![]()
|
|||
b) Canlarla cihad
Mal veya para ile yapı lacak cihad nevilerinin dı ş ı ndaki bü tü n cihad ş ekil- leri bu ana bö lü mü n iç ine girer. Nefisle cihad, dille-eğ itimle cihad ve kalple cihad canlarla cihadı n baş lı - ca bö lü mleridir.
aa) Nefisle Cihad
İ slâ m Dini’ni yaş ama, yaş atma ve hayata hâ kim kı lma uğ runda bizzat ya- pı labilecek ç alı ş malar bu bö lü me girer.
563
564 İ slâ mî emir ve yasakları taviz vermeksizin ihlasla yaş amak, İ slâ mî amaç - larla vakı flar, sivil ö rgü tler, mahalli idarelerde bizzat vazife almak; ciddî Mü s- lü man ö rneğ i vermek iç in icraatı İ slâ m’la ç atı ş mayan devlet kadroları nda gö - rev ü stlenmek, adaletli icraat yapmak nefisle cihaddı r. İ slâ m Dini’nin, ortak aklı n ve mü sbet ilmin ç irkin gö rdü ğ ü iş leri siyâ sî, iktisadî ve iç timaî nü fu- zu kullanarak ve gerektiğ inde bilfiil ortaya ç ı karak izâ le etmek, mü ş â vereli ve mü saâ deli miting ve yü rü yü ş lere katı lmak ve İ slâ mî bir gö vde gö sterisini ge- rekli kı lan durumlarda hazı r bulunmak, sosyal konumumuzu geliş tirerek ha- yı rları mı zı n artması na vesile olacak yatı rı mlara gitmek ve İ slâ m ü lkü sü ve va- tanı iç in gerektiğ inde silâ hla savaş mak... bunları n her biri de bizzat nefisle ci- haddı r. Ü lkemiz ve İ slâ m ü lkeleri baş ta Amerika olmak ü zere uluslar arası em- peryalizmin ve kullandı kları terö r ö rgü tlerinin tehditleri altı nda bulunduk- ları, Irak, Afganistan, Filistin ve Ç eç enistan gibileri de iş gal altı nda yaş adı kla- rı iç in burada bilvesile ifade edelim ki yalnı z nefisle cihâ dı n değ il mallarla ve canlarla cihâ dı n bü tü n nevilerinden daha da faziletli olan cihâ d, Allah yolun- da silahla savaş maktı r. Zira silâ hlı cihâ dda Allah iç in candan, canla birlikte bü tü n sevilen varlı k- lardan geç mek vardı r. Bu sebepledir ki mü kâ fatı n en bü yü ğ ü silâ hlı cihâ d yapanlara verilecektir. Peygamberimiz ş ö yle buyuruyor: “... Cennette her iki derecesi arası nda yerle gö k arası mesafe bulunan yü z dere ce vardı r. Allah bu makamları yolunda cihâ d edenler iç in hazı rlamı ş tı r... ”2
bb) DilleEğ itimle Cihâ d
Aş ağ ı da takdim edeceğ imiz iş leri ve benzerlerini bu bö lü m iç inde değ er- lendirebiliriz. Bildiğ imiz Kur’â n ve Sü nnet gerç eklerini, tarihî hakikatleri, bilinmesi zarurî iç timaî geliş meleri ve mü him aktü aliteyi baş kaları na nakledip-ö ğ retmek; dinî, tarihî, edebî mevzularda, faydalı san’at dalları nda kitap yazmak, muhte- lif broş ü rler hazı rlamak; hakkı tebliğ eden gazete ve dergilerde yazı yazmak, vaaz-konferans-seminer vermek; İ slâ mcı kü ltü rel ve sosyal akı mları tanı tmak
2 EtTac, 4/326.
ve geliş tirmek iç in sohbetler yapmak; İ slâ m’la ç atı ş an ş ahı s ve mü esseseleri teş his edip mü ’minleri uyarmak... bunlar dille-eğ itimle cihâ ddı r. Kitap okumak, İ slâ m’ı tebliğ etmek ve sevdirmek iç in ö ğ retmenlik yap- mak, İ slamî değ erlere bağ lı mü esseselerinin tanı tı mı n yapmak, vaaz-konferans bantları nı yaymak ve evlerde, derneklerde mü sâ id kı raathanelerde, kö y oda- ları nda dinletmek, eğ itim kursları, yazlı k kamplar dü zenleyerek genç lerin ta- nı ş ı p kaynaş arak bilgi ve edep alı ş veriş inde bulunmaları nı sağ lamak, gece ve- ya gü ndü z iş tirak edilebilecek Kur’â n ve İ slâ mi bilgiler kursları dü zenlemek... Bü tü n bunlar da dille-eğ itimle cihâ ddı r.
