|
|||
c) Dinimiz aslında helâl olan bazı işleri muayyen şahıslara haram kılmıştırc) Dinimiz aslı nda helâ l olan bazı iş leri muayyen ş ahı slara haram kı lmı ş tı r
Bilindiğ i gibi Rabbimiz Kur’â n’ı mı zda, [“Nefislerinizi kendi ellerinizle tehli keye atmayı nı z... ”
4 EtTac 3/175; İ rş adü sSâ ri Ş erhu Sahî hı lBuharî, K. Libas, Babü lMü tefellicat ve Babü l Mevsû le. 5 Mü mtehine 1; Tevbe 67; Mâ ide 2. 6 ElCamiu’sSağ î r 2/203 (La Zarare); Mecelle Kevaidi Kü lliye Madde 19.
627
“... (İ nsanlara) ne zulmediniz ne de zulme uğ rayı nuz. ”] buyurmaktadı r. 7 Bu ilâ hî emirler gereğ i zayı f bü nyeli ve eksik organlı kiş ilerin kendileri iç in tehlikeli olabilecek iş leri yapması ve kendileri iç in tehlikeli olacağ ı bilinen iş lerin onlara yaptı rı lması da haramdı r.
628 d) Cuma namazı vaktinde ç alı ş mak yasaklanmı ş tı r
Dinimiz, yalnı zca Cuma namazı nı n kı lı nma vaktinde ergen olup yolcu olmayan ve ö nemli bir gö rev baş ı nda bulunmayan kiş ilerin ç alı ş maları nı ya- saklamı ş tı r. Bu sebeple Cuma namazı nı n kı lı nma vaktinde ç alı ş ı lması da ya- saklı dı r. Mü minler! İ slâ m Dini’nde ç alı ş mak ibâ dettir. Ancak yukarı da belirli bir kı smı aç ı klanan iş lerde olduğ u gibi Rabbimi- zin ve Peygamberimizin yasakladı ğ ı alanlarda ç alı ş mak ise ibâ det olmak ş ö yle dursun, Allah’a ve Peygambere isyandı r. Topluma da zulü mdü r. Burada bilvesile ifade edelim ki, insanlı ğ ı n asrı mı zdaki buhranları nı n İ s- lâ m’a gö re en mü him sebeplerinden biri ve baş lı cası helâ l ve haram iş ayı rı mı nı n yapı lmaması, bü tü n ü retim ve hizmetlerin meş ru gö rü lerek yapı lması dı r. Muhterem Mü minler! Mü ’min kiş i bü yü k bir sefalete dü ş ü p ş ahsiyetinden ve namusundan taviz verecek duruma dü ş medikç e İ slâ m’ı n yasakladı ğ ı iş ve hizmetleri yapamaz. Allah’ı n ve peygamberinin haram kı ldı kları nı hiç bir sistem mü min iç in Helâ l kı lamaz. Faizcilik bankalarda yapı ldı ğ ı iç in, fuhuş lü ks yerlerde irtikâ p edildiğ i iç in, iç ki devlet kurumları nda ü retildiğ i veya bü tü n bunlara laik ka- nunlar ruhsat verdiğ i iç in Helâ l olmaz. Haram olan iş lerle kazanı lacak olan para da haram olacağ ı ndan nefsimize ve ailemize yedirdiklerimiz de pek tabî i ki haram olur. Haramla yoğ rulan kiş inin ibâ detleri kabule ş ayan olmayı p hayı rları da red olunacağ ı ndan bu kiş inin dü nyası buhranlı, â hiretinin de azaplı olması muh- temeldir. Nitekim Peygamberimiz ş ö yle buyurmuş tur:
7 Bakara 195-279.
“Haram kazanç la beslenen vü cut (yanmaksı zı n) Cennet’e giremez. Zira o, ateş e lâ yı ktı r. ” Mü minler! Dü nya hayatı geç icidir. Baki olan â hiret hayatı dı r. Kur’â n ifadesiyle “Si zin elinizdekiler biter. Allah katı nda olanlar bakidir... ”8 Ş u halde aklı mı zı kulla- nalı m da haramlara dü ş meyelim, ç alı ş maları mı zı meş rulaş tı ralı m ki dü nyamı z ve â hiretimiz mutlu olsun. Allah’a emanet olunuz.
