Geleneksel finansal ürünler için blok zinciri altyapısı

1.Geleneksel finansal ürünler için blok zinciri altyapısı

Özel kuruluşlar tarafından oluşturulan blok zincirleri, sistem yöneticilerine kimlerin işlem yapabileceğine, kimlerin işlemleri onaylayacağına ve onaylanan defter kayıtlarını kimlerin görebileceğine karar verme yetkisi vermektedir. Özellikle birbirleriyle işlem yapmak isteyen ancak güven sorunu bulunan taraflar için özel amaçlı blok zincirleri önem taşımaktadır (Berke, 2017).

PWC tarafından finansal hizmetler sektörü temsilcilerine uygulanan bir anketin sonuçlarına göre 2020 yılına gelindiğinde blok zincirinin üretim sisteminin bir parçası veya süreci olması beklenmektedir (PWC, 2017). Amerikan NASDAQ, halka arz öncesi şirketler arası hisse transferlerinin gerçekleştirildiği özel piyasasında blok zinciri teknolojisini test etmektedir. “Colored Coin” adı verilen teknolojinin kullanımı sayesinde dijital varlıkların transferinde onay süresine gerek kalmamakta ve saniye başına daha yüksek işlem hacmi neredeyse yok denilecek seviyedeki işlem ücretleriyle gerçekleştirilebilmektedir (NASDAQ, 2016).

Benzer şekilde Avustralya Borsası da işlem sonrası süreç platformu olarak blok zinciri teknolojisini kullanmaya hazırlanmaktadır. Blok zinciri teknolojisini oluşturacak şirkete ortaklık yatırımı da gerçekleştiren Borsa, teknoloji sayesinde riskleri azaltmayı ve hisse işlemleri sonrası süreçleri kısaltmayı amaçlamaktadır (ASX, 2016).

2015 yılında kurulan ve aralarında Bank of Montreal, BNY Mellon, CIBC, Commerzbank, Commonwealth Bank of Australia, ING, Macquarie, Mitsubishi UFJ Financial Group, Mizuho Bank, Nordea, RBC, Société Générale, State Street, TD Bank, UniCredit, Wells Fargo gibi bankacılık ve finans sektörünün 80 kuruluşun bulunduğu bir konsorsiyum tarafından desteklenen R3 isimli dağıtık defter platformu, finans sektörünü blok zinciri ve beraberindeki teknolojilere hazırlamayı ve gelecekte bu teknolojileri adapte etmeyi amaçlamaktadır (WEF 2017).

⇐ Предыдущая 1 234 5 6 7 8 9 Следующая ⇒