cc) Kalble Cihâ d
Malla cihâ d, maddî varlı ğ ı olan mü ’minler iç in, nefisle cihâ d hamle ve ha- reket gü cü nü hâ iz sı hhatli mü ’minler iç in, dille-eğ itimle cihâ d, asgarî seviye- de olsun İ slâ m kü ltü rü almı ş mü ’minler iç in bir vazife ise de, kalble cihad is- tisnası z bü tü n mü ’minlerin mü kellef olduğ u bir cihâ d ş eklidir. Aş ağ ı da misal olarak arzedeceklerimizi bu bö lü mde değ erlendirebiliriz. İ slâ m’ı n dı ş ı ndaki bü tü n hayat sistemlerinin bâ tı l ve batı rı cı olduğ una dâ ir inancı giderek artı rmak, kü frü ve nifakı değ iş tirilemez vakı a olarak gö r- memek; mü ’minleri dost ve yü ce bilip onları sevmek; zalimlere ve iş galcilere kaş ı nefret oluş turmak kalble cihâ ddı r. Ayrı ca İ slâ m Dini’ne, mü sbet ilme ve vahiy ile ayarlı akla aykı rı olan hiç bir sö z, iş ve davranı ş ı tasvib etmemek, maddeci sistemlerin ve materyalist kadroları n hâ kimiyet dö nemlerinde ye’se dü ş meksizin duâ larla ruhî direnci kuvvetlendirmek, mevcud ş artlar iç ersinde mallarla ve canlarla nası l mü câ dele edilebileceğ ini dü ş ü nü p plâ nlamak... bunlar da kalble cihâ ddı r. Nefisle cihâ d, dille-eğ itimle cihâ d ve kalble cihâ d ş eklinde incelediğ imiz “canlarla cihâ d” bö lü mü nü, bu bö lü mü hü lâ sa eden bir hadî sle bitirelim: “Sizden biriniz bir Mü nker (Allah’ı n ve O’nun Peygamberinin doğ rudan ve- ya dolaylı olarak yasakladı ğ ı bir iş, bir davranı ş …) gö rü rse onu bizzat dü zelt sin. Buna gü ç yetiremezse dil ve eğ itim cihadı ile dü zeltsin: Buna da gü ç yetiremezse (nefret oluş turarak) kalb cihâ dı na giriş sin, kalb cihâ dı ise imanı n en zayı f (halin- de bile yapı lması vacip olan cihâ d) dı r. ”3
3 EtTac 1/29.
565
Yü ce Rabbimden cü mlemizi mallarla ve canlarla cihâ d aş kı yla yü celtmesi- ni diler, Cuma Mesajı mı zı Tevbe sû resinden â yetlerle bitiririm: “İ man edenler, (gerektiğ inde) hicret edenler ve Allah yolunda malları ve canları ile cihâ d edenler iç in Allah katı nda en bü yü k dereceler vardı r. İ ş te bun- lar kurtuluş a erenlerdir. Rableri onlara kendi katı ndan rahmet, sevgi ve iç inde tü kenmez nimetler bulunan Cennetleri mü jdeler. Orada ebedi kalacaklardı r. Ş ü phesiz bü yü k mü kâ fat Allah’ı n katı ndadı r. ”4