629
8 Nahl 96.
İ slâ m’da İ ş veren Vazifeleri
630 İ nsan hayatı nı ferdî ve sosyal bü tü n yö nleriyle kuş atan dinimiz, insan ha- yatı nda ö nemli bir yer tutan ç alı ş ma ve iş tü rleri ile ilgili ayrı ntı lı yasalar koy- muş, iş ç i ve iş veren vazifelerini de tanzim etmiş tir. Bu Cuma Mesajı ’mı zda iş veren gö revlerini ö zetlemeye ç alı ş acağ ı z: a) Mü min iş verenin ana vazî fesi ç alı ş tı racağ ı iş ç ileri araş tı rmak imanlı, ibâ detli ve ahlâ klı iş ç ileri tercih etmektir. Mü slü manlı ğ ı yaş amaya teş vik, toplum ahlâ kı nı n geliş tirilmesine hizmet ve mü minlerle yardı mlaş ma vasfı nı taş ı yan bu araş tı rma ve tercih etme Kur’â n Sü nnet’le emredildiğ i iç in ibâ det olan bir gö revdir. Peygamberimiz ş ö yle buyurur: [“Mü min, mü minin kardeş idir. O kardeş ine zulmetmez. Onu (yoksulluğ a) ter ketmez. ” “Mü min kardeş ine yardı mda bulunduğ u sü rece Allah kulunun yardı mcı sı dı r... ”]1 b) Mü min iş verenin mü him bir vazifesi de ç alı ş tı racağ ı iş ç ilerle ayrı ntı lı bir sö zleş me yapmaktı r. İ ş ç ilerin, savunabilecekleri “Hak”ları nı ö nceden belirlemektir. Mü min iş veren kabul edeceğ i ş artları n veya yapacağ ı sö zleş menin gerek- lerinden Allah’a ve iş ç ilerine karş ı mesû ldü r. Bu sebeple ç alı ş ma gü nleri ve saatlerini, vardiya usû lü nü, yı llı k ve hafta- lı k tatilleri, mazeret izinleri ile ilgili ayrı ntı ları, yemek, ikramiye ve mesaî saat-
1 R. Salihin B. Kaza-i Havaicil Mü slimin Hn. 1.
leri gibi konuları, ayrı ca ve en ö nemli olarak da ö denecek ü creti iş veren iyice aç ı klı ğ a kavuş turmalı dı r. Peygamberimizin bu mevzudaki talimatı aç ı ktı r ve ş ö yledir: “Ç alı ş tı racağ ı nı z iş ç iye nası l ç alı ş acağ ı nı ve ö deyeceğ iniz ü creti bildiriniz. ”2 c) Mü min iş verenin bir diğ er ö devi de ç alı ş tı rdı ğ ı iş ç ilere emeklerine eş it olacak ve adalet ilkelerine uygun dü ş ecek bir ü cret ö demektir. Ü cretler iç in mesken, yiyecek, giyecek gibi zaruri ihtiyaç ları giderecek bir meblağ veya sağ lanı lan faydanı n yarı sı nı alma gibi ö lç ü ler, İ slâ m’ı n ü cretlerin tespitine ait gerç ekç i gö rü ş leridir. Ancak İ slâ m’da yasa olarak ü cretlerin tespi- ti, iş ç i ile iş veren arası ndaki anlaş ma ile kararlaş tı rı lı r. Mü min iş veren ö zellikle iş sizliğ in yaygı nlaş tı ğ ı dö nemlerde iş ç inin dü - ş ü k bir ü cretle ç alı ş mak mecburiyetinde kalması ndan yararlanarak emeğ e eş it olamayacak bir ü cret ö demekten ş iddetle kaç ı nmalı dı r. Zira iş ç i emeğ ini sö - mü rmek zulü mdü r. Bir Hadî s-i Kudsî ’de Rabbimiz ş ö yle buyurur: “Ben Kı yamet Gü nü ’nde ü ç kiş inin hasmı yı m. Kı yamet Gü nü hasmı olduğ um kula, tam hası mlı k yaparı m. (Evet, ben) bana verdiğ i sö zden cayanı n, hü r bir kim seyi satı p bedelini yiyenin, tuttuğ u iş ç iyi tam olarak ç alı ş tı rı p da hakkı nı tam olarak vermeyenin hasmı yı m. ”3 Hadî s-i Kudsî de hü r bir insanı kö le edinerek satmakla, iş ç i hakkı nı ye- menin bir arada aç ı klanması, mü min iş verenleri ü rpertmeli, bu konuda tam bir adalete, hatta adaleti aş an bir ihsana yö neltmelidir. - İ ş ç ilerimizi yediklerimizden yiyebilecek, - Giydiklerimizden giyebilecek dü zeye ç ı karmak yö nelmemiz gereken ih- sanı n Peygamberimiz tarafı ndan arzulanan ş eklidir. 4 d) Sağ lı k ş artları na uygun ve namaz, oruç gibi ibâ detlerini yapması na va- sat (ortam) hazı rlayan bir iş dü zeni iç ersinde iş ç ilerini ç alı ş tı rmak da mü min iş verenin vazifesidir.
