğ ü nü savunan bü yü k bir hukuk kayna- ğ ı ydı. O, devlet kurucusu, devlet ve hü kü met baş kanı ydı, O, bü yü k bir asker, mü stesna bir kumandandı, O, tek baş ı na beş erî dü zenlere baş kaldı rmı ş, İ slâ m devrimini gerç ekleş - tirmiş bü yü k ve mukaddes bir inkı lâ bç ı ydı, O, mazlumlara hami, zalimlere ş edid, suç lulara tavizsiz bir hâ kimdi, O, sevgisi, merhameti, affı, tevazuu ile fiilen ö rnekler vermiş bir ahlâ k ö n- deri ve bir fazilet ş elâ lesiydi. O, insanlı ğ ı n bü tü n yoksulları na ö rnek olmak iç in son derece sâ de bir ha- yat yaş amı ş, devlet baş kanı iken hurma lifinden mamul bir yatakta yat- mı ş, yamalı elbise giymiş, arka arkaya karnı m iki defa buğ day ekmeğ i ile doyurmamı ş, fakat tebliğ ettiğ i dinin iç timaî adalet ilkelerini baş arı yla tat- bik ve ikâ me etmiş bir ö nder-peygamberdi. Ö z ifadeyle O, Allah’ı n terbiye ettiğ i ve pek gü zel yetiş tirdiğ i seç kin bir kuldu.
Gö rü lü yor ki o, yalnı z tebliğ etmedi. Hayatı n iç inde yaş adı. Yaş ayı ş ı yla İ slâ m dinini tebliğ ve tefsir etti ve bö ylece bü tü n bir beş er iç in, izinden gidile- cek bü yü k bir ö nder oldu. Kur’â n-ı Kerî m ş anlı Peygamberimizin bizler iç in ne muhteş em bir rehber olduğ unu ş ö yle aç ı klar: “Gerç ekten Allah’ı, â hiret gü nü nü arzulayanlar ve Allah’ı ç ok zikredenler iç in, size, Allah’ı n Peygamberinde (takip edeceğ iniz) pek gü zel bir ö rnek vardı r. ”2 Vardı r... Ç ü nkü O, bü yü ktü. O’nun bü yü klü ğ ü nü cihan itiraf etmiş tir. O, dâ hi olduğ u iç in değ il, Allah tarafı ndan kendisine vahiy yolu ile Kur’â n indi- rilen bir peygamber olduğ u iç in bü yü ktü r. Bü yü ktü r ve bü yü kler bü yü ğ ü dü r, bü tü n bü yü kler ve bü yü k kabul edilenler O’nun yanı nda kü ç ü ktü r. Muhterem Mü ’minler! İ ş te bizler, ferdî ve ailevî hayatı mı zda, iç timaî mü nasebetlerimizde Rabbi- mizin seç tiğ i bu ş anlı Peygamberin ö nderliğ inde yaş amakla mü kellefiz. Mü ’min olarak yaş amak, Mü slü man olarak can vermek isteyecek her fer- 57 din seveceğ i, izinden gideceğ i yegâ ne hayat ö nderi Hz. Muhammed’dir. O’na iman bunu gerektirir. O ş ö yle buyurur: “Sizden birinize ben anababası ndan, (ailesi ve) ç ocukları ndan ve diğ er bü tü n insanlardan daha sevgili olmadı kç a, o kiş i bana (ve tebliğ ettiğ im İ slâ m Dini’ne) tam anlamı yla iman etmemiş tir. ”3 Aziz Mü ’minler! İ manlı kalbleri ı zdı raba gark edecek ne yakı cı bir tenakuzdur ki, nurlu minarelerimizden her gü n yü zbinlerce defa okunan Ezan-ı Muhammedi’lerle Ş anlı Peygamberimizin fert, aile ve cemiyet ö nderliğ i ilâ n edilirken O’nun yü - ce ö nderliğ ini tasdik ve tasvip ederek rehberliğ inde hayat programı m tanzim eden insanları mı z ve mü esseselerimiz azalmı ş tı r. Azalmı ş tı r, ç ü nkü modern putperestlik ve baskı cı laiklik adı na sü rdü rü - len hukuk dı ş ı uygulamalar din ö zgü rlü ğ ü nü prangalayan bir istibdat otoritesi kı lı nmı ş, Yü ce Peygamberimiz tanı tı lmamı ş tı r. Eğ itim ve kü ltü r kurumları mı z O’na ve tebliğ ettiğ i kutsal evrensel ilkelere yer vermemiş tir.
