Хелпикс

Главная

Контакты

Случайная статья





Birinci Akabe Biati



Birinci Akabe Biati

 

Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem Akabe tepesinde hepsi Hazrec kabilesinden olmak üzere altı kişiyle buluştu. Bunların arasında Esad bin Zürare, Cabir bin Abdullahda vardı. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem onları İslama davet etti ve müslüman olduktan sonra Medine'ye döndüler. Onlarda insanları İslama davet ettiler. Böylece Medine'de İslâm yayılmaya başladı.

Denebilir ki İslâm her eve girdi. Ertesi sene Mekkeye altısı ilk Müslümanlardan olmakla beraber on iki kişi geldi. O sene Cabir gelmemişti. Yeni gelenler arasındaUbade bin Elsamit, Ebul Heysem bin El-Teyhan ve başkaları vardı. Hepsi oniki kişi idiler.

"İlk Müslümanlar, müslüman olurlarken demişlerdi ki; bizimle kavmimiz arasında senelerden beri devam eden ve hiç sönmeyen bir düşmanlık vardı. Belki de Allah senin vasıtanla bizi bir araya getirir. Biz gidip senin dediklerini onlara söyleyeceğiz. Onları buna davet edeceğiz. Allah onları senin vasıtanla bir araya getirirse senden daha aziz bir kimse olamaz"demişlerdi.

Evs ve Hazrec, asılları Yemenli bir anne ve bir babanın çocukları olan iki kişiden türemişlerdi. Anneleri Kahil kızı Kayle idi. Onlara daha önce Kayle çocukları denirdi.

Bir Şair:

"Bu iki kardeşten türeme iki kabile arasında kan dâvası yüzünden düşmanlık başlamış ve bu yaz yirmi sene kadar bir zaman devam etmişti. İslâmın gelişi bu yanan ateşin sönmesine sebep" olmuştur dedi.

Bu hususa işaret eden Cenab-ı Allah:

"Allah sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayınız. Hani siz birbirinize düşmandınız da onun İslâm nimeti sayesinde kardeş oldunuz"(3/103).

İkinci sene Mekkeye gelen 12 kişiden iki tanesi daha önce biri birine düşman olan Evs kabilesinden idi. Bu iki kişiden biri "Ebul Heysem"diğeri "Uzeym bin Saide"idi. Diğer geri kalanlar Hazrec kabilesinden idiler.

Medineye döndükleri zaman Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem onlarla beraber kendilerine Kur'an okutmak ve onlara İslâmiyeti öğretmek için Musab bin Umeyrradıyallahu anh'i gönderdi.

Musab, Ebu Emame - Esad bin Zürare'ye misafir oldu. Ebu Emame Musab'ı Beni Zafer'e ait bir odaya yerleştirdi. Orada oturdular. Müslümanlığı kabul edenler orada toplanmaya başladılar.