2 Ü cret malum olmak ş arttı r (Mecelle, Madde 450). 3 Sü nenü İ bnü Mace, Hadis No: 2442. Kurtubî, 5/190. 4 Peygamberimiz bir olay ü zerine ş ö yle buyurmuş tur: “Ya Eba Zer Harp esirleri olan kö lele- riniz Allah’ı n yö netiminiz altı na koyduğ u kardeş lerinizdir. Onları yediklerinizden yediri- niz. Giydiklerinizden giydiriniz. Yapamayacakları iş leri onlara teklif etmeyiniz. Eğ er eder- seniz onlara yardı m ediniz. ”
631
632 • Isı tma, ı ş ı klandı rma gibi sağ lı k ş artları nı n iş veren tarafı ndan sağ lanı l- ması bir gö revdir. İ slâ m baş kaları na zarar verecek her dü ş ü nce ve davranı ş ı yasaklamı ş ve bü yü k gü nahlardan saymı ş tı r. Peygamberimiz “Her ı zdı rab veren kiş i Cehen nem’dedir. ” buyururlar. 5 İ ş ç inin sağ lı k ş artları na uygun olmayan yerlerde ç alı ş - tı rı lması, pek tabiidir ki ı zdı rab vermektir ve dolayı sı yla Cehennem’e yoldur. • İ ş ç inin ibâ detini yapabilme hakkı da mukaddestir. İ ş veren bu hakka saygı duymak mecburi yetindedir. Hiç bir iş veren ergen iş ç isini Cuma gü nü, Cuma ezanı ndan cuma namazı nı n bitimine kadar ç alı ş tı ramaz. Ç alı ş tı rmak haramdı r. Ayrı ca hiç bir iş veren iş ç isinin vakit namazları nı kı lması na da en- gel olamaz. Allah’a ibâ det olunması na engel olandan daha zalim kim olabilir ki? İ ş veren iş yerinde mutlaka kü ç ü k de olsa bir mescit aç malı veya namaz kı lı nabilir bir yer tahsis etmelidir. İ ş akı ş ı nı dü zenleyerek cemaat namazı kı lı n- ması na da ö zen gö stermelidir. e) İ ş veren olmanı n avantajları nı bir baskı unsuru olarak kullanı p sö zleş - me hü kü mlerine aykı rı ş ekilde iş ç ilerini ç alı ş tı rmaktan veya bu anlamda bir talepte bulunmaktan ö zenle sakı nmak da mü min iş verenin gö revidir. Anlaş ma sı nı rları nı aş an farklı ve de fazla bir ç alı ş ma teklif edilir, bu tek- lif de iş ç i tarafı ndan kabul olunursa yapı lan fazla ç alı ş maya ilâ ve ü cret ö den- mesi zarurî dir, ö denmezse iş ç iye zulmedilmiş olur. Kur’â n-ı Kerim’in aç ı kla- ması na gö re ise: [“... Allah zalimleri sevmez. ” “... Zalimler iç in Allah katı nda samimî bir dost ve aracı lı ğ ı kabul edilir bir ş efaatç i de yoktur. ”]6 f) Sö zlü veya yazı lı anlaş ma ile belirli bir ö deme ş ekli tesbit olunmamı ş sa, iş ç i ü cretini geciktirmeksizin ö demek mü min iş verenin gö revidir. Peygamberimiz bu mevzuda ş ö yle buyurmuş lardı r: “İ ş ç iye ü cretini teri ku rumadan veriniz. ”7 Gerek borç ları mı zı ö demede ve gerekse iş ç i ü cretlerini vermede imkâ n
5 ElCamiusSağ î r “Kü llü ” bö lü mü 2/94. 6 Ali İ mran 57; Mü ’min 18. 7 Sü nen-ü İ bn-ü Mâ ce, Hadis No: 2443.
varken erteleme cihetine gitmek bü yü k bir gü nahtı r. Zira peygamberimiz “Ö deme gü cü olanı n ertelemesi zulü mdü r. ”8 buyurmuş lardı r. g) Mü min iş verenin mü him bir mü kellefiyeti de ç alı ş tı rdı ğ ı iş ç ilerine iş ve- ren oluş undan ö tü rü bir ü stü nlü ğ ü olmadı ğ ı nı bilmek, iş ç ilerine mü min kar- deş, arkadaş ve komş u gibi davranmaktı r. İ ş veren iş ç isinin bir anlamda arkadaş ı, bir anlamda ise komş usu olduğ unu da bilmelidir. Allah komş uya ve arkadaş a ikram edilmesini ve yardı mda onları n tercih edilmesini emir buyurmuş tur. İ ş veren Rabbinin rı zası nı kazanmak iç in en ya- kı n komş usu ve arkadaş ı durumunda olan iş ç ilerine yakı ndan ilgi gö stermeli- dir. Dertleriyle dertlenmeli, sevinç lerine iş tirak etmelidir. İ man kardeş i, kom- ş usu ve arkadaş ı aynı zamanda iş ç isi olan insanlara yardı mcı olmayan, ş efkat duymayan, mü tevâ zi davranmayan iş verende mü min olarak da iş veren olarak da hayı r yoktur. h) İ ş ç inin değ il de iş verenin hatalı olduğ u iş kazaları nda iş ç iye tazminat ö demek de mü min iş verenin vazifesidir. k) Mü min iş verenin iş ç ilerine karş ı bir yü kü mlü lü ğ ü de onları Hakk’a ç a- ğ ı rmak Batı l’dan sakı ndı rmaktı r. Bu sebeple iş ç iler arzulu olmasalar da iş veren mü min olarak gö revini yap- mı ş olmak iç in aş ağ ı da değ indiğ imiz hizmetleri ve benzerlerini yapmakla gö - revlidir: a) İ ş ç ileri Cuma namazı ve beş vakit namaz kı lmaya teş vik etmek. Cami uzaksa ve fabrika ç evresinde mescit aç ı lamı yorsa vası ta temin ederek topluca cuma namazı na gö tü rmek, b) Kandiller ve bayramlar gibi ö nemli gü n ve gecelerde dinî ve ahlakî ki- taplar hediye etmek, c) Ö ğ le tatillerinde canlı veya banttan 510 dakikalı k konuş malar yaptı rı p dinletmek. Bu mü mkü n olmazsa yetenekli bir iş ç iye muteber dini bir kitaptan 510 dakika okutturup dinletmek, d) Haftada veya onbeş gü nde bir ya da ayda bir ilim adamı getirtip din- letmek...