2 Ahzab, 21. 3 M. Mesabih, Hn. 7.
Mü ’minler! Ş anlı Peygamberimiz-ö nderimiz tarihe mal olmuş ve onun sinesine ç ekil- miş bir ö nder değ ildir. O, bu gü n de vardı r. Ulu Peygamberimiz ö nder olarak aramı zdadı r. Hz. Muhammed (s. a. ) in peygamberliğ ine inandı ğ ı mı z gibi inan- malı yı z ki, Milli Eğ itimiz okulları nı, radyo ve televizyon kurumları mı z mikro- fonları ve ekranları nı, bası nı mı z en gö zde sayfaları nı, evlerimiz, iş -yerlerimiz ve fabrikaları mı z kapı ları nı Hz. Muhammed’e ve O’nun tebliğ edip ö rneklen- dirdiğ i cihanş ü mul (evrensel) Hak ve fazilet dü sturları na aç madı kç a, dü nyevî istikbalimiz â teş in, ebedi istikbalimiz de azaplarla dolu olacaktı r. Rabbimiz bu gerç eğ i ş ö yle aç ı klar: “... Peygambere (ve tebliğ ettiğ i İ slâ m Dü zeni’ne) aykı rı gidenler kendileri ne dü nyada buhranı n, â hirette elem verici bir azabı n gelip ç atması ndan sakı nsı n lar (bakalı m. )”4 Yaş adı ğ ı mı z buhranlı cemiyet hayatı bu â yetin ilk bö lü mü nü ne kadar 58 aç ı k bir ş ekilde misallendirmektedir. Evet, Kur’â nsı z ve Muhammedsiz nesiller, bunalı mlardan kurtulamaya- cak, Â hiret inancı ve sorumluluğ u aş ı lanmayan fertlerimize iç leri doldurulup inanç haline dö nü ş tü rü lemeyen “ö zgü rlü k, huzur, barı ş ve demokrasi” gibi sloganlar huzur sağ lamayacaktı r. Bu bir ilâ hi kanundur. Mü ’minler! Hz. Muhammed’e ve O’nun kurtarı cı, mes’ut edici ö nderliğ ine imanı mı - zı tazeleyelim. O’nun hayatı m, emirlerini ve tavsiyelerini okuyarak, dinleye- rek ö ğ renelim. Mevlid kandillerinde olsun Peygamberimize bağ lı lı k mesajları nı sunma- yan ve O’nu anmaktan ü rkenleri gerç ek dost bilmeyelim. Ş ahsı m ve siz muhterem cemaatim adı na Aziz Peygamberimizin manevî huzurunda bağ lı lı ğ ı mı zı arzeder, gö nü ller dolusu salâ t ve selâ mları mı zı suna- rak biatlerimizi yenilerim. “Ey Allah’ı n Peygamberi! Sen Allah’ı n insanlı k iç in seç tiğ i son elç isin. Sana ve tebliğ ettiğ in ç ağ ları kuş atı cı ilâ hî kanunlara inanı yoruz. Sen bizim biricik ö nderi