  Sad Bin Muaz ve Useyd Bin Hudayr'ın Müslüman Oluşları  
     
  Evs kabilesinin Reisi Sad bin Muaz, Useyd bin Hudayre; "Zayıflarımızı kandırmak için gelen şu iki kişinin yanına gidelim de onları buradan kovalım. Onlardan biri olan Esad teyzemin oğludur"dedi. Sad ve Esad kavimlerinin Reisleriydiler. Useyd onlara doğru yöneldi."Esad teyzemin oğludur"dedi. Useyd Musab'a dönerek; "Şu gelen; kavminin reisidir, Allahı anlat ona"dedi. Musab; "Bana konuşma fırsatını verirse konuşurum"dedi. Sad ileri gelerek onların başında durdu. Ve; "Bize niye geldiniz? Zayıflarımızı kandırmak için mi? Eğer biraz daha yaşamak istiyorsanız buradan ayrılınız"dedi. Musab radıyallahu anh; "Buyurun biraz oturun, dinleyiniz. Eğer hoşunuza giderse kabul edersiniz, hoşunuza gitmeyen şeyler işitirseniz o zaman? konuşmamıza engel olun ve dinlemeyiniz" dedi. Bunun üzerine Sad oturdu. Musab radıyallahu anh ona İslâmiyeti anlattı ve ona Kur'an okudu. Useyd; " Vallahi konuşmadan önce onun (Musab'ın) yüzündeki nurdan İslâmiyeti öğrendik. - Bunlar ne güzel ne hoş şeyler: "Bu dine girmek isteyen kimsenin ne yapması lâzımdır?"dedi. "Onlar önce yıkanır, elbiseni temizler, sonrada Kelime-i Şahadeti getirir ve iki rekât namaz kılarsın"dediler. Sad yerinden kalktı. Yıkanıp temizlendikten sonra Kelime-i Şahadet getirdi. Daha sonra iki rekât namaz kıldı. İslâmiyeti kabul etmek şerefine ulaşan Useyd; Vallahi arkamda öyle bir adam var ki eğer o size tabi bütün kavmi müslüman olur. Şimdi onu size göstereyim: Sad bin Muaz'dır dedikten sonra kabilesine döndü. Döndüğü zaman Sad kabilesi arasında oturmuş konuşuyordu. Useydigören Sad; "Allaha yemin ederim ki Useyd yanımızdan gittiğinde başka bir yüzle geldi"dedi. Sad; "ona ne yaptın?" Useyd: "İki kişiyle konuştun pek önemsemedim. Onların buralara gelmelerini yasakladım. Onlar bana; nasıl istiyorsanız öyle yaparız dediler."   Başka bir rivayete göre; "Beni Harise, Sad bin Zirareyi öldürmek için harekete geçtiklerini Sad'a anlatırlar. Bu olayı işiten Sad harbesini takarak yola çıkar. İkisini rahat olarak oturduklarını görünce, onlar ki bu plânı Useyd hazırlamıştır. Kızgın bir halde onlara bakarken Esad bin Zirareye de Vallahi ya Emame, eğer akrabalığımız olmasaydı bana bunu yapamazdın. Bizim yurdumuz ve yerimizde istemediğimiz şeyleri bize uygulamazdınız"dedi. Esad, Musab'a arkasında kabilesi ve kavmi olan bir reis geliyor. Eğer sana tabi olursa, arkasındaki bütün kavmi de sana tabi olacaktır demişti. Sad'ın kızgınlığını gören Musabr adıyallahu anh, oturmazmısınız? Oturun da öyle konuşalım. Eğer dediklerimi beğenirsen kabul edersin, söyleyeceklerimden hoşlanmazsan o zaman hoşlanmadıklarını söylemeyiz diyerek buyur etti. "Sad güzel söylüyorsun"dedi. Ve harbesini yerleştirdikten sonra oturdu. Musab radıyallahu anh ona İslâmiyeti anlattı. Ona Kur'anı okudu. Sad; "Vallahi biz konuşmadan onun yüzündeki Nurdan İslâmiyeti tanıdık"dedi. Daha sonra Sad; "Müslüman olmak isteğimiz için ne yaparsınız?"deyince, Musab ile Esad; "yıkanır, elbisesini temizler Kelime-i Şahadet getirdikten sonra iki rekât namaz kılarsın"dediler. Sad; söyledikleri gibi yaptı. Harbesini alıp kabilesinin toplu bulunduğu meclise yöneldi. Cemaat onu görünce; "Yemin ederiz ki gittiği yüzden başka bir Çehre görünümü içerisinde döndü"dediler. Sad; "Ey Abd-i Eşhel çocukları ben sizin neyinizim... Onlar bizim efendimiz, en akıllımız ve en temizimsiniz" dediler. Sad; "Allaha ve Resulüne inanmadığınız müddetçe ne erkek ne de kadınlarınızla konuşmak bana haram olsun" dedi. Bu konuşmadan sonra Uhud gününe kadar müslümanlığını geciktiren Usayrim'den başka bütün kavmi müslüman oldu. Usayrim Uhud günü müslümanlığı kabul etti. Savaşa girdi Allaha tekbir secde bile yapmadan öldürüldü. Allah Resulü onun hakkında; "Az iş işledi çok ecir aldı"buyurmuştur. Musab, Esad'ın evinde kalıyor. İnsanları İslama davet ediyordu. Beni Umeyye bin Zeyd ve Hateme, Vail ve Vakif denilen kişilerden başka Ensardan bir ev kalmadı ki onda müslüman erkek ve kadınlar bulunmasın. İman etmeyenler arasında şair Kayı bin El - Eslet bulunuyordu. Şiirleriyle onların Müslüman olmalarını, engelliyordu. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Medineye Hicret ettiğinden, sonra Hendek olayına kadar bunların bir çoğu iman etmemişlerdi. Ertesi yıl Hac mevsimi geldiğinde Ensardan Müslüman olanlar; "Biz ne zamana kadar Allah Resulünü Mekke Dağları arasında tek başına bırakılmaya terk edeceğiz"dediler.  


  

© helpiks.su При использовании или копировании материалов прямая ссылка на сайт обязательна.