8 Keş fü l-Hafâ, Hadis No: 2315.
633
Yukarı da ö zetlediğ imiz iş veren gö revlerini yapan mü min iş verenlere mü j- deler olsun. Zira yapı lan iş meş ru olur, iş ç iye karş ı gö revler de yapı lı rsa kazanı lan pa- ralar helâ l, yapı lan ç alı ş malar  hiret saadeti iç in yatı rı m olur. Mesajı mı zı bir â yetle bitirelim: “Ey iman edenler, sö zleş melerinizin gereğ ini yerine getirin... ” “... Allah’ı n sö zleş meler konusundaki emrine aykı rı gitmeden korunun. Zira Allah’ı n azabı ç etindir. ”]9
634
9 Mâ ide 1-2.
İ slâ m’da İ ş ç iye Yü klenen Vazifeler
Bü tü n yeryü zü varlı kları nı bizler iç in, bizleri de kendisine ibadet etme- miz iç in yaratan Yü ce Allah’ı mı zı n her bir emrine ve yasağ ı na itaat ibadettir. Bu gerç ekten ö tü rü nefsinin, aile fertlerinin ihtiyaç ları nı karş ı lamak, akraba- nı n ve toplumun muhtaç ları na yardı mcı olmak iç in ç alı ş mak Peygamberimi- zin aç ı klaması na gö re vacib gö revdir, gü nahlara keffaret ve sevaplara sebep olacak ibâ dettir. Bu anlamda ç alı ş mak ibâ det olunca, pek tabiidir ki, ç alı ş an kiş i de ç alı ş - tı ğ ı sü rece ibâ det iç indedir. Ancak ç alı ş manı n ibâ det olması iç in iş in helâ l olması, iş ç inin ibâ dette ol- ması iç in de iş indeki vazifelerini tam yapmı ş olması lâ zı mdı r. Hutbemizde bu vazifeleri dokuz madde halinde ö zetleyerek sunmaya ç a- lı ş acağ ı z. Mevzuumuza girmeden ö nce ş u hususu tam bir aç ı klı kla belirtmek iste-
635 riz.
