Хелпикс

Главная

Контакты

Случайная статья





emretmeden hiç kimsenin savaşı başlatmamasını tenbih etti.



"emretmeden hiç kimsenin savaşı başlatmamasını tenbih etti."

Cumartesi sabahı İslâm ordusu savaş için hazırlanıyordu. Yedi-yüz kişiydiler. Ellisi atlıydı. Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemAbdullah bin Cübeyrradıyallahu anh'i elli okçunun başına kumandan tayin etti. Onlara yerlerinden ayrılmamalarını; hatta kuşların askeri kapıp götürdüğünü, ölülere inip kalktığını görmüş olsalar da yerlerini terketmemelerini, tenbih etti.

Hz. Resûl sallallahu aleyhi ve sellem iki zırh giyinmişti.

Sancağı Müs'ab bin Ümeyrradıyallahu anh'e verdi iki cepheden birine Zübeyr bin El-Avvam radıyallahu anh'ı, diğerini de Münzir bin Amrradıyallahu anh'ı dikti.

Kureyş savaş hazırlığını yaptı, üçbin kişiydiler ikiyüz atlı süvari bulunuyordu. Sağ kanada Halid bin Velid radıyallahu anhi, sol kanada da Ebu Cehlin oğlu Ekremi görevlendirdiler.

Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem kılıcını Ebu Dücaneradıyallahu anh'e verdi. Müşriklerden ilk savaşı açan Fasık Ebu Amirdi. Ona Rahip te diyorlardı. O, Cahiliyede iken Evs kabilesinin Reisi idi. İslâm gelince onun ışınları karşısında gözleri kamaştı. Açıktan düşmanlığını ilân ederek Kureyşi Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve selle'in aleyhine kışkırtmaya başladı. Kavmi kendisine itaat ettiği iddiasını savunan bu adam, müslümanlar aleyhine onları toplamak isteğinde; "Hayır? Ey Fasık! Allah sana gerçekleri görecek bir göz nasib etsin" dediler.

Kavminden böyle bir söz işiten Ebu Amir; "Benden sonra kavmime bir şer isabet etti"dedi ve tek başına müslümanlarla çarpışarak onları taş yağmuruna tuttu.

O gün Allah Ebu Dücane Talha, Hamza, Ali Nadr bin EnesveSâd bin El - Rabiigüzel bir imtihan etti.

Günün ilk saatlerinde durum müslümanların lehine gelişmişti. Düşman yenilerek geriye çekilmeye başlamıştı. Püskürtülen düşman ordusu kadınlarının bulunduğu karargâha kadar geri çekildi. Bu durumu gören okçu müslümanlar, ganimet, ganimet diye söylediler. Kumandanları Abdullah bin Cübeyr radıyallahu anh kendilerine Allah Resulünün ikazını hatırlattı ise de dinlemediler. Geçiş noktasını bırakarak ganimetin arkasına düştüler.

Düşman süvarileri geri döndüklerinde orayı boş buldular ve oradan müslümanları arkadan vurmaya başladılar. Yetmiş kadar sahabenin ileri gelenleri şehadet şerbetini içtiler.

Müşrikler Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in yanına kadar sokularak onu bir kaç yerinden yaraladılar. Mus'ab bin Umeyrtam Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in önünde şehid edildi. SancağıEbu Talip oğlu Aliradıyallahu anh aldı. Bu durumu fırsat bilen Müşrikler onu öldürmek için çaba gösterdiler. Allah Resulünü tam önünde on kadar kişi şehid edildi. Talha bin Übeydullah müşrik saldırısını Resûlullahdan uzaklaştırıncaya kadar çarpıştı ve vuruştu. Ebu Dücaneradıyallahu anhResûlullah'a bir şey isabet etmemesi için sırtını kalkan yapmıştı. Saldırılar devam ediyor, fakat o hiç hareket etmiyordu.

O gün Katada bin El - Numan'ın bir gözü isabet almıştı. Yerinden çıkan gözünü Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'e getirdi. Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem onu eliyle yerine koydu. Eskisinden daha güzel oldu.

Şeytan "Muhammedi öldürdü"çığlığını kopardı, bu, bir çok müslümanın kalbine ok gibi saplanmıştı.

Enes bin El - Nadr ellerini koltuklarına salmış ve"Allah Resulü öldürüldü" söyleyen bir grup müslümana rastlamıştı.

"O halde onun ölümünden sonra hayatı ne yapacaksınız? Kalkın sizde onun ölümü gibi ölmeye çalışın"dedi.

Daha sonra Sâd bin Muazradıyallahu anh'a rastlayan Enes radıyallahu anh; "Ey Sâd ben Uhutta Cennet kokusunu hissediyorum"dedikten sonra düşmanla çarpışarak şehadet mertebesine erişti. Vücudunda yetmiş kadar yara almıştı.

Habeşli Vahşi, Abdulmüttalip oğlu Hz. Hamza radıyallahu anhşehid etti. Vahşi Habeş yolu üzerinde onu bir darbe ile şehit etti.

Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem müslümanlara yüzünü göstererek onlara yöneldi. Miğferinin altında ilk onu tanıyan Kâb bin Malikoldu. Kâb en yüksek bir sesle; "Ey Müslümanlar işte Allah Resulü" diyerek bağırmaya başladı. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ona sükut etmesini işaret buyurdular. Bütün müslümanlar oraya toplandılar. Hepsi beraber kalkıp Resûlullah'ın yanına vardılar. Dağa doğru yürüdüklerini gören ve;

"Resûlullahle savaşı daha Mekkede iken söz veren atın üzerinden onu(Allah Resulünü)gördü. Hemen doğruca oraya katırını sürüp gelirken Hz. Muhammed onun köprücük kemiğine bir ok sapladı. Geriye dönerek kaçmaya başladı onu gören Müşrikler ne oluyor sana? niçin kaçıyorsun dediklerinde o bana olanlar Zulmeyaz halkına olmuş olsaydı hepsi ölürlerdi"dedi. Ölümü bir böcek ısırmasından olmuştur.