566
4 Tevbe 21-22.
Silahlı Cihâ d
İ slâ m Dinî Allah’ı n bü tü n insanları n geliş imi ve saadeti iç in seç tiğ i ve ra- zı olduğ u Hayat Nizâ mı dı r. Mü minler bu mukaddes Hayat dü zenini aş kla yaş amak ve yaş atmakla mü kellef oldukları kadar, Kur’â n buyruğ u olarak bu yü ce dinin yasaları na gö - re yaş amaları na karş ı ç ı kan fertler ve topluluklarla da savaş makla mü kellef- tir. Ayrı ca bu ilâ hî dü zenin hakim olduğ u veya ü zerinde mü minlerin yaş amı ş olması sebebiyle hâ kim olabileceğ i İ slâ m vatanı na tecâ vü z eden emperyalist kâ firler/zalimlerle ve iş birlikç ileriyle de savaş mak mecburiyetindedir. Gerektiğ inde silâ hlı bir ş ekilde yapı lması gö revimiz olan cihâ d Rabbimi- zin dü nyada zilletten â hirette elem verici azaptan kurtaracağ ı nı vadettiğ i ve Peygamberimizin de Cennet’in en ü stü n derecelerine ulaş tı racağ ı nı mü jdele- diğ i pek yü ce bir ibadettir. 1 İ lahi ş erî atları n izinde ve Peygamberlerin ö nderliğ inde yaş amamı ş sorum- suz tarihî fertler ve toplumlar. Batı l inanç ları, siyasî ihtirasları, sö mü rü emel- leri ve ahlaksı zca yaş antı ları sebebiyle Peygamberlere ve Peygamberlerin kur- dukları Hak dü zenlere ve bağ lı ları olan mü minlere savaş aç mı ş lardı r. Bu materyalist ve emperyalist fertler ve toplumlar silâ hlı eylemleri arala- rı nda da sü rdü rmü ş lerdir. Onları n Allah’ı n koyduğ u hayat dü zenlerine saldı rı ları ve arkası kesilme- yen silâ hlı tecavü zleri sebebiyledir ki Rabbimizin emriyle hak, adalet, barı ş ve merhamet inkı lâ pç ı ları olan Peygamberler bile savaş an Hak savaş ç ı ları olmuş - lardı r.
1 Mü mtahine 89; Saf 1012.
567
568 Mazideki Peygamberler gibi Peygamberimiz Hz. Muhammed de saldı rı - ları karş ı lamak iç in savaş mak ve merhamet ç ağ layanı olan zatı nı “Ben rahmet ve harp peygamberiyim. ” ş eklinde Hak savaş ç ı sı olarak tanı tmak mecburiyetin- de kalmı ş tı r. 2 Mü minler! Dinimizin ana kaynağ ı olan Kur’â n-ı Kerî m ve onun aç ı klaması olan Pey- gamberimizin Sü nnet’i, İ slâ m. Mesajı nı n yaş anması ve tebliğ edilmesini engel- leyen, İ slâ m yurduna tecâ vü z eden ve mü minlerin kü ltü rel siyasî ve iktisadî hakları nı gasp etmek isteyen kâ firlere, zâ limlere ve mü ttefiklerine karş ı verile- cek cihâ dı n bü tü n ayrı ntı ları nı bildirmiş tir. Ana ilke savunmadı r. Rabbimiz yolunun savaş ç ı ları olarak bildirdiğ i mü minlere bu ana ilkeyi ve gereğ ini ş ö ylece emir buyurmaktadı r: “Kendilerine savaş aç ı lanlara, zulme uğ ramaları ndan dolayı, savaş ma izni ve rilmiş tir. ” “Sizinle savaş anlarla siz de savaş ı n. Ancak aş ı rı giderek savaş ı nı zı tecavü ze dö nü ş tü rmeyin. Allah saldı rganları sevmez. ”3 Gerç ekten, batı l inanç ları uğ runa tasallut edebilecek, ı rk taassubu ve sö - mü rü amacı na yö nelik olarak hâ kimiyet ihtirası na kapı labilecek fertler ve top- lumlar her devirde olabileceğ inden dinimiz onlarla silâ hlı savaş ı farz kı lmı ş - tı r. Cihâ dı n ş ü mulü iç ine girecek bü tü n ç alı ş maları ve fedakâ rlı kları, sı rf Al- lah rı zası iç in olduğ u sü rece de amellerin en gü zeli ve en faziletlisi olarak değ erlendirmiş tir. Bu hususta Peygamberimiz ş ö yle buyurmuş lardı r: • [“Ey insanlar! Dü ş manla karş ı laş mayı temenni etmeyiniz. Allah’tan sağ - lı k ve gü venlik dileyiniz. Karş ı laş tı ğ ı nı z zaman da sabrediniz, biliniz ki cennet silâ hları n (kı lı ç ları n) gö lgesi altı ndadı r. ” • “... (İ nsanları n en faziletlisi) Allah yolunda malı ile canı ile savaş andı r. ” • “Allah’ı n rı zası iç in sı nı rda bir gü n nö bet beklemek, dü nya ve iç indeki nimetlerden daha hayı rlı dı r. ” • “Allah yolunda (cihâ d’a ç ı karak) ayağ ı tozlanan kimseye cehennem ate- ş i dokunmaz. ”