Biz bu Cuma Mesajı ’mı zda iş ç i sö zcü ğ ü ile yaptı ğ ı iş e gö re veya haftalı k- aylı k gibi zamana gö re ü cret alan sanatkâ r, amele, mü hendis, sendikacı ö ğ ret- men ve memur gibi ç alı ş an her bir ferdi kastediyoruz. Bu sebepledir ki burada hulâ sa edeceğ imiz vazifeler umû mî vası ftaki va- zifelerdir. a) Mü min iş ç inin sorumlu olacağ ı ilk mukaddes vecî besi İ slâ m Dini’nin Helâ l gö rdü ğ ü bir iş ve hizmet alanı nda ç alı ş maktı r. İ ş in ibâ det ve alı nan ü cretin Helâ l olması nı n ilk ş artı budur. Faiz iş lemleri, iç ki ü retimi ve İ slâ m’la ç eliş en yazı lı ve gö rsel medya faali-
636 yetleri gibi dinimizin yasakladı ğ ı iş alanları nda ç alı ş mak Hakk’a isyan ve hal- ka zulü mdü r. 1 Mü min iş ç i ü cretini haram, kendisini gü nahkâ r kı lacak ve azaba uğ rata- cak haram iş ve hizmet tü rlerinden ş iddetle kaç ı nmalı dı r. Mü min iş ç inin iş in Helâ linde ç alı ş mak gibi bir vecî besi de kendisine gö - tü rü iş yapacağ ı veya yanı nda ç alı ş acağ ı insanları -mü mkü nse- gerç ek mü min- lerden seç mektir. Zira hayatı n her anı ve safhası nda hakikî mü minleri araş tı r- mak, bulmaya ç alı ş mak ve tercih etmek bir î man gö revidir. 2 b) Kabul ederek ü stlendiğ i iş i bizzat yapmak mü min iş ç inin vazifesidir. Ö zel sektö rde iş verenle anlaş ma gereğ i, kamu sektö rü nde yö netmelik- ler icabı iş i bizzat yapması gereken kiş inin ü crete hak kazanabilmesi, iç in iş i- ni bizzat yapması vazifesidir. Bir baş kası na devredemez. Ç ü nkü her iş ç i hususî sı fatlara, ş ahsî tecrü be ve maharetlere sahiptir. Memurlar ve ö zel hizmetliler de ü stlendikleri iş i bir baş kası na devrede- mezler. 3 c) Kanunlara, ö rfe veya sö zleş meye gö re ç alı ş makla vazifeli olduğ u iş gü n- leri ve iş saatlerinde normal bir verimle ç alı ş mak mü min iş ç inin gö revidir. İ ş ç i ç alı ş ma saatlerinde direniş e geç er, vazifeden kaytarı r veya herhangi meş ru olmayan bir sebeple iş ini yapmazsa hainlik etmiş olur. İ ş verenin hak- kı nı zimmetine geç irmiş, haram yemiş olur. Allah hainleri ve hakka tecavü z edenleri sevmez. 4 Meselenin ehemmiyetinden ö tü rü dü r ki, İ slâ m bilginleri, “Bir iş ç i iş saa tinde Kur’an okur da bu okuması sebebiyle iş ine ilgisiz kaldı ğ ı iç in bir zarara sebe biyet verirse, bu zararı n bedelini ö demesi gerekir” gö rü ş ü ndedirler. d) Belirlenen bir tarihte bitirmek ve teslim etmek ü zere mukavele (sö z-
1 Bu bö lü mü n ü ç ü ncü hutbesi ve kaynakları na bak. 2 Bu ciltteki ‘Dostları mı z, Ancak Mü ’minlerdir’ hutbesi ve kaynakları na bak. 3 Kur’â n â yetleri ve Peygamberimizin hadî slerinden Hanefi Mezhebi mü ç tehitlerinin ç ı kar- dı ğ ı hü kü mler esas alı narak dü zenlenmiş olan ve İ slâ m Hukukunun bazı bö lü mlerini ihti- va eden 1851 maddelik Mecelle’nin bu mevzudaki 571. maddesi ş ö yledir. “Binnefs (bizzat) amel etmek yani kendi iş lemek ü zere isticar olunan ecî r (ü cretle tutulan iş ç i) kendi yerinde baş kası nı kullanamaz. ” 4 Nisa, 107; Bakara 190.
leş me) yaptı ğ ı iş i zamanı nda bitirmek ve teslim etmek de Mü slü man iş ç inin ö devidir. Zira Allah “... Sö zleş melerinizin gereklerini yerine getiriniz... ”5 buyurmakta- dı r. Bu ilâ hî emre aykı rı lı k haramdı r/ bü yü k gü nahtı r. Ancak ihmalkâ rlı k ve zarar verici bir kası t olmaksı zı n hava ş artları nı n el- veriş sizliğ i gibi kiş iyi aş an sebeplerden dolayı iş in gecikmesinden iş ç i sorum- lu olmaz. e) Mü min iş ç inin bir vazifesi de kendisine teslim edilen iş araç ları nı ve iş e konu malları korumaktı r. Ö zel veya kamu sektö rü nde ç alı ş an kiş i kendisine teslim edilen malları, ü zerinde ç alı ş tı ğ ı her tü rlü alet ve makineleri kendi malı gibi korumak mecbu- riyetindedir. Peygamberimiz ş ö yle buyururlar: “Hepiniz gü dü cü sü nü z. Her biriniz de gü ttü ğ ü nü zden mesuldü r... ”6 İ ş ç i de iş veren tarafı ndan kendisine emanet bı rakı lan malı n gü dü cü sü dü r. Gü cü nisbetinde korumaya ç alı ş acaktı r. Bı rakı lan emanetleri korumak ise Firdevs Cennetine girecek Mü slü man’ı n vasfı dı r. 7 f) Mü slü man iş ç inin bir mü kellefiyeti de Hak’dan sapan nefsinin arzusuy- la veya batı lperest yı kı cı ları n ç ağ rı sı yla ç alı ş tı ğ ı yere zarar \ vermekten kaç ı n- maktı r. Tornacı ve terzi gibi iş ç ilerin mü ş terilerinin malları na, memurlar ve iş ç i- ler gibi ç alı ş anları n da ç alı ş tı kları iş yerlerine kası tla zarar vermeleri zulü mdü r. Onlar verdikleri zararı ö demekle yü kü mlü dü rler. 8 g) Mü min iş ç inin bir gö revi de bilmediğ i iş i yaparı m diyerek ü stlenme- mektir. Rabbimiz Kur’â nı Kerî m’de: “Bilmediğ in ş eyin ardı na dü ş me... ”9 buyur- muş tur.