Namaz vakti gelmişti. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem müslümanlara oturarak namaz kıldırdı.

Hanzale radıyallahu anh Ebu Süfyanın karargâhında tutuklu bulunuyordu. Seddad bin El - Esvedbir fırsatını bularak bağlı bulunan Hz. Hanzalinin üzerine saldırarak şehit etti. Hanzale cünüp olarak şehit edilmişti. Karısı ile cima halinde iken Mekkede Hz. Resûlullah'ın savaşa davetini işitmişti, hemen kalkıp cihada iştirak etmişti. Durumunu Allah Resulüne bildirdiler. Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem"Melaikeler onu yıkıyor"buyurdular.

Usayrim - Amr bin Sabit bin Vaks- İslâmiyeti kabul etmiyordu. Uhud günü Allah onun kalbine İslâm nurunu attı. Müslüman olup eline kılıcını alarak düşmanla savaşa çıktı. Hiç kimse onun durumunu bilmiyordu. Büyük yaralar almıştı. Bir tarafa yıkılmıştı. Kabilesi ölü ve yaralılarını aramaya başlamıştı. Son anını yaşayanUsayrimeye rastladılar. Buraya niçin geldiğini kavmin gayreti mi yoksa İslama inancı mı? sordular.

Usayrim: İslama inancı kendisini buraya getirdiğini dedikten sonra kelime-î şehadeti getirip ruhunu teslim etti (r.a.).

Allah Resûlune haber verdiklerinde tek bir secdeye bile kapanmayan Usayrim'e:

- "O Cennet ehlindendir"buyurdular.

Savaş sona ermişti. Ebu Süfyan dağın başına çıkarak en yüksek sesle; "Aranızda Muhammed varmıdır" diyor, fakat hiç kimse cevap vermiyordu. Yine"aranızda Ebu Bekir bin Ebi Kühafe. Ömer bin El - Hattap"varmı diyordu. Bir türlü cevap alamıyordu.

Hz. Ömerradıyallahu anh dayanamayarak; "Ey Allahın düşmanı senin sorduklarının hepsi sağdırlar. Allah sana yetecek kadar kimseyi bıraktı"dedi.

Bunu işiten Ebu Süfyan putun önüne giderek ona yalvarmaya başladı. Allah Resulü ona ve duasına icabet etmeyin. Siz "Allah en yüce ve en büyük"deyiniz.

Yine Ebu Süfyan "Bizim uzza putumuz var. Ama sizin uzzanız yoktur"dedi. Ashab biz ne cevap verelim dediler.

Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem ;"Allah bizim Mevlâmızdır, sizin ise Mevlânız yoktur" deyiniz.

Ebu Süfyan; "Harp nöbetledir, bazen biz, bazende siz kazanırsınız" dedi.

Hz. Ömer radıyallahu anh, "Hayır müsavi değiliz, bizim ölülerimiz cennete, sizinkiler cehenneme gittiler" dedi.

Allah, Bedir ve Uhutta onlara uyku vermişti. Harpte uyku Allahtandır. Namaz ve zikir meclislerinde ise şeytandandır.

Uhud günü Allah Resulüne yardım olarak melekler savaşa girmişlerdir.

Buhari ve Müslimde Sâd'dan rivayet edildiğine göre Sâd radıyallahu anh;

"Ben Unut günü Resûlullahın yanında savaşan iki kişi gördüm. Üzerlerinde beyaz elbiseler vardı. Onları ne önce nede sonra görmemiş ve tanımıyordum" demiştir.

Muhacirlerden biri kanına bulanmış, her tarafından kanlar akan bir Ensar'a rastlar ve; "Muhammed'in öldürüldüğünü anlamışmıydın?" deyince; Ensarlı mücahit;"Eğer o öldürülmüşse tebliğ görevini yaptıktan ve dini yaydıktan sonra ölmüştür. Size düşen görev onun tebliğ ettiği din uğrunda savaşmaktır" dedi. Ve;

"Muhammed ancak bir Peygamberdir. Ondan önce bir çok Peygamberler gelip geçti." (Al-i İmran: 3/144) âyetini okudu.

Uhud günü büyük bir imtihan günüdür. Allah o gün inananlar ile münafıkları imtihan etmişti.

Şehadeti tatmak isteyen gerçek inananlara ikramda bulunmuştur. Al-i İmran sûresinin (121-180) âyetleri bu olaya ait olarak indirilmişlerdir.

Kureyş, Mekkeye dönerken birbirlerini kınamaya başladılar.

"Hiç bir şey yapamadınız. Tam fırsatını buldunuz, fakat o fırsatı değerlendirmeden terkettiniz. Müslümanların ileri gelenleri sağdırlar. Onlar yine sizi yok etmek için bir araya gelirler. Dönelim kalanlarının hepsini öldürelim"dediler.

Bu söylentiler Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'e ulaşınca insanları savaş için davet etti.

"Bizimle gelebilecek, daha önce savaşa katılanlardan olacaktır" dedi.

Übeyy bin Kabradıyallahu anh "Seninle geleyim"diyerek Resûlullah'a yalvardı. Fakat daha önce harbe iştirak etmediği için onun bu isteği reddedildi.

Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in bu emrine, yaralı olmalarına rağmen bütün müslümanlar "İşittik ve itaat ettik"diyerek icabet ettiler.



  

© helpiks.su При использовании или копировании материалов прямая ссылка на сайт обязательна.