2 C. Sağ ı r 1/108. 3 Hac 39; Bakara 190.
• “Allah yolunda ş ehî d olanı n yeri cennettir. ”]4 Dinimizin bu ve benzeri aç ı klamaları ndan ö tü rü dü r ki, gaza ve ş ehâ det mefkuresi mü minler iç in ideallerin en yü cesi olmuş, gazaya aş kla ç ı kı lmı ş, ş e- hitliğ e ş evkle koş ulmuş tur. İ slâ m tarihinin ve bu tarihin mü him bir bö lü mü - nü teş kil eden tarihimizin kazanı lan bü tü n zaferleri bu mefkurenin ü rü nü ol- muş tur. Dinimizde vazifelerin en ö nemlisi olan, mü kâ fatı da ehemmiyeti ö lç ü sü n- de bü yü k olan cihâ ddan kaç ı nmak ve bu uğ urda gerekeni yapmamak da pek tabiî ki gü nahları n bü yü klerindendir. Peygamberimiz ş ö yle buyururlar: “Felaket getirici, helak edici yedi (bü yü k haram) dan sakı nı n. Bunlar: a) (Allah’tan baş ka varlı klarda yaratı cı gü ç vehmederek, insanlarda Al- lah’ı n koyduğ u kanunlarla ç atı ş acak yasalar koyma hakkı nı gö rerek) Allah’a ortak koş mak. b) Sihir yapmak, c) Allah’ı n ö ldü rü lmesini haram kı ldı ğ ı bir insanı haksı z yere ö ldü rmek, d) Faiz alı p-yemek. e) Yettim malı nı (zimmetine geç irmek ve) yemek, f) (İ slâ m Dinî ve İ slâ m vatanı uğ runda yapı lan) savaş gü nlerinde ordu- dan kaç mak, g) Zinadan uzak ve habersiz namuslu kadı nlara zina iftira etmektir. ” “Bir kimse (gü cü varken) savaş maz, savaş abilecek bir kimseyi teç hiz edip ga zaya yollamaz veya cihada ç ı kan bir kimsenin aile fertlerine iyi bakmazsa daha kı yamete varmadan bü yü k belâ ya uğ rar. ”5 Mü minler! İ slâ m dinini yaş amak ve tebliğ etmek, İ slâ m vatanı nı veya yardı m isteyen mazlumları korumak iç in verilecek cihâ dı n silâ hlı faslı mü minler iç in farzı ki- fâ yedir. Ancak İ slâ m Yurduna fiilen tecavü z edilmesi halinde umumî seferber- likte eli silâ h tutan her kiş iye, namaz gibi, zekâ t gibi farz-ı ayı n olur. Ç ü nkü mü minler verdikleri savaş ta ancak bir birlerinden yardı m bekleyebilirler.
4 R. Salihin ve Ter. 2/532, 543, 559; S. Ebû Davud Cihad B. Fazliş Ş ehadeti. 5 S. Ebû Davud, K. Cihad B. C. Fazliş Ş ehâ deti. M. S. Mü slim Hn. 103; S. Ebu Davud, K. Ve- saya B. Macae Fitteş dî di F. Ekli MalilYetimi, R. Salihin ve Ter. 2/571.