4 Nur, 63.
mizsin. Seni hayatı mı zı n rehberi, Cennet yolunun ö ncü sü biliyoruz. Salâ t ve selâ m sana olsun. ” Hutbemizi Nur Sû resi’nin 52. â yetinin anlamı nı sunarak bitiriyorum: “Allah’a ve Peygamberi Muhammed’e itaat eden, Allah’tan saygı duyarak korkan, emirleri ve yasakları na muhalefetten sakı nanlar (yok mu? Dü nya ve â hirette) mutluluğ a erecek olanlar ancak onlardı r. ”
59
Peygamberimizin Yü ce Hayatı I
Dü nya ve â hiret saadetimiz iç in Allah’ı n elç isi olduğ una iman etmek, sev- mek ve izinden gitmekle mü kellef olduğ umuz biricik Peygamberimiz/Ö nderi- miz Hz. Muhammed’in yü ce hayatı nı ardı ardı na devam edecek hutbelerimiz- le sizlere tanı tmaya ç alı ş acağ ı z. Buyurunuz sizinle, fikir ayakları mı zla on dö rt ası r evveline gidelim... Mek- 60 ke ve Medine ş ehrinde dolaş arak, adı m adı m ş anlı Peygamberimizin hayatı nı izleyelim... O’nun mukaddes olan hayatı na, insanlı ğ ı n ç eş itli zü mrelerinin gö - zü yle bakalı m... Bir Aile Reisi misiniz? Buyurun, Peygamberimizin aile hayatı nı tetkik edelim. O, evinde gü ler yü zlü idi. Katiyen kı rı cı sö z sö ylemez, hanı mları nı incit- mezdi. O, daima mü ş fik ve anlayı ş lı idi. Ev iş lerinde ailesine yardı mcı olurdu. Hz. Aiş e (r. a. ) ş ö yle buyurur: “Allah’ı n Peygamberi ayakkabı tamir eder, elbisesini diker, koyun sağ ar, ihtiyaç ları nı kendisi gö rü r, sizden birinizin, evinde ç alı ş tı ğ ı gibi O da evinde ç alı ş ı rdı. ”1 Kü ç ü k bir ç ocuk olarak Peygamberimizin ailesine katı lan ve Aziz Ö nderi- mize on yı l hizmet ederek ailesinin bir ferdi haline gelen Hz. Enes ş ö yle der: “Ben ç oluk ç ocuğ una, Hz. Peygamberden daha ş efkatli olan hiç bir kim- seyi gö rmedim. ”2 Evet... O, aile hayatı nda her zaman samimî idi. Ashabı na da daima ş ö y- le buyururdu:
1 Sı rası yla Bak. M. Mesâ bî h Hn. 5822, 5831, 3261, 3262, 3722, 5805, 5825. 2 M. Mesâ bî h.
“... Sizin en hayı rlı ları nı z, hanı mları na karş ı sevimli ve anlayı ş lı olanları - nı zdı r. ” “... Hanı mları nı dö venler, ş ü phesiz sizin hayı rlı ları nı z değ ildir. ”3 Bir Mü rş it, bir ö ğ retici misiniz? Geliniz, bü yü k ö ğ retici Hz. Muhammed’in hayatı nı inceleyelim... O, yirmi ü ç senelik Peygamberlik hayatı nda durmadan ç alı ş mı ş, insanları Allah’a iman ve ibadete ç ağ ı rmı ş, eş itliğ i ve sosyal adaleti gerç ekleş tirmek, hu- kukun ü stü nlü ğ ü ve egemenliğ ini kurmak iç in her fertle gö rü ş mü ş, topluluk- lara hitap etmiş, Medine mescidini bir ilim ocağ ı haline getirmiş tir. Ebedi â leme irtihal buyuruncaya kadar, insanlı ğ ı ince bir telkin edası yla bilfiil ö rnek olarak aydı nlatmı ş tı r. Daima sevdirmiş ve kolaylaş tı rmı ş tı r. Zaten sevdirme ve kolaylaş tı rma O’nun bü tü n hayatı nı n tasviridir. Geleceğ in eğ itim- cilerini de ş ö ylece irş ad etmiş tir: “Mü jdeleyip sevdiriniz, nefret ettirmeyiniz. Kolaylaş tı rı nı z, gü ç leş tirme- 61 yiniz. ”4 Evet, O, bü yü k bir ö ğ retmendi. O’nun bizzat yetiş tirdiğ i hukukç u, diplo- mat, kumandan ve ö ğ retmenler yü zlercedir. Bir zengin misiniz? Buyurun, sizinle Peygamberimizin hayatı na bakalı m. Kurucusu olduğ u Medine İ slâ m Devletinin Peygamber devlet baş kanı olan Peygamberimizin kendisi ve ailesi sadelik iç ersinde yaş ar, fakat Allah rı - zası iç in daima yardı m ederdi. İ mkâ nı olup da hayatı nda bir defa olsun “yok veya hayı r” dememiş tir. 5 Ü zerinde ve evinde katiyen altı n, gü mü ş ve para bu- lundurmaz, fakirlere verirdi. Sü rekli olarak da ş ö yle ö ğ ü t verirdi: “Fakirleri arayı nı z ve gö zetiniz. Siz ancak fakirleriniz sayesinde yardı m gö rü r ve rı zı klanı rsı nı z. ” Kurduğ u İ slâ m devleti, fakirler iç in sosyal sigorta olan aziz Peygamberi- miz, boğ az tokluğ u iç in hiç bir insanı n zillete dü ş mesini istemezdi. Bunun iç in- dir ki, yarı n iç in hiç bir ş ey biriktirmez, muhtaç lara dağ ı tı rdı. 6 İ ş te Hz. Peygam-
3 M. Mesâ bî h. 4 M. Mesâ bî h. 5 M. Mesâ bî h. 6 Sı rası yla Bak. M. Mesâ bî h Hn. 5822, 5831, 3261, 3262, 3722, 5805, 5825.