5 Maide 1; İ sra 34. 6 Riyazü sSâ lihin Hn. 285, 302, 654. 7 Mü ’minun 1-11. 8 Mecelle Madde 607: “Ecî rin (ü cretli iş ç inin) taaddî si ve taksiri ile (tecavü zü ve kusuru ile) mustecerun fih telef olsa zâ min olur. ” 9 İ sra 36.
637
638 Bu emir uyulması gereken bir ilâ hî kanundur. Kiş i bilmediğ i, anlamadı ğ ı bir iş i ü zerine alı r da zarar verirse iyi niyetli de olsa zararı tazmin etmek durumundadı r. Peygamberimiz, bir hadî slerinde, doktor olmadı ğ ı halde tedaviye kalkı - ş an ve bö ylece bir zarara sebebiyet veren kiş iler iç in ş ö yle buyurmuş tur: “Kim tabipliğ i bilmediğ i halde tedavi etmeye kalkar da bir zarar verirse zara rı karş ı layacak diyeti ö der. ”10 h) Mü min iş ç inin bir yü kü mlü lü ğ ü de ç alı ş tı ğ ı mü essesedeki bazı im- kâ nları izinsiz olarak ş ahsî ç ı karları iç in kullanmaktan sakı nmaktı r. İ ş verenin malı ndan izin almaksı zı n baş kaları na ikram etmek, iş yerinin telefonunu ve arabası nı husû sî iş lerinde kullanmak ve benzerleri, mü minlerin kaç ı nmaları gereken hakka tecâ vü z tü rleridir. Hak helâ lliğ i alı nmadı kç a bunları n hesabı verilecek, cezası mutlaka ç eki- lecektir. k) Mü slü man iş ç inin iş ini ibâ dete dö nü ş tü ren ç ok mü him bir vazifesi de ü zerine aldı ğ ı iş i en gü zel ve en sağ lam ş ekilde yapmak iç in ç alı ş maktı r. Peygamberimiz ş ö yle buyururlar: [“Allah, yapı lan her iş in ihsan ü zere; Allah gö rü yormuş ş uuru iç inde gü zel yapı l ması nı emretmiş tir... ” ve “Allah yaptı ğ ı zaman iş ini sağ lam yapan kulları nı sever. ”]11 İ ş ç i, iş i ü zerinde hassasiyet gö sterecek, gü zel ve sağ lam yapacaktı r. Mesela: Memura nispetle iş in gü zellik ve sağ lamlı ğ ı dikkatle, usulü ne uygun ve sü ratle yapı lması, fı rı ncı ya gö re ise hamuru temiz tutmak, iyi yoğ urmak ve ekmeğ i iyi piş irmektir. Misaller ç oğ altı labilir. İ ş ç i olarak bu husustaki ö lç ü mü z kendimizi mü ş teri veya iş veren yerine koyarak, nefsimiz iç in istediğ imizi onlar iç in de yapmaktı r. Gaflet ve intizamsı zlı k sebebiyle gü zel ve sağ lam yapmamak bir tarafa ya- pı lan iş e hile karı ş tı rmak ise aslı nda ibadet olan iş i harama dö nü ş tü rü r ki, bu bü yü k gü nah mü mini İ slâ m Kulpu’ndan koparı r. Ç ü nkü Peygamberimiz “Bizi aldatanlar bizden değ ildir” buyurmuş lardı r. 12 Bu sebepledir ki İ slâ m bilginle- rinden bir kı smı hile karı ş tı rı lmı ş malları n imhası na dahi fetva vermiş lerdir.