569
570 Peygamberimizin, Mü slü manları n safı nda savaş a katı lmayı arzu etmesine rağ men, putperest olan bir kiş inin yardı mı nı kabul etmeyiş inden delil getiren bazı İ slâ m hukukç uları “harpte Mü slü man olmayanlardan yardı m almak caiz değ ildir. ” gö rü ş ü nü ileri sü rmü ş lerdir. Tarihî olaylara ve mevcut geliş melere gö re esas alı nması gereken gö rü ş de budur. Bunun iç indir ki Kur’â n’da “Bizleri temsil etme ve adı mı za iş lem yapma yetkisi verecek ş ekilde Kâ firlerin Velî /Dost edinilmemesi” ihtar olunmuş, “dü ş manları mı z iç in gü cü mü z nisbetinde (ö nceden) kuvvet hazı rlamamı z, ” emrolunmuş tur. 6 Dü ş mana karş ı dost olmayandan yardı m beklemek manâ sı na gelen harp- te gayr-ı mü slimlerden ve materyalistlerden yardı m beklemek gerç ekten bü - yü k bir hamakat ve hü srandı r. Ü zü lerek ifade edelim ordusuyla birlikte Mille- timiz bu utanç verici irticanı n iç indedir. Mü minler! İ nsanlar arası nda batı lperestler ve emperyalistler mevcut olduğ u sü rece savaş bir hayat gerç eğ idir. Bunun iç indir ki Kur’â n ifadesiyle “Arzu etmememi- ze rağ men ü zerimize savaş farz kı lı ndı... ”7 Peygamberimizin duyurduğ u gibi “Silâ hlı savaş da Kı yamete kadar devam edecektir. ” Tarihin ş ehadeti de bunu gö stermektedir. Savaş tan ve tehlikelerinden korunmak ise ancak savaş a ve doğ uracağ ı ne- ticelere karş ı hazı r olmakla mü mkü ndü r. Bu nedenledir ki Kur’â n ve Sü nnet silahlı savaş anlamı na cihâ d konusuna ö nem vermekte mü minlerin cihâ d ruhunu zinde tutmaktadı r. Bizler mü min fertler ve toplum olarak Kur’â n ve Sü nnet izinde geleceğ e iyi hazı rlanmak durumundayı z. İ slâ m ü lkelerinin geniş hammadde kaynakları na sahip olması ve bü yü k pazar vasfı nı taş ı ması ve baş ta ü lkemiz olmak ü zere bir kı smı nı n mü him bir coğ rafî konuma sahip bulunması yakı n geleceğ e ç ok iyi hazı rlanı lması nı zarurî kı lmaktadı r. İ slâ m dü nyası nı n halen devam etmekte olan baş ta Kı brı s, Keş mir, Filistin
6 Maide 51, 58, Enfal 60. 7 Bakara 216.
davaları ve Irak ve Afganistan iş galleri ve benzeri siyasi ve iktisadi kurtuluş sa- vaş ları da silâ hlı savaş a hazı r olmaya icbar etmektedir. Bu sebeple insanı mı zı gaza ve ş ehâ det mefkû resiyle dolu İ slâ m insanı ola- rak yetiş tirmek, bü yü k halk kitlelerimizi daha gü ç lü ve tutumlu olarak gele- ceğ e hazı rlamak mecburiyetindeyiz. İ slâ m dü nyası dı ş ı ndan yardı m almamı zı gerektirmeyecek ş ekilde ağ ı r ve elektronik harp sanayimizi kurmak ve İ slâ m ü lkeleriyle bağ lantı mı zı kuvvetlendirmek de kaç ı nı lmaz vazifemizdir. Sö zü Allah’ı n Kitabı Kur’â n’a bı rakı yorum: “Allah yolunda ö ldü rü lmü ş olanları sakı n ö lü sanma. Bu yanı lgı olur. Onlar, Rableri katı nda diridirler ve rı zı klandı rı lmaktadı rlar. Onlar orada Allah’ı n lü tfun dan kendilerine verdiğ i nimetlerle sevinirler ve arkaları ndan henü z ş ehit olup da kendilerine ulaş mamı ş olanlara kendilerine korku olmayacağ ı nı ve ü zü lmeyecekle rini mü jdelemek isterler. ”8
571
8 Â li İ mran 169170.
İ slâ mî Ö lç ü lere Gö re Gü zel Giyimin Maddi Ş artları
572 Bü tü n gü zelliklerin kaynağ ı ve yaratı cı sı olan Yü ce Allah her bir varlı ğ ı gü - zel yaratmı ş tı r. En gü zel kı vamda yarattı ğ ı insanı da İ slâ m’la gü zellikler yarı ş ı - na ç ı karmı ş tı r. Bu yarı ş ta baş arı gö sterecekleri de Gü zellikler yurdu olan ebedî Cennetlere varis kı lmı ş tı r. İ slâ m’la gü zellik yarı ş ı na ç ı karı lan insana sö zde, davranı ş ta ve iş te gü zellik emredildiğ i gibi giyimde de gü zellik emredilmiş tir. Bu hutbemizde dinimizin gü zele erdirmek iç in koyduğ u maddî nitelikli ş artları ö zetlemeye ç alı ş acağ ı z.
|
|||
|