berin sahaveti bö yle idi. O, geniş imkâ nlar iç ersinde fakir bir hayat sü rer, fakat fakirlere yardı mdan geri durmazdı. Bir Hâ kim misiniz? Geliniz sizinle bü yü k hâ kim Hz. Muhammed’in adlî tatbikatı na bakalı m. O, zengin-fakir, kuvvetli-zayı f-ayrı mı na katiyen yer vermez; hü kü m verirken Allah korkusuyla ü rperir ve daima en bü yü k hâ kim olan Allah’ı n adaletini ha- tı rlatı r ve ş ö yle buyururdu: “... Siz aranı zda hü kü m verilmesi iç in ihtilâ fları nı zı bana arzediyorsunuz. Biliniz ki ben de bir insanı m, (Allah’ı n bildirmediklerini ben de bilmem). Siz- den biriniz delilleri ve belgelerini daha inandı rı cı bir ş ekilde sunabilir. Ben de dinlediğ ime gö re hü kü m veririm. Mü ’min kardeş inin aleyhine olmak ü zere le- hine karar verdiğ im kiş i sakı n ha ihtilaf konusu o malı alması n. Zira (bu ka- rarı mla ona) Kı yamet Gü nü ’nde boynuna yü kletilmiş olarak getireceğ i bir ateş parç ası ayı rmı ş oluyorum. ”7 62 O, Allah’ı n ş eriatı nı tatbik ederken, en yakı nları na bile taviz vermez, mut- lak bir adalet icra ederdi. Bir defası nda kendisinden hı rsı zlı k yapan Kureyş li bir kadı nı n affedilmesi rica edilmiş ti. Bu rica karş ı sı nda ş iddetle kü kremiş ve ş ö yle buyurmuş tu: “Sizden ö nceki toplumları n helake uğ ramaları nı n baş lı ca sebebi, sosyal nü fuzu olan bü yü klerden biri hı rsı zlı k ettiğ inde ceza tatbik etmemeleri, halk kesiminden bi ri hı rsı zlı k ettiğ inde ise ceza uygulamaları dı r.. ”8 Mü ’minler! Bir Yetim misiniz? Ç ocukken nafakası nı temin etmeye mecbur kalmı ş bir genç misiniz? Sizi teselli edecek ö rnekleri Hayat Ö nderimiz Hz. Muhammedin (s. a. ) ha- yatı nda bulabilirsiniz. O, doğ madan babası ndan, altı yaş ı nda iken annesinden, sekiz yaş ı nda iken de dedesinden yetim kalmı ş tı. Ç ocuk denecek yaş larda, genç liğ inin ilkbaharı nda nafakası nı temin iç in Mekke’lilerin koyunları nı gü tmü ş tü.
7 M. İ. Kesî r Nisa, 106, 1/433. 8 R. Salihin B. Tahrimiz-Zulmi.
Bir Fakir misiniz? Maî ş etini zorca temin eden bir insan mı sı nı z? Geliniz, on binlerce Mü slü - man’ı n gö zbebeğ i olan Medine Devleti Baş kanı ş anlı Peygamberimizin yaş a- dı ğ ı hayatı inceleyelim. O dilediğ i nimetler iç inde yaş ayabileceğ i halde Kı ya- met Gü nü ’ne kadar yaş ayacak fakir mü ’minlere ö rnek olmak, onlara ruhî di- renç kazandı rabilmek iç in son derece sade yaş ı yordu. Bunun iç indir ki Pey- gamberimizin giydiğ i elbisesinden baş ka elbisesi olmazdı.
|
|||
|