10 Miş kâ tü lMesâ bî h Hadis No: 3504. 11 M. S. Mü slim Hn. 1249; EtTac 1/25. 12 Riyazü sSâ lihin Hn. 1583.
l) Mü min iş ç inin yukarı da aç ı klanan gö revleri yanı sı ra ç ok mü him bir gö - revi de taleb etme hakkı nı haiz olduğ u yeni hakları zulü m yoluyla değ il ada- let ö lç ü leri iç inde istemektir. Peygamberimizin talimatı yla “Zarar vermek veya zarara zararla karş ı lı k vermek”13 haram kı lı ndı ğ ı ndan mü min iş ç i hak talebini zarar verici ve tahrib edici eylemlerle değ il de bu sı nı rlara varmayan hukukî yollarla yapmalı dı r. Ö zetlemeye ç alı ş tı ğ ı mı z gö revlerine karş ı lı k mü min iş ç inin pek tabiî ki hakları da vardı r. a) Emeğ ine eş it olabilecek â dil bir ü cret almak, b) Namaz ve Oruç gibi ibâ detlerini yapması na vasat (ortam) hazı rlayacak ve sağ lı k ş artları na uygun dü ş ecek bir iş dü zeni iç inde ç alı ş mak, c) Sosyal hayatta gerç ek ü retici olarak sevgi ve saygı gö rmek... Evet, bü tü n bunlar iş ç inin temel hakları dı r. 14
13 C. Sağ î r “Lâ zarere”, 2/203. 14 Ek Bilgi:
İ ş ç inin iş talebi hakkı: Ç alı ş an iş ç inin veya ç alı ş mak isteyen kiş inin ç ok ö nemli bir hakkı da kendi imkâ nları yla iş bulamaması halinde Kur’â n ve Sü nnet Toplumu’nda İ slâ mî Yö netim’den iş talep ede- bilmek hakkı dı r. Evet, zarû ri ihtiyaç ları nı temin etmek iç in meş ru bir iş i kendi imkâ nları yla temin edeme- yen iş ç inin iş talebi hakkı vardı r. İ slâ m toplumundaki sermaye sahiplerine, sanayici ve tü ccarlara imkâ nları nı kullanarak, topluma yararlı ü retim alanları nda teş ebbü slere giriş mek, istihdam sahaları hazı rlamak farz-ı kifayedir. Pek tabiidir ki bu bir ibadettir, ö zel teş ebbü s yeterli istihdam sahaları aç a- mı yorsa, İ slâ m hukukuna gö re bu vazife -gü cü ö lç ü sü nde- İ slâ mî devletin gö revi olur. İ slâ m, kendi kuralları na dayalı yö netimi iş sizlik iç in sigorta kaynağ ı kı lmaktadı r. İ slâ mî devlet ya iş bulacak, ya da iş sizin geç imini sağ layacak yardı mlar yapacaktı r. Ç ü nkü Dev- let halkı n idaresinden mesuldü r. Peygamberimiz ş ö yle buyururlar: “Her biriniz ç obansı nı z ve her biriniz sü rü sü nden mes’uldü r. Devlet baş kanı ve diğ er yet- kili yö neticiler de ç obandı r, tebası ndan mes’uldü r. ” Bir devlet baş kanı olan Peygamberimizin bu yoldaki ç alı ş maları belgelidir. Fertlerin iş bulup ç alı ş maları devletin borç vermesini gerektiriyorsa devlet borç da verir. Devlet eliyle tahsil edilecek zekâ tı n, yine devlet aracı lı ğ ı yla tediye edileceğ i bir zü mre de borç lular olduğ undan, borç lulara ayrı lacak meblağ dan devletin -gerektiğ inde- borç ver- mesi de bir vazifedir. Kadı Ebu Yusuf’a gö re: “Haraç toprağ ı nı n sahibi, fakirliğ inden dolayı arazisini iş letmek- 639
Gü nahları nı n affı, Mevlası nı n rı zası ve â hiret saadeti de mü min iş ç inin, vazifelerini yapması na karş ı lı k sağ layacağ ı kazanç tı r. Yü ce Rabbimden cü mlemizi hayı rlı iş lere erdirmesini duâ ederim.
640 ten aciz duruma dü ş erse, ç alı ş ması ve toprağ ı nı iş letmesi iç in borç olarak devlet bü tç esin- den ihtiyacı karş ı lanı r. ” İ mam-ı Gazali, İ hyau’l-Ulû mun’da: “İ ş i olmayana iş bulmak, ç alı ş abilen kimselere iş ya- pacak alet ve araç ları temin etmek devletin vazifesidir” gö rü ş ü nü dile getirir. Ayrı ca ziraatı n tek geç im kaynağ ı olduğ u yerlerde, Devlet, kendisine ait olan toprakları fa- kirlere dağ ı tabilir. Gerektiğ inde baş kaları nı n mü lkü nde olan toprakları satı n alarak onla- ra tevzi edebilir. Kur’â n ve Sü nnet’in hâ kim olduğ u toplumda kiş inin iş talep etme hakkı olduğ u gibi mes- ken, evlilik, yiyecek giyecek ve tedavi gibi zaruri ihtiyaç ları nı karş ı layacak bir ü cret talep etmeye de hakkı vardı r. Ç alı ş tı rdı ğ ı memurları ve iş ç ilerine bö ylesine bir ü cret ö deyerek misâ l olmak İ slâ mî devletin vazifesidir. Zira ilk İ slâ m Devletinin peygamber devlet baş kanı olan Yü ce Peygamberimiz ş ö yle buyurmuş lardı r: “Biz bir kimseyi memuriş ç i edinirsek onu tam tamı na rı zı klandı rtı rı z. ” “Bir kimse bizim bir iş imize tayin olunursa karı sı yoksa evlensin, hizmetç isi yoksa hizmet- ç i edinsin, evi yoksa ev edinsin. ” Peygamberimiz, bu hadisleriyle alı nacak ü cretin mesken, evlilik ve gereğ inde hizmetç i gi- bi ihtiyaç ları n giderilmesine imkâ n verecek bir miktar olması lü zumuna iş aret etmiş ler- dir. İ slâ m Hukukç uları nı n bir kı smı (Ş afiiler) ise Peygamberimizin “Zengine ve azaları tam gü ç lü kiş iye zekâ t verilmez. ” hadisinden delil getirerek emek ve sermayenin eş it değ erde olduğ unu sö ylemiş ler, yani masraflar ç ı ktı ktan sonra, iş ç i, iş verene sağ ladı ğ ı faydanı n ya- rı sı nı ü cret olarak alabilmelidir, buyurmuş lardı r. Ü cretler iç in mesken, yiyecek, giyecek gibi zaruri ihtiyaç ları giderecek bir meblağ veya sağ lanı lan faydanı n yarı sı nı alma gibi ö lç ü ler, hutbemizde de aç ı kladı ğ ı mı z ü zere İ slâ m’ı n ü cretlerin tesbitine ait gerç ekç i gö rü ş lerini ifade ederse de İ slâ m’da yasa olarak, ü cretlerin tesbiti, iş ç i ile iş veren arası ndaki anlaş ma ile kararlaş tı rı lı r. Ancak, genel olarak zulmü ö n- lemek, adaleti ikâ me etmek, İ slâ mî yö netimin gö revi olduğ undan, yö netim asgari ü cretle- ri tesbit ederek, ç eş itli entrikalar yoluyla sermayenin emeğ i istismarı nı engelleyebilir. Ancak asgari ü cret tesbit edilirken bu seviyenin ü stü ndeki ü cretler ve azamî hadler sı nı r- landı rı lamaz. Burada bilinmesi gereken diğ er bir ö nemli husus da ş udur: İ ş ç i adaletli bir ü cret alı r da ailesi kalabalı k olduğ undan aldı ğ ı ü cret yeter olmazsa, ona muhtaç olduğ u miktarda ü cret vermek iş verenin vazifesi değ ildir. Bu durumda İ slâ m Hukukuna gö re ferd meselâ, gereğ inde mî rası na iş tirak edebileceğ i ak- rabası nı n zengin olanları ndan nafaka yardı mı alı r. Mecburî olan bu nafaka yardı mı nı yapacak akraba yoksa bu taktirde kiş i İ slâ mî Devlet Yö - netiminin tahsili ve tevzii ile mü kellef olduğ u zekâ tı n fakirler fonundan devlet yardı mı alı r. Bö ylece ihtiyacı nı karş ı lar.
Ruhî Terbiye
İ nsan beden ve rû htan mü teş ekkildir. İ nsanı n mutluluğ u bedenî ve ruhî yapı sı nı n gü ç lendirilmesi ve korunması ile mü mkü ndü r.
Beden gü ç lendirilir ve korunur da rû h kuvvetlendirilmez ve menfî (olumsuz) tesirlerden korunmazsa, insanda dengesizlik baş lar. Rû hî zaaf ve bu zaaf sonu- cu oluş acak manevî hastalı klar ve buhranlar insanı kuş atı r ve elemler doğ u- rur. İ nsanı mutsuzlaş tı rı r. İ nsanı mı z bedenine gö sterdiğ i hassasiyeti ruhî varlı ğ ı na gö stermediğ i iç in kaynağ ı nı keş fedemediğ i bunalı mlar ve ı stı raplar iç indedir. Mü minler!
Vü cudumuz gı da alı nmadı ğ ı, gerekli vitaminler sağ lanmadı ğ ı ve ç evre et kilerinden korunmadı ğ ı zaman canlı lı ğ ı nı ve neş esini yitirir ve değ iş ik kaynak- lı ağ rı lar ve sı zı lar baş gö sterir de ruhî bü nye gı dalandı rı lmadı ğ ı ve korunmadı - ğ ı zaman manevî zaaf ve ı stı raplar insanı kuş atmaz mı? Mutsuzluk insana ga- lebe ç almaz mı? Maddeci bir toplum vasatı nda ve materyalist bir eğ itim sistemi iç inde- ki insanı mı z, ş artlandı rı ldı ğ ı iç in bü tü n buhranları nı n, iç sı kı ntı sı ve elemleri- nin maddî problemlerden neş et ettiğ ini sanmaktadı r. Bö yle bir zan da ş ü phe- siz ruhî bir hastalı ktı r. Rabbimizin bir sı rrı olan ve insan denen varlı ğ ı n hâ kim unsuru olan Rû h’un besleyici, koruyucu ve mesud edici gü ç kaynağ ı “î man” ve î man ç izgisindeki sa- lih/gü zel /amellerdir.
641
642
|